Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2444.3
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64295.89$

ZULME VE ADALETSİZLİĞE KARŞIYIM

09 Mart 2022, Çarşamba 08:30

Çok ayrımcılığın hüküm sürdüğü bir çağda yaşıyoruz; Kötülüğün her gün iyiliğe kafa tuttuğu, adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir çağ. Renklerin, ırkların ve insanın insana olan üstünlüğünün bağıra bağıra söylendiği, masumların ezildiği adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir çağ. Bu dünyada adalet beklemenin imkânsız olduğunu, bu dünyada onurun da adaletin de olmadığını daha kaç kere göreceğiz. Bu dünyada insanlar düzenbaz, ikiyüzlü ve zalim. Herkes savaşa hayır naralarını atarlar. Tabii ki savaşa ve güç gösterisi adına masumlar öldürülüyorsa, buna herkesin karşı çıkması insanlık adına çok önemli. Ama herkes ayrımcılığa ve ırkçılığa hayır derken, rengin siyah Müslümansan gözler kör, kulaklar sağır hale gelir. Ama rengin sarı, gözlerin maviyse zulümden kaçsan da geziye çıksan da gözler fal taşı gibi açılır, en ufak acı bir ses, feryat olarak algılanır.

Savaş ve zulüm kötüdür, bunu insanım diyen hiç kimse hoş göremez. Ama dünden bugüne benden ve benden olmayan diye bu zulümler için farklı diller kullanılıyor. Putin yerden yere vurulurken yıllardır sistematik olarak Filistin topraklarındaki işgallere ve yapılan zulme kulaklar sağır, gözler kör olarak ayrımcılık yapılıyor.

Rusya’yı kısa bir süre içerisinde düşman ilan eden batı, İsrail’i 1946 yılından bu yana alkışlıyor. Neden? Cevabı gayet açık. Çünkü Filistin’de Müslüman kanı akıyor. Daha dün Mesut Özil maça çıkarken Uygur Türklerine destek olduğu için “biz bir futbol kulübüyüz ve siyasetten uzak dururuz”  diyerek tepki gösteren Arsenal takımı, bugün maçına Ukrayna pazubandı ile çıkıyor.  Yere batsın sizin medeniyetiniz ve insanlık anlayışınız.

Oysa masumiyetin dini, dli, ırkı ve rengi olmaz, hiçbir din de bunu kabul etmez, ama ne zaman Rusya’nın Ukrayna işgali başladı, Dünya, ayrımcılığını, ırkçılığını ve din üzeri kurulan dilini bir kere daha itiraf etti. Ukrayna’dan gelen mültecilere kapılarını açarken, “onlar Hristiyan, onlar bize daha yakın,” diyerek geçişlerine izin verdiler ama siyah tenli Müslüman insanları trenlerden indirirken, insan haklarını ve eşitlik duygularının yokluğunu ve din üzerinden çifte standartlarını ortaya koymaktan geri kalmadılar.

Menfaat düşüncesiyle çıkarlarını düşünerek savaş çıkartan ve bu savaşların mağdurlarına üzülüyorum, ama Ortadoğu da, Afrika'da ve diğer ülkelerdeki mağdurlara uzaktan bakanlara da karşıyım ve süper güçlerin büyük çıkarları olduğunda harekete geçip tepki göstermesinden doğan adaletsizliğe karşıyım. ” Ölmek İSTEMİYORUM” diyen bir çocuğun feryadına kulak verirken, “anne çok acıktım, cennette ekmek var mı, Ben ölmek İSTİYORUM” diyen Müslüman bir çocuğun feryadına kulak asmayan dünyanın adaletsizliğine karşıyım. Bugün Ukrayna'nın yanında olup, dünyanın başka yerlerinde savaş kayıplarını hiç görmeyen ve duymayan insanlara karşıyım. Suriyeli, Afganlı vb mültecilerin denizde botlarını batırıp öldüren batı, şimdi Ukraynalıları alabileceğini söyleyen, sözde demokrasi ve insan hakları hümanistlere de karşıyım. Daha birkaç gün önce düzensiz göçmen mazereti ürettikleri 19 siyahi göçmenin donarak ölmesine göz yuman ama sarı saçlı mavi gözlü mültecilere kucak açarak insanlık gösterisi yapan insanlıktan nasibi olmayan riyakâr insan müsveddelerine karşıyım. İdeolojik düşünceleriyle mazluma yaşama şansı vermeyen ve paylaşımdan uzak, “Müslüman olduğunu söyleyen vicdansız, ikiyüzlü süslümanlara” karşıyım.

Bu ikiyüzlü insanlık müsveddelerinin yaptığı görmezliğin, duymazlığın ve adaletsizliğin hangisinden bahsedeyim. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Daha dün Suriye’de, Irak’ta yaşanan işgal girişimleri, yıllardır süren Filistin’de ki çocuk ölümleri ve göklere ulaşan feryatlar, Myanmar’da yaşanan zulümleri ve Uygur Türklerine yapılan işkenceleri, Bosna’da ki tecavüzleri, Hocalı katliamını ve yıllarca feryat halinde sömürülen Afrikalı açları duymayan ve mültecilere kapılarını kapatan dünya, bugün sarı saçlı mavi gözlülere kapılarını sonuna kadar açıyor. En garibi de daha birkaç gün önce Ukrayna’da savaştan kaçan ve Avrupa’ya gitmek isteyen yüzlerce, binlerce sarı saçlı mavi gözlü insanlar, trene binerken içlerinde kara gözlü, kara tenli Afrikalı çocuklar, gençler trenden indirildiler. Bu bir namussuzluktur, bir ikiyüzlülüktür ve hala devam eden orta çağ gericiliğidir. Bir yerde savaş ve zulüm varsa, orada herkes için eşitlik ve adalet olmalı ama Avrupa’nın adalet anlayışı renklere bağlı olarak işliyor. Sizin insan hakları, hümanizm, özgürlük ve adalet düşüncenizin Allah belasını versin.

Dün Bosna savaşında Bosna halkına yardım için gelen gönüllü savaşçılara “terörist” diyen batı, bugün Ukrayna’ya gelen gönüllü savaşçılara “kahramanlar” diyorlar. Batı dünyasındaki insanlık anlayışı ve adalet sistemi bu işte.

Avrupa, peki ülkemiz insanlarının onlardan farkı var mı? Elimizde kan olmasa da kanlı ırkçı Avrupa gibi biz de vicdanı kararmış olduk. Sakın kendinizi soyutlamayın, kimse de kendini kandırmasın, adalet ülküsünden, vicdan ve merhamet eksiliğinden yoksunluğunuz, sizde de ırkçılığı ortaya çıkartıyor. Esprisi bile kötü ama daha düne kadar, “Ukrayna karışacak, mülteci olarak bize gelsinler” diye savaştan medet uman ve eli silahlı Ukrayna bayanlarının fotoğraflarının altına “sana kurşun sıkan eller kırılsın” diye espriler yapılıyordu. Siyahi Müslüman’ı seversen gericisin, sarışın Hristiyan’ı seversen çağdaşsın. İşte bugünün dünyasında ki adalet ve çağdaşlık anlayışı bunun üzerine kurulu. Zulümden kaçan siyahi ise vatan haini, sarı saçlı mavi gözlü ise mazlum(!) öyle mi? Çok riyakârsınız, çok zalimsiniz.

Batı hayranı ve medeniyetini göklere çıkartanlar, ülkesini kötüleyen içimizdeki insanların nasıl bir medeniyete hayran olduklarını gözler önüne seriyorlar ama bizim insanımız, kişisel kin ve menfaatlerinden dolayı bunları da görmezden gelirler. Dün Ukrayna’da işgal ve savaş başladığında herkes bir algıyla Suriyeli mültecileri hedef göstererek Ukraynalıların ülkelerini terk etmediğini, vatanlarında kaldığı algısını insanlara empoze edip, Suriyelilere karşı yeni bir cephe açmaya çalıştılar. Ama görüldü ki, zulüm ve savaş nerdeyse, herkes, rengi, ırkı ne olursa olsun vatanını terk ediyor. Adaletsizlik, ellerdeki kan ve kirlilik Avrupa’daysa, aynı oranda bizim ülkemizde de düşüncelerde bu adaletsizlik ve ikiyüzlülük yer ediyor. Avrupa’nın eli kirli ve kanlı, bizim de vicdanımız kirlenmiş ve kararmış. Sizce arada ki fark nedir?

Adaletin olmadığı veya işine geldiği gibi adaleti yorumlayan bu insanların, kafalarının nasıl işlediğini ve pek çoğunun da kafalarının hiç işlemediğini gayet iyi biliyor, yine de bir gün adaleti, eşitliği ve vicdani düşünmeye başlayacaklarını umut ediyorum.

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.