Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2442.9
  • BIST
    9912.8
  • BTC
    64740.76$

Yapay Zekâ

10 Şubat 2021, Çarşamba 08:54

Türk Dil Kurumu(TDK)’nun ZEKÂ tanımı şöyledir “İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamıdır.”

Tabi ki zekâ kendi başına büyük işler yapamaz ve bunun için tecrübe ve akıl da lazım gelir. Bugün Rus asıllı satranç ustası Garri Kasparov ile IBM’in geliştirdiği süper bilgisayar Deep Blue’nin kapıştığı ve YAPAY ZEKÂ’nın galip geldiği gün olarak tarihe geçmiştir.

Nedir bu YAPAY ZEKÂ? “Bilgisayar sisteminin öğrenme ve sorun çözme gibi insan benzeri bilişsel işlevleri taklit edebilme becerisidir.” Yani insan gibi işlevi olan makineler… Bir korelasyon ya da bir benzetme yapacak olursak; Bir çocuk doğduğunda refleksleri dışında herhangi bir bilgi sahibi olmaksızın dünyaya geldiği söylenir. Zekâsı elbette vardır ama akıl, bilgi ve tecrübeden yoksun olarak doğmuştur. Anne ve babasından ne görüyorsa onu dimağına alan bebek, ona öğretilen değer ve yargılarla kendi zekâsını konuşturmaya başlamış ve ortaya yeni şeyler koyabilme becerisine sahip olmuştur.

Yazımın konusu ise YAPAY ZEKÂ’nın ne olduğu değil kısaca tehlikeli olup olmadığı ile alakalı olacak.

Birçok meslek dalının yok olacağı ve insanların işsiz kalma sorunu ile karşı karşıya kalacağı yönüyle başlamak belki en doğrusu gibi görünse de kötü niyetli programlanan bu makineler belki de insanlığın sonunu da getirebilme becerisine sahip olacaktır, kim bilir?

Bir çocuğa neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretirseniz o çocuk insanlara zarar vermeden yaşamayı başarır. Tam tersi bir durumda ise yani doğrular ve yanlışlar öğretilmediği durumda, topluma ve tüm insanlığa da zararı muhakkak ki dokunur. İşte bu minvalden yola çıkıldığında YAPAY ZEKÂ’nın daha oluşturulmaya başlamadan önce yönetmelik (dijital ahlak kuralı)  veya kanunlar çıkartıldığında, bunu kodlayacak insanların daha en başta sınırlandırılması sağlanır ve tehlikenin bir nebze önüne geçilmiş olur.

İnsanoğlunun, ilerleyen vakitlerde kendi değer yargılarının değişiminden kaynaklı olarak zararlı insan modeline geçiş yaptığı bir dünyada yaşıyoruz. Bunun için ise hukuk kurallarımız var caydırıcı olabilmesi ve insanların kötülük yapmadan önce bir kez daha düşünmesini sağlamak adına…

Bunun aynısının makineler için de uygulamaya geçirilmesi elzemdir. Makineleri kodlayan kişilerin şahsi değer yargılarına değil de toplumun yararına olmasını sağlamak gerekmekte. Herhangi bir değer ve ahlaktan uzak sadece “1” ve “0”dan ibaret okuma düzeni olan bir makinenin insafı olur mu sizce?

Geçmişten bir örnek vermek gerekirse;

Dinamit, İsveçli kimyager Alfred Nobel tarafından keşfedildi. Çalışmaları sırasında yaşanan patlama ile kız kardeşi Emily ilk kurban olarak hayatını kaybetti. Devamında bu buluşuyla petrol yatakları kolayca keşfedildi, şirketler büyük kazançlar elde etti. Patlayıcı imalatı üzerine birçok şirketi bulunan Alfred Nobel, buluşlarının insanların ölümüne neden olması ve savaşlarda kullanılması nedeniyle büyük bir üzüntü içine girdi. Hiç evlenmeyen Alfred Nobel, öldükten sonra 'Ölüm taciri' olarak anılmak istemediğinden dolayı servetini Nobel Vakfı'na bağışladı. Yine de öldükten sonra gazetelerde;”İnsanları hiç olmadığı kadar hızlıca öldürmenin yollarını bularak zengin olan Dr. Alfred Nobel, dün öldü” yazıyordu.

Temennimiz, YAPAY ZEKA’nın da dinamit gibi insanları öldürmek için kullanılmamasıdır… Hala kâğıt kalem kullanıyoruz, makinelerin bize ne zararı olabilir diyenler için ufku açan birçok film var. Filmi izlerken dikkat edilmesi gereken temel düşünce ise “İnsan görmediğini tahayyül edemez” ya rüyasında ya da gerçek hayatta görmüştür diye düşünmekteyim.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.