Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2444.3
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64295.89$

Yıkma Gönü Sarayını

23 Aralık 2019, Pazartesi 08:40

İnsan her ne kadar Cenâb-ı Hakk’ın mükemmel bir biçimde yarattığı varlık olsa da zaman zaman bilerek ya da bilmeyerek hata, kusur ve günah olarak nitelendirilebilecek türden davranış ve tutumlar sergileyebilir.

Günah işlemek, hata etmek, belki de insanı meleklerden ayıran özelliklerin başında gelir.

Yunus Emre Hazretleri buyurur:

Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil!

Yetmiş iki millet dahî elin yüzün yumaz değil!..

Gönül yapmak ne kadar ulvî bir faziletse, gönül yıkmak da o derece ağır bir uhrevi felâkettir.

Mevlâna Hazretleri de bu hususta şu ikazlarda bulunur:

‘’Eğer sende basiret varsa, gönül kâbe’sini tavaf et! Topraktan yapılmış sandığın Kâbe’nin asıl mânâsı gönüldür… Şunu iyi bil ki sen, Allah’ın nazargâhı olan bir gönlü incitip kırarsan, Kâbe’ye yaya olarak da gitsen, kazandığın sevap, gönül kırmanın günahını telâfi edemez.’’

Kalplerin pencereleri Allah’a açıktır. Dolayısıyla hiçbir kimseyi küçük görmemek ve incitmemek gerekir.

Gönüller Mevlâ’nın nazar kıldığı mübarek bir makamdır.

Hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: ‘’Merhamet edenlere Rahmân olan Allah Teâlâ merhamet buyurur. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki gökyüzündekiler de size merhamet etsin.’’ (Tirmizî, Birr, 16)

Mümin toplumda sahipsiz kalmış, ihmâl edilmiş kırık gönülleri arayıp bulmalıdır.

Rivâyete göre Hz. Musa(a.s.):

‘’-Ya Rabbi! Sen’i nerede arayayım?’’ diye niyazda bulunmuştu.

Allah Teâlâ da ona:

‘’- Ben’i kalbi kırıkların yanında ara!’’buyurdu.(Ebû Nuaym, Hilye, II, 364) 

Cenâb-ı Hakk’ın merhametine nâil olmak istiyorsak, O’nun rızâsını tahsil niyetiyle, biz de Allah’ın bütün mahlûkâtına karşı müşfik ve merhametli olmak durumundayız.

İslâm, insanlara merhamet etmeyi, acımayı, menfaatlerini sağlayıp zararlı şeylerden korumayı, acılarını dindirip gönüllerine sevinç ve huzur vermeyi ve onları sevmeyi öğretir. Bilhassa yetimlere, çocuklara, kadınlara, yaşlılara, emrimiz altındaki insanlara, hayvanlara merhamet ve şefkatle davranmayı ısrarla emreder.

Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle anlatır:

Rasûlullah (s.a.v.) çok merhametli bir insandı. Yanına gelip ihtiyaç arzeden herkese mutlaka müsbet cevap verir, vaadde bulunur, istenilen şey yanında varsa hemen verirdi. Birgün namaz için kâmet getirilmişti, o esnâda bir bedevî gelerek elbisesinden tuttu ve:

“–Az bir ihtiyâcım kaldı, onu unutmaktan korktuğum için hemen halletmek istiyorum” dedi. Allah Rasûlü (s.a.v.) ihtiyacını karşılayıncaya kadar onunla birlikte ayakta bekledi. Sonra da dönüp namazı kıldırdı. (Buhârî, el-Edebü’l-müfred, no: 278)

Mevlânâ Hazretleri birgün talebesine bol miktarda yiyecek almasını ricâ etmişti. Talebesi yiyecekleri alıp Hz. Mevlânâ’ya getirdi. Üstad tek bir kelime dahî söylemeden onları aldı, bir peşkirle üzerlerini örttü ve yürüdü. Bu farklı durumu merak eden talebesi onu uzaktan takip ediyordu. Hz. Mevlânâ bir harâbeye girdi. Orada yeni yavrulamış bir köpek vardı. Üstad, bütün erzakı bu dişi köpeğin önüne bıraktı. Talebesi bu engin şefkat ve merhamet karşısında donakaldı. Talebesini farkeden Mevlânâ Hazretleri ona şöyle dedi:

“–Bu zavallı hayvan yedi gündür hiçbir şey yemedi. Yavruları sebebiyle buradan uzaklaşamıyordu. Allah, onun iniltilerini benim kulağıma duyurdu ve çektiği acıları dindirmemi bana emretti.” (Eva de Vitray-Meyerovitch, İslâm’ın Güleryüzü, s. 91-92)

Sevgili Peygamberimizin kızı Hz. Zeynep’in çocuğu ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Hz. Zeynep, Resûl-i Ekrem’e ‘Oğlum ölmek üzere, bize kadar gelir misin?’ diye haber gönderdi.

Resûlullah bir grup sahabeyle birlikte kızının evine gitti. Kucağına aldığı torununun can çekişmekte olduğunu gören rahmet Peygamberinin gözlerinden yaş akmaya başladı. Orada bulunan sahabelerden biri, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Bu gözyaşı nedir?’ diye sordu.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem’in mübarek dudaklarından şu sözler dökülüverdi: “Bu gözyaşı, Allah’ın dilediği kullarının kalplerine yerleştirdiği bir rahmettir. Allah kullarından sadece merhametli olanlara rahmet eder.”(Bûhârî, Merdâ, 9.)

Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.