Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2448.2
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64452.97$

VAKIFLAR

09 Mayıs 2016, Pazartesi 08:47

(09-15 Mayıs) İslâm dini içtimai (sosyal) bir nizamdır. Yani insanların gruplar, top­luluklar halinde bulunmalarını isteyen, bunun için insanların birlik ve bera­berlik içinde yaşamaları, sevgi ve şefkat bağlarıyla birbirlerine bağ­lanma­ları, iyilik ve yardım hususunda gereken her şeyi yapmaları için kanun ve kaideleri ortaya koyan bir dindir. 

Yüce Allah'ın: "iyilik yapın ki, saadete erişesiniz"([1]), "hâyırlara ko­şu­nuz"([2]), "Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsi­niz"([3]) gibi emirlerinin muhatabı olan müminler, hem dünyada hem de âhirette huzur ve saadete erişebilmek için, Allah’ın yarattıklarına iyilik ve hayır yapma hu­susunda yarışı kendilerine düstur edinerek, birçok ölmez eserler ve vakıflar yapmışlardır.

Vakıf lügatte: Hapsetmek, tutmak, yerinde bırakmak gibi manalara gelir.

Istılahta ise; Bir malın aslının korunması kaydıyla, gelirinin Allah yo­lunda sarf edilmesidir.

Müspet olan her hususta olduğu gibi, vakıf eserler bırakma hususunda da, müminlere ilk örnek Allah'ın Resûlü ve Onun sevgili arkadaşları ol­muş­lardır. Peygamberimiz Medine’ye gelince Neccar Oğullarından bir arsa satın alıp vakfederek üzerine bir mescit yaptırmıştır. Ganimetten hissesine düşen Medine’de, Hayber’de ve Fedek’te hurma bahçelerini vakfetmiştir.

Vefatına yakın da; "Vefatımda yakınlarım ne bir dinar, ne bir dir­hem paylaşamaz. Bıraktığım şeylerden (hurmalıklardan) kadınlarımın nafakaları ve işçilerin ücretleri çıkarıldıktan sonra geri kalanı vakıftır" ([4]) buyurmuş­tur.

Yine Peygamber Efendimiz: "İnsanlar ölünce amelleri son bulur. An­cak şu üç grup insanın amel defteri kapanmaz (Kıyamet gününe kadar amel defterine sevap yazılmaya devam eder):  

 l-Sadaka-yı cariye (herkesin kullanabileceği hayır eserleri yaptır­mak). 

2-Faydalanılan ilim (bildiği iyi ve faydalı şeyleri başkalarına öğret­mek). 

3-Hayır duada bulunan evlât yetiştirmek” ([5]) buyurarak insanları teş­vik etmiştir. Bu sözlü ve fiili uygulamalardan sonra Müslümanlar geriye bir eser bırakmayı dinî, millî ve insanî bir vecibe telâkki etmişlerdir. 

Hz. Ömer’in Medine’deki Semğ denilen hurmalığını([6]), Hz. Osman’ın Gaffar oğullarından  satın aldığı su kuyularını, Hz. Talha’nın Medine’de 600 ağaçlı bahçesini…vakfetmeleri, Müslümanlara örnek olmuş, hali vakti ye­rinde olan her mümin, insanlara iyilik ve hizmet edebilecek eserler            bı­rakma­nın gayreti içine girmişlerdir.

Neticede İslâm âleminin her tarafı, bilhassa Osmanlı yurdu tarladaki çi­çekler misali camiler, medreseler, darüşşifalar, darülacezeler, yetimhane­ler, han, hamam ve kervansaraylar, yollar, köprüler, sebiller ve çeşmelerle be­zenmiştir.

Fanatik olmayan Garplı ilim adamlarına göre Osmanlı Kerim Dev­let’tir. Yani sadece dostuna değil düşmanına da iyilik yapan bir devlet.  Osmanlı diyarına Vakıf Cenneti, onların medeniyetine de Vakıf Medeniyeti demişler­dir. Rahmetli Ali Ulvi Kurucu’nun tabiriyle: “İslâmiyet en güzel Osmanlı’ya yakışmış, ama İslâmiyet’i de en güzel onlar yaşamışlardır.”

 

 

Dipnotlar:

1-Hac Sûresi, 77.

2-Mâide Sûresi,48.

3-Âl-i İmrân Sûresi, 92.

4-“Tecrîd-i Sarih Tercemesi”, c. 8, s. 235.

5-“Tecrîd-i Sarih Tercemesi”, c. 4, s. 592.

6-“Tecrîd-i Sarih Tercemesi”, c. 7, s. l58.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.