Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    62980.792$

GÜNEŞE PAS VER” Ki “YEŞİL GOL” OLSUN

24 Şubat 2022, Perşembe 00:04

STADYUMLARA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇERÇEVESİNDEN BAKMAK

Yaşlı dünyamızda enerji kaynakları konusu sanırım herkes tarafından yorumlanabilen ya da çoğunluğun görüş bildirdiği konulardan biridir. Enerji kaynaklarımız (fosil yakıtlar, petrol bazlı yakıtlar) hızla tükeniyor ve bu geleceğimiz açısından büyük endişelere yol açıyor. Sadece sorun kaynaklarımızın tükenmesi değil aynı zamanda tüketilen bu kaynakların doğaya bıraktığı zararlı etkiler. Fosil yakıtların yakılması nedeniyle serbest bırakılan sera gazları. Yani beraberinde çevresel sorunlarda artıyor. Birçok kesim ekoloji ve enerji verimliliği konularına gittikçe daha fazla önem verirken, yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji konusunda girişimler gün geçtikçe artıyor. Hal böyle iken farklı alanlarda çevresel sürdürülebilirlik projelerinin de hayata geçirilmesi kaçınılmaz oluyor.

Dünya, sürdürülebilirlik kavramını ilk defa, Birleşmiş Milletler bünyesinde çalışan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılında yayımladığı “Ortak Geleceğimiz” isimli raporunda duymuştur. Bununla beraber Çevre ve Kalkınma Raporu (Brundtland Raporu) (1987), Rio Konferansı (1992), Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı (Habitat II 1996), Rio + 5 Zirvesi 1997 ve Johannesburg Zirvesi 2002 gibi konferans ve zirvelerde sürdürülebilirlik söylevleri önde çıkmıştır. Peki, bu kavram ne anlama gelmektedir? BM Brundtland Raporu, sürdürülebilirliğin "gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden mevcut neslin ihtiyaçlarını karşılamayı" içermesi olarak tanımlamıştır. Aslında çevresel sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin mevcut nesillerle eşit, hatta daha iyi bir yaşam tarzı yaşamaları için mevcut doğal kaynaklara sahip olmasını sağlayacak şekilde hareket etmekle ilgilidir. Bu çerçevede; dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynakları ile temiz enerji üretmek günümüzde oldukça yaygınlaşmaya başladı. Gerek yenilenemez enerji kaynaklarının tükenme seviyelerine yaklaşmasından, gerekse de temiz enerjinin yeni bir trend haline gelmesinden dolayı bu yönde ciddi adımlar ve yatırımlar yapılmaktadır.

Sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma hemen her alanda her sektörde önemli kavramlar olup, spor sektörünü de hem küresel hem ülkesel anlamda ilgilendirmektedir. Spor alanında en popüler ve en kapsamlı spor dalı günümüzde futboldur. Bu durum futbol maçlarının oynandığı, bu spor dalının teatral mekânı olan stadyumları dabuna bağlı olarak prestij yapıları haline gelmiştir.Stadyumlar ölçekleri ve yüklendikleri çeşitli anlamalar nedeniyle kent mekanını fiziksel, sosyal, kültürel olarak etkilemektedir. Kentin odak noktası olma potansiyeli taşımaktadırlar. Bu bahsedilenler yanında son dönemlerde ortaya çıkan iklim krizi bağlamında sürdürülebilirlik ilkelerine göre tasarlanması ve inşa edilmesi gerekliliği de ortaya çıkmıştır. Artık futbol dünyasında yeniliği ve sorumluluğu temsil eden ve sürdürülebilir enerji ile çalışmak üzerine tasarlanan yeni jenerasyon stadyumlar sürdürülebilir, çevreci, çevre dostu ya da yeşil yapılar olarak adlandırılmaktadır. Artık hedef stadyumları hem daha rahat ve ucuza finanse edilebilmek hem de sonucunda dünyayı kurtarmak!!!

Dünyayı Kurtaran Yeni Nesil Stadyumlar

Günümüzde stadyumlar, sundukları üst düzey spor hizmetleriyle beraber çevre dostu yapı tasarımıyla birbirlerini geride bırakmaya başladılar. Aslında bu tür yapıların (stadyumlar) pek dikkat çekmeyen ana hedefi, sosyal yaşamı iyileştirme ve insan sağlığını korumak olmasına rağmen, bu tür tesislerin en büyük kamusal alan olma özelliğinden dolayı çevreye getirdiği olumsuz etkiler ve harcanan enerji tartışma konusudur. Stadyumların çevre üzerine olumsuz etkileri; su kirliliği, hava kirliliği, gürültü kirliliği, atık sorunu, ekolojik bozulmalar ve çevresel tehlikeler olarak sıralanabilir. Bu etkilerin boyutları, spor tesisinin sahip olduğu alana, konumlandırıldığı yere, kullanım kapasitesine, su ve enerji tüketimine göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca bu yapı sadece kullanıcıları ve yakın çevresini değil toplumun tüm bireylerini ilgilendiren ekolojik dengeleri de etkilemektedir.

Spor ve spor organizasyonları aslında pek de çevreci bir etkinlik olarak görülmez!!! Her maç ve organizasyon sonunda ortaya çıkan atıklar, çöp yığınları, çevre kirliliği, konfeti, ışıklandırma, gürültü, ses sistemleri, trafik. Bazen stadyumlarımızdaki tek yeşil şey saha gibi görünebilir. Bununla da bitmiyor. Bu etkinliklerin ekolojik ayak izi (insanların tükettiği toplam kaynakları ve bu kaynakları değiştirmek için gereken kara, su alanı karşılaştırılması) ve karbon ayak izi (kaynak kullanımı). Her iki hesaplama da insan faaliyetinin çevre üzerindeki etkisini göstermektedir. 2010 FIFA Dünya Kupası’nın karbon ayak izinin, 2006 FIFA Dünya Kupasının dokuz katına çıktığı, Pekin Olimpiyat Oyunlarının 2 katına çıktığı bilinmektedir. Ancak gün geçtikçe kapasitesi artarak daha geniş kitlelere ev sahipliği yapan stadyumların, sürdürülebilir yaklaşımlarla ele alınmaya başlanması çok yeni bir kavram değil. Bu yaklaşımlar birbirine benzeyen, herkesin bildiği modern stadyum tabiri ve bildiğimiz stadyum niteliklerini geride bırakarak sürdürülebilir, çevreci ve yeşil bina olma özelliğini taşıyor. Bu çerçevede; yeni nesil stadyumlarda, güneş enerjisinden yararlanılarak enerji üretildiği, yağmur sularının depolanarak geri dönüştürüldüğü ve doğaya uyumlu ya da geri dönüştürülmüş materyallerin kullanıldığı görülmektedir.

Dünya’da sporu ve çevre sürdürülebilirliğini teşvik etmek için çığır açan yeşil girişimler uygulanmaktadır. Bunlardan biri Uluslararası çevreci sivil toplum kuruluşu “Greenpeace” tarafından desteklenen “Güneşe Pas Ver” projesidir. Proje kapsamında, en çok elektrik tüketiminin yapıldığı statlarda güneş enerjisinin kullanılması, kulüplerinin fatura maliyetinden kurtulması öneriliyor. Bununla da kalmıyor üretilen elektriğin fazlasını şebekeye iletebilen kulüpler ayrıca ek gelir elde edebiliyor. Greenpeace Türkiye’ye göre ülkemizde Süper Lig’deki statlar güneş enerjisine geçtiğinde her yıl yaklaşık 35 bin evin elektrik ihtiyacı karşılanacağı iddia ediliyor. Bu ne demek bir maçta elli beş bin kapasiteli bir stadın harcadığı enerji 164 hanenin yıllık elektrik tüketimine denk. Bu konuda sivil kuruluşların projelerinin yanında stadyumların tasarımı, inşası ve yönetimi alanlarında Dünya Futbol Birliği'nin ortaya koyduğu2006 FIFA Dünya Kupası ile başlayan Yeşil Gol hareketi yıllar içinde gelişerek sürdürülebilir turnuva ve stadyum tasarımı için önemli bir kritere dönüşmüştür.Bu fikrin ilk kez futbol otoriteleri tarafından resmî olarak raporlanmış hali 2006 Almanya Dünya Kupası ile karşımıza çıkarken, 2008 yılında gerçekleşen Avrupa Futbol Şampiyonası ile devam etmiş ve 2010 yılına gelindiğinde ise Güney Afrika Dünya Kupası özelinde iki ayrı rapor yayınlanarak yeşil gol hareketinin kapsamı daha da genişletilmiştir. Bu hareket (yeşil gol) 2011 yılında FIFA yönergesinde daha da genişletilerek ilk kez bu tür stadyumların sertifikalandırılması ve sertifika gereklilikleri değerlendirilmiştir.Aynı yıl Avrupa Futbol Birliği (UEFA) de kendi yönergesine “Sürdürülebilir Stadyum Konseptleri” alt başlığını eklemiş ve diğer raporlardan farklı olarak stadyum yapı malzemeleri de inceleme kapsamına almıştır. 2012 Avrupa ve 2014 Dünya Kupası için hazırlanan raporlarda da paralel konular ele alınmıştır. Son olarak Fransa EURO 2016 ve Rusya FIFA 2018 de benzer kriterler raporlanmıştır.Stadyumlarla başlayıp futbol turnuvalarının sürdürülebilirliğine kadar olan ve kısaca “yeşil gol” olarak adlandırılan hareket yıllar içerisinde gelişerek devam etmiştir. 2006 yılında başlayan yeşil gol hareketi günümüzde en kapsamlı haliyle tüm tasarımcı ve yöneticilere yol göstermektedir. Sürdürülebilir bir stadyuma ve turnuvaya yönelik belirlenen kriterler her geçen gün gelişmekte, her bir turnuva bir sonraki için örnek oluşturmaktadır. Bu doğrultuda enerji ve su sarfiyatını azaltmaya yönelik oluşturulan aktif sürdürülebilir stadyum uygulamalarından LEED, BREEAM ve DGNB gibi yeşil derecelendirme sertifikalı stadyumlara kadar yeşil futbol bağlamında sürekli ve tutarlı bir gelişimin sergilendiği gözlemlenmektedir.

Dünyayı kurtaran stadyum örnekleri;

Estadio Mineirão, Belo Horizonte, Brezilya; Güneş panelleri ile stadın ihtiyacı olan elektriği değil, ayrıca Belo Horizonte’de 1000 hanenin enerji ihtiyacını da şebekeye aktarıyor.

New Lawn Stadium, Gloucestershire, İngiltere; İngiltere’de çok popüler olmayan bir kulübün (Forest Green Rovers) stadı. Kulüp popüler olmasa da tamamen çevreci tek stadı.  Bu özelliğini stadın sürdürülebilir ve çevreci olmasının yanında (tamamen organik bir çim saha, güneş enerjisiyle çalışan aydınlatma, otomatik kesilen çimler ve biriktirilen yağmur suyunu kullanan bir sulama sistemi) stadın büfelerinde bile kırmızı etin yasak olması. Büfe sadece vegan menüleri içeriyor. 

Signal Iduna Park, Dortmund, Almanya; Borussia Dortmund kulübünün stadı. Kulüp stad dahil tüm tesislerinde fotovoltaik paneller sayesinde kendi elektrik enerjisini kullanıyor.

Princes Park, Dartford, İngiltere; İngiltere futbolunda çevreci olarak tanınan Dartford FC kulübünün stadı. Çevreciliği stadyuma ve tribünlere de yansımış, çatısı doğal bitki örtüsüyle kaplı stadın, tribünde ağaçtan taraftar bile var. Stadın sulaması için biriken yağmur suları, aydınlatması içinse güneş panelleri kullanılıyor

Amsterdam ArenA, Amsterdam, Hollanda;Ajax kulübünün evi. Hollanda’nın en büyük stadyumu, statın çatısındaki 4200 güneş paneli ve rüzgar tribünleri ile elektriğini karşılıyor. Yağmur suyu biriktirme sistemiyle çimlerini sularken, yakınında bulunan gölden alıp soğutma sistemine aktardığı serin suları kullanarak yazın soğutma işini de halletmiş. Koltukları da şeker kamışından, plastik değil.

Mercedes-Benz, Atlanta, USA; Falcons futbol takımının stadı. enerji ve çevre tasarımında (leed) platin liderlik sertifikası alarak, stadyum, arenalar için ortalama enerji tüketiminden neredeyse % 30 daha az ve % 47 daha az su tüketmektedir. 

Aviva Stadium, Dublin, İrlanda; Yenilenebilir enerji kaynakları ile donatılmış bir stat.

Morro da Mineira, Rio de Janeiro, Brezilya; Brezilya’da buluna bu stat çok ilginç. Dünyanın ilk insan gücüyle aydınlatılan stadı.Stat enerjisini, zeminin altına yerleştirilmiş olan 200 adet harekete duyarlı özel panel sayesinde sağlanıyor.

Dalian Shide Stadium, Çin; Geniş bir kase şekline benzeyen stat, organik mimarisiyle ön plana çıkıyor.Yeşillendirilmiş dış duvarlar çevre ile de büyük bir uyum sağlayarak, farklı ve çevreyi bozan kirli bir görüntü oluşmasını engellemiş.Rüzgar türbinleri ve güneş panellerinin duvarlara, çatıya ve alana yerleştirilmesi ile yerinde enerji kaynağı.

Al Thumama Stadium & Precinct, Doha, Katar;Stadyum, yeşil alanları sulamak için geri dönüştürülmüş su kullanarak geleneksel bir stadyuma kıyasla %40 daha fazla tatlı su tasarrufu sağlıyor. 

KaohsiungStadium, Kaohsiung,Tayvan;Kaohsiung Stadyumu, tamamen güneş enerjisiyle çalışan ilk stadyum olma özelliği taşımaktadır.8 bin 844 güneş pili statyumun çatısına yerleştirilmiştir.Stadyumda müsabaka olmadığı zamanlarda güneş pilleri ile üretilen elektrik enerjisi kentin bağlaşımlı şebekesine aktarılıyor.Çatıya monte edilen güneş pilleri, yıllık 1,14 milyon kilovat saat elektrik üretimi kapasitesine sahip ve stat yıllık 660 ton karbondioksitin doğaya salınımını engellemiş oluyor.

Bunun yanında; Cape Town Stadium, Cape Town, Güney Afrika, Moses Mabhida Stadium, Durban, Güney Afrika, Fenway Park Stadyumu Boston, AT&T Park, San Francisco, The New Lawn Nailsworth, Princes Park, Dartford, Emirates Stadium London, Staples Center Los Angeles, Lincoln Financial Field Philadelphia, Aviva Stadium Dublin gibi stadyumlar çevre dostu, alternatif enerjili stadyumlar içerisinde yer alan örnekleridir.

Türkiye’deki Örnek Stadyumlar

Antalya Arena Stadyumu;Çatısında toplam 1,24 MW kurulu gücünde güneş paneli bulunan Antalya Arena stadyumu yıllık 2.040.000 KWH elektrik üretebiliyor.

Beşiktaş Vodafone Park; Türkiye’nin yeşil ve sürdürülebilir olarak sertifikalandırılan ilk futbol stadyumu. Stadyumda fotovoltaik sistem ile güneşten elektrik elde etme, çatıya ve yapıya düşen yağmur suyunu depolayıp kullanma, yeşil bina sertifikalı yapı ürünlerinin kullanımı, klimalarda ozon dostu gaz kullanımlı cihazların seçimi ve kapalı alanlara yüzde yüz taze hava veren klima gibi çevreci özelliklere sahip.

Yeni Hatay Stadyumu; Direkt güneş ışığı kontrolü, gün ışığı kazancı, doğal havalandırma, güneş ve rüzgar enerjilerinden yararlanma ve stadyum çatısında oluşturulan yağmur suyu kanallarıyla yağmur suyunun geri dönüşümünü sağlayan çevreci özellikler ile inşa edilmiş.

Yeni Sivas 4 Eylül Stadyumu; Bu stat ise ilk “ekolojik stat” olarak tasarlanan stadyumdur. Enerjisinin büyük bölümünü kendisi üretecek statta, yağmur suyu depolanarak sulama amaçlı da kullanılıyor.

Trabzon Akyazı Spor Kompleksi Stadyumu; Çok faklı bir özelliğiyle sürdürülebilir stadyum özelliği taşımaktadır. Yaklaşık 22 bin metrekare kapalı tribün alanı bulunan stadın çatısı, 245 dönümlük yeşil alanın havasını temizleme gücüne sahip. Bu oran, yaklaşık 2 bin 500 aracın oluşturduğu hava kirliliğini temizleme kapasitesine eş değer konumda bulunuyor. 6 bin 500 ton çelik kullanılan çatının çevre dostu olarak kendini temizleme ve hava kirliliğini giderme özelliği dikkat çekiyor. "Akıllı çatı" olarak bilinen smart roof sistemi kullanılan stat, bu özelliğiyle dünyada beşinci, Türkiye'de ise ilk olarak tarihe geçmiştir.

Galatasaray ve Enerjisa arasında yapılan anlaşma kapsamında da Türk Telekom Stadı'na kurulacak Güneş Enerji Sistemi (GES) ile tesisin elektrik ihtiyacının karşılanacak ve ülkemiz örneklerine yenisi katılmış olacaktır. Dilerim Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu da bu konuda örneklerden birisi olur.

Günümüzde çevre ve çevre sorunlarına ilişkin farklı sektörlere sorumluluklar düştüğü gibi spor sektörüne, çalışanına, katılımcısına, izleyicisine de büyük sorumluluk düşmektedir. Ülkemizde ve dünyada yaşanılan çevresel ve iklimsel problemler düşünüldüğünde yeni yapılacak ve eski tesislerin de yenilenmesi sırasında yeşil bina konseptine uygun olarak tasarlanması ve inşa edilmesi hem kullanıcıları açısından hem de bu konudaki farkındalığın artırılması adına önemlidir. Yeni stadyumlara yapılacak yatırımlarla, su tüketimini azaltmak, yeni enerji kaynakları oluşturmak, karbon emisyonlarını azaltmak, atık kontrolü ile geri dönüşümü sağlamak sanırım spor sektörlerin paydaşları olan yöneticiler, taraftarlar, sporcular, antrenörler ve spor bilimciler olarak bizim de çevreye olan borcumuzdur. Ülkemizde her geçen sene sayısı artan modern spor tesislerinde mutlaka yeşil bina ve sürdürülebilirlik konseptinin uygulanması ve eski tesislerinde yenilenme süreçlerinde değerlendirilmesi önemlidir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.