Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2432.7
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63171.250$

Zordur Ülkemde Tüketici Olmak

20 Aralık 2023, Çarşamba 00:01
Tüketici..Bir anlamda müşteri. Velinimet olması gerek. Yasada “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanıyor. Haklarımız var, aslında yasal olarak Devlet koruması altındayız. Temel ihtiyaçların karşılanması hakkı, sağlık ve güvenlik hakkı, bilgi edinme hakkı, seçme hakkı,temsil edilme/örgütlenme/sesini duyurma hakkı, zararın giderilmesi hakkı,eğitilme hakkı,sağlıklı bir çevreye sahip olma hakkı,ekonomik çıkarların korunması hakkımız var. Tüketici Mahkemeleri ve Tüketici Hakem Heyetleri var, “daha etkin ve başarılı olmak için” bağışlarımızı bekleyen Tüketici Hakları Derneği var; peki tüm bunlar varken tüketici olarak niye hep affedersiniz aldatılmamak için pusuda durmak, kendimizi kollamak zorunda kalıyoruz? Son on günde iki televizyon sohbeti anekdotu paylaşacağım öncelikle. Malum zeytinyağı fiyatları diğer fiyatlar gibi tırmanışa geçti. “Zeytinyağı fiyatları artınca taklit/tağşiş (taklit: Gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin şekil, bileşim ve nitelikleri itibariyle kendisinde bulunmayan özellikleri sahip gibi göstermesi; tağşiş: gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin mevzuata veya izin verilen özelliklerine aykırı olarak üretilmesi hali) ürünlerin arttığını söyledi katılımcı ve sunucu sordu “peki nasıl ayırt edeceğiz sahte zeytinyağını” Cevap çok açık ama iç acıtıcıydı , bilinçli olacakmışız efendim, ucuz ürün almayacakmışız. Hani biz topyekün enflasyonla mücadele halindeyiz ya, anladığım şu; “ey satıcılar zeytinyağını ucuza satmayın, sahte zannederler” “ey sahte zeytinyağı satanlar, zeytinyağını ucuza satmayın, sahte olduğundan şüphelenirler”
İkinci konuşmada sunucu soruyor “efendim beğendiğim kıyafet dört bin liraydı, bugün indirime girmiş, rakam on altı bin lira olmuş, dört bin liraya inmiş” Bilinçli tüketici olacakmışız efendim, önceden etiket fiyatının fotoğrafını çekecekmişiz, indirimde de çekecekmişiz, gerçek indirim değilse şikayet ederek gerçek fiyatından alabilirmişiz. Peki garip bir vatandaş olarak aklıma takılan Ticaret Odaları, ilgili Bakanlık bunları niye denetlemez, bindirimli mi önce bindirilip sonra sözde indirimli mi yoksa gerçek indirimli mi olduğunu niçin ben denetlemek zorunda kalıyorum da bu kuruluşların üye olduğu odalar yapmıyor?
Alışverişlerde önce vitrine bakanlardansanız aldatılmanız kaçınılmaz. Cebinizde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın taklit/tağşiş ürünlerle ilgili ara sıra açıkladığı gıda ürünleri listesi olacak efendim. Yoksa piliç hatta domuz veya at eti katılmış sözde büyükbaş hayvan sucuğunu, ucuz tohum yağları katılmış zeytinyağlarını, boya katılmış çayları, insan yapımı balları, boyalı toz biberleri, nişasta ve bitkisel yağdan yapılmış sütsüz peynirleri yemek zorunda kalabilirsiniz. Üstelik bu ürünleri fabrika satış mağazası değil adına güvenerek aldığınız önemli marketlerin sattıkları ürünlerden herhangi bir sorumluluğunun olmaması da hazin. Ben yıllardır iki satır düzenleme ile “sattıkları ürünün kalitesinden niçin müşterek ve müteselsilen sorumlu olacakları” düzenlemesinin yapılmadığını anlayamam. Böyle bir düzenleme yapılsa bu listeleri kontrol ederek ürün satmayı bırakın alırken analiz raporu isteyeceklerinden eminim.
Alışveriş yaparken Gübis’e bakmayanlardansanız işiniz daha zor. GÜBİS devletimizin güvensiz ürün portalı. Kaç kişi biliyor derseniz etrafımdaki çeşitli sosyokültürel ve sosyoekonomik düzeyde yirmi kişiye sordum, bilen çıkmadı. Aldığınız takıda standardın çok üzerinde kurşun ve nikel bulunabilir, aldığınız bisiklet potansiyel düşme ve yaralanma riski taşıyor olabilir, bebeğinize aldığınız güzelim elbise 36 ayın altındaki bebeklerde boğulma riski oluşturuyor olabilir, yürüteçlerde düşme hatta boğulma riski taşıyan unsurlar bulunabilir, buharlı ütü veya şarjlı ışıldak elektrik şoku riski taşıyabilir, güvensiz dezenfektanlı mendiller/makyaj malzemeleri/dezenfekte etme özelliği olmayan sözde dezenfektanlar karşınıza çıkabilir. Efendim bu devirde hep konuşulan ve yıllardır hayretle dinlediğim bir merdiven altı üretim hikayesi vardır. Önceden üretim izni olmayan ürünler her nasılsa üretilir, satılır ve sizi güvensiz ve kontrolsüz ürünlerle karşı karşıya bırakabilir. Neredeyse yirmi yıl önce idarecilik yaptığım birime”ek listede belirtilen ürünlerin üretim izni olmadığı ve satış yerlerinden toplatılması” talimatı gelirdi, markası/üretim adresi/seri nosu bulunan ürünlerin fabrikadan çıkışına niçin izin verildiğini anlayamazdım ve bu konuda cevabi yazım da olmuştur; aslında yazıyı gönderen bürokratlar da toplama işinin olmayacağını bilirlerdi de maksat topu atmaktı. Peki bugün GÜBİS’te açıklanan güvensiz ürünlere ne yaptırım var derseniz idari para cezası ve piyasadan toplatılma kararı alınmakta. Bakanlık tespit edene kadar satılanların geri çağrılma ihtimali de ürünlerin tamamının piyasadan toplatılma işlemi de ancak inşallah dedirtecek bir temenni benim için, yanılıyor olmayı dilerim. Garip bir vatandaş olarak bu konuda da niçin satıcıların müşterek/müteselsilen sorumlu tutulmadıklarını anlayamam; bırakın satacakları ürünleri Gübis’ten onlar araştırsın. Ürünler hayati risk taşımıyorsa güvensiz ürün olduğu ve kusuru belirtilerek satışa sunulabilir, isteyen fiyat/performans değerlendirmesi yaparak alabilir hem aldatılmamış olur; hayati risk taşıyanlar ise eksiksiz ve  üretici tarafından toplatılsın hatta Bakanlığa teslim edilsin ki kontrol sağlanabilsin.efendim insanlar paralarıyla risk satın almasınlar.
Zordur ülkemde tüketici olmak. Gübis’e bakacaksın, Tarım Orman Bakanlığı listesine bakacaksın, indirim mi bindirim mi araştıracaksın. Daha bankaların, internet  sağlayıcıların, özelleştirdiğimiz doğalgaz/elektrik şirketlerinin tek taraflı kararlarının yüklediği yükler var ki edecek sözünüz yok tam bir canınız isterse mantığı. Bunlar daha iyi hizmet sunmak için özelleştirilmişlerdi değil mi? Ben karar verdim, daha  iyi hizmet almak için Tüketici Hakları Derneği’ne bağışta bulunacağım, bana yararı olacağını düşünmüyorum ama bir umut işte..Hakkınızı bilin, bilinçli tüketici olun nasılsa ahilik geri gelmeyecek. Ben bir gün bir esnaf temsilcisinin “devlet bize şunları da yapsın” demek yerine “vatandaşı aldatmayın, verginizi tam verin, sürümden kazanın” diyeceği günü hayal ediyorum.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.