BAĞIMSIZLIK  

Her canlı esarete başkaldırır, hür olmak ister.

Çok kıymetli bir duygudur bağımsızlık.

Tarihte tüm milletler hürriyet için savaşlara girmekten çekinmemiş ve kayıplar vermiştir.

Türk milletinin esarete hiç tahammülü olmaz, hür yaşamış, hür yaşayacaktır.

Şanlı zaferlerimizin arkasında özgürlüğümüze düşkünlüğümüz, vatanımıza sevdamız yatar.

İşte 18 Mart Çanakkale zaferi de böyle bir destandır bizim için.

Nice kahramanlar gözünü kırpmadan şehit olmuştur.

Atatürk başta olmak üzere kahramanlık öykülerinin mimarı olan birçok komutanın dirayetli direnişidir Çanakkale…

Emperyalizme geçit vermemiştir şanlı milletimin kahramanları, ruhları şad olsun.

Peki günümüzde eski savaşlar yok, işgal orduları yok ama bağımsız mıyız?

Bence değiliz…

Ekonomik olarak bağımlıyız, teknoloji olarak bağımlıyız, bilimsel olarak bağımlıyız…

Artık fiilen işgale gerek yok, silaha gerek yok, başka birçok yol var.

Çalışkan bir milletiz, zekiyiz ama bazı alanlarda gelişim konusunda nedense bağımsız olacak kadar ilerleme sağlayamadık.

Güzel gelişmeler oluyor ama daha çok yetersiziz.

Bu konular biraz politik yönü de olan konular, çok uzman olduğum bir alan değil ama ben psikiyatrist olarak ‘zihinsel bağımsızlıktan’ bahsetmek istiyorum.

İnsan olgunlaşma sürecinde aile, okul, çevre, kültür gibi birçok etkenle etkileşimde olarak zihinsel olarak gelişim sağlar.

Belli bir yaşta birey olarak kendine ait bakış açısı, düşünceler ve davranışlar geliştirir.

Aslında eğitim sisteminin, aile tutumunun ve çevrenin bireysel kimlik gelişimini destekler nitelikte olması gerekir.

Tanrı hepimize ayrı bir beden ve bu dünyayı algılayıp yorumlayan bir beyin vermiş.

Birey olarak hepimiz değerli ve özgünüz.

Lakin bizim toplumda bireysel olgunlaşma maalesef çok desteklenmiyor.

İnsanların belli bir yaştan sonra kendilerinin düşünebildiği, karar verebildiği, davranışlarından sorumlu olduğu bir birey olması gerektiği çok onanmıyor.

İş ailede başlıyor, sonra din, kültür ve eğitim…

Bireysel olarak çocuğun fikrine önem verilmiyor: ‘Senin aklın yetmez, sus bakalım!’

Dini konularda farklı düşünmeye izin verilmiyor: ’Sen hocadan iyi mi bileceksin, tövbe tövbe’

Kültür ise birey olursan başarısızız olursun diyor: ‘Sürüden ayrılanı kurt kapar’

İnsanoğlu koyun mu? Kim kapacak?

Allah’ın verdiği aklı kullanmak, her konuda düşünebilmek, sorgulayabilmek niye desteklenmez?

Bireysel olursanız yönlendirilmeniz ve yönetilmeniz zor olur.

Bir cemaate, cemiyete, partiye ve aslında herhangi bir ideolojiye saplantı tarzı bağlanma ve onun zihninizi işgaline müsaade etmeniz bağımsızlığınızı yitirmenize ve yönlendirilen bir esire dönüşmenize neden oluyor.

Bunu yaparken artık silahları çok: internet, yazılı ve görsel basın, dergiler, kitaplar…

Fikri hür olmak, vicdanı hür olmak en büyük mutluluktur şu dünyada.

Şu günlerde zihnimizi işgal edenlerin bizi çok böldüğünü fark etmediniz mi?

İnsani ortak değerlerimizi her ne kadar afetlerde harekete geçirip geçici birliktelik balayıları yaşasak da işgalciler hemen bölüyor yine bizi…

O gavur, Yunan, Kürt, Şeriatçı, Yahudi, Alevi, A partili… say say bitmez.

Zihnimizi işgal edenler neyin doğru olduğunu söyler, kime oy vereceğimizi söyler, çocuklarımızı nerede okutacağımızı söyler ve diğerleri yani bizim gibi olmayanların da sakıncalı olduğunu hep hatırlatır.

Sizi kolay yönetmeleri için bağımsız olmamanız, bağımsız düşünememeniz ve her daim itaat etmeniz gerekli.

Lütfen özgür olmayı tercih edin, aklınızı kullanın, birey olmanın tadına varın.

Koyun değilsiniz sizi kapmazlar, illaki bir grubun kölesi olmayın.

Her fikri sorgulayın, karşı fikirleri de dinleyin, hep aynı kanalları izlemeyin, hep aynı gazeteleri okumayın!

İnsani değerleri yüceltmek, hayat yolculuğunda olgun, gelişmiş insanlar olmak için okuyun, din okuyun, felsefe okuyun, tarih okuyun…

Sizi dini kullanarak, siyaseti kullanarak, ırkı kullanarak bölmeye çalışanlara izin vermeyin.

Bölünüp küçük gruplara ayrılıp belli fikirlerle zihniniz işgal edildiğinde yönetilmeniz daha kolay, hedefleri bu.

Bu necip millet aklı, bilimi önemseyerek, birlikte olmanın gücünü kullanarak destanlar yazmıştır.

Hürriyetimize düşkünlüğümüzden ödün vermeyelim, sadece bedensel esaret değil, tam bağımsızlık için zihnimizi işgal edip düşüncelerimize yön verenlerden kurtulalım.

Tam bir bağımsızlık için ekonomik, teknoloji, bilim, tarım ve eğitim gibi çalışalım, çalışalım, çalışalım.