TORKU’dan döner….

Konya Şeker’in en gözde markası TORKU…

Torku’nun ilk ulusal reklamlarını hatırlıyorum da: Çikolata gezegeninden gelen TOR ve KU isminde iki sevimli uzaylıydı…

Bugün ise o iki sevimli uzaylı koskoca bir Türkiye Markası oldu ve Dünya markası olma yolunda emin adımlarla değil koşar adımlarla ilerliyor…

Konya Şeker artık sadece bir şeker fabrikası değil…

Torku ismiyle Anadolu’nun her şeyi…

Son olarak Torku ‘Her alanda üretenden tüketene aracısız lezzet, sağlık ve doğallık transferi’ sloganıyla ‘Torku Doğrudan Döner Lokantalarıyla’ hizmet vermeye başladı…

Dün Yapıcı İş Merkezi Şubesi’nin açılışı yapıldı…

Maliye’nin tak karşısında…

Ciddi bir katılım vardı açılışta…

Açılışta Pilav üstü döner ikram edildi…

Yanında salatalık turşusu, acı sosu, közlenmiş sarımsak ve soğan ezmesi, cin biber turşusu, ve yanında lavaş…

Lavaştan başlayalım, öyle gittiğiniz lokantalarda verilen lavaşlardan değil, köyde annemizin, babaannemizin, ablamızın, teyzemizin yaptığı yufkayı düşünün işte bu yufkayı almışlar biraz ufaltıp yemeğin yanına koymuşlar…

Pilav üstü demiştik ya, Torku’nun en doğal bulgurundan yapılmış evimizde annemizin yaptığı lezizmi leziz tadına doyamadığımız bulgur pilavı var ya hah işte dönerin altına da o pilavı hayal edin,

Acı sosu ise her yerde yediğimiz acılı ezme gelmesin aklınıza; yerken hüf hüf diye yanıyorsunuz ama aldığınız her çatalın üstüne mutlaka kaşığın ucuyla biraz koyup öyle yiyorsunuz, acayip yakıyor fakat tadına bir kere baktınız mı o sos bitene kadar bırakamıyorsunuz…

Birde bunun yanına evde kendi kurduğunuz salatalık turşusunun konulduğunu düşünün ve son olarak Torku’nun en kaliteli etlerinden hazırlanmış döner…

Evet piyasa şartlarına göre biraz pahalı ama inanın oturup yedikten sonra ‘Vallahi az bile alıyorlar’ dersiniz…

Allah hayırlı bol kazançlar versin…

Torku Markası’nın Torku Doğrudan Döner Markası’nın Türkiye’nin dört bir tarafında aynı kalitede hizmet vermesi ve bu lezzeti Türkiye’nin hatta Dünya’nın tatmasına imkan sunması temennisiyle hayırlı uğurlu olsun..

TÖRENLER VE MEVLANA…

Şeb-i Arus, yani düğün gecesi…

Hz. Mevlana’nın Yaratana Kavuşma anı…

Hz. Piir’in 745. Vuslat yıldönümü için hazırlıklar başladı…

Sadece Konya’dan değil, sadece Türkiye’den değil, dünyanın dört bir tarafından Hz. Piir’in öğretilerine gönül veren onun hakka olan aşkına aşık olan insanların toplanacağı geceye sayılı günler kaldı…

Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü organizesinde bir toplantı düzenledi dün…

Düzenlenen toplantıda bu sene gerçekleştirilecek program, programın içeriği hakkında detaylı bilgiler verildi…

Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, Türkiye’nin en köklü etkinliklerinden birisi olan Anma törenlerinin insana ve şehre katkısını artırmak, Hz. Mevlana ve Mevleviliğin daha doğru anlaşılmasına hizmet etmek adına yaptıkları çalışmaları, gerçekleştirilen istişare toplantılarını anlattı…

Toplantı çok verimliydi…

Ama toplantının yıldızı kim ne derse desin Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak’tı…

Bu seneki Anma Törenlerinin ana teması ‘SELAM VAKTİ’ olarak belinlenmiş…

Sayın vali bilinçli veya bilinçsiz bilmiyorum ama toplantıya girişte ‘selam vererek yerine geçip oturmak’ tansa programa katılan 50’nin üzerinde gazeteci, kurum temsilcisi müdür amir herkesle tek tek ‘selamlaşarak’ katıldı…

Bu çok hoş bir alt mesaj içeriyordu bana göre…

Protokol Valisi değil, ‘Şehrin Valisi’ unvanını daha birkaç haftadan aldı bana göre… (En azından benim için)

Törenlerin ‘Selam Vakti’ temasıyla icra edileceğini tekrarlayan Vali Bey;

‘Selam, toplumumuzun barış içerisinde yaşaması, birbirini anlaması, kalplerin karşılıklı olarak yumuşaması ve hoşgörü için en önemli paroladır’ dedi.

‘İnşallah her yıl olduğu gibi bu yıl da yurt içinden ve dışından on binlerce kişi Hazreti Mevlana'nın hoşgörü ve kardeşlik öğretileriyle bir araya gelecek. Hazreti Mevlana'nın öğütlerine ve eserlerine baktığımızda bireysel ve toplumsal hayatımızda çok daha huzur bulacağımız yolları gösterdiğini biliyoruz’ diye ekledi sayın Vali…

Dersini iyi çalışmıştı demek ne derece doğru bilmiyorum…

Çünkü elinde bir not kağıdı, eline verilen kağıttan notları okumak yerine, içinden geçenleri anlattı sayın Valim…

Sayın Valim’in Hz. Mevlana’ya ve Mevleviliğin özüne ne kadar hakim olduğunu ben orada gördüm…

‘Hz. Mevlana 7 buçuk asır önce ‘verdiğiniz kararlarda hakkın söylediklerini göz ardı etmeyin’ demiş şehrin yöneticileri için… ‘Adaletle hükmedin’ demiş… Biz aradan geçen 7 buçuk asrın ardından bile Mevlana’nın ne kadar doğru söylediğini ve onun sözlerine ne kadar kulak verilmesi gerektiğini anlıyoruz’ diyerek aslında Hz. Piir’i ne kadar yakından bildiği, onun öğretilerini, onun hayata bakışını ne kadar yakından takip ettiğini bana hissettirdi…

 Ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay söz aldı…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından adaylığı resmen açıklandıktan sonra ilk defa basının karşısına çıktı sayın Başkan…

Törenlerin 7 Aralık’ta bakanların da katıldığı programla başlayacağını söyledi…

Cumhurbaşkanımızın bundan önceki senelerde programı ne kadar yoğun olursa olsun Şeb-i Arus gecesine katılmayı ihmal etmediğini yineleyen sayın Başkan, bu seneki törenlere de katılmasını arzu ettiklerini söyledi…

Bizde arzu ediyoruz, hem Cumhurbaşkanımızın hem diğer siyasi parti liderlerinin Hz. Mevlana’nın ‘Selam denizi coştuğunda, gönüllerden kini giderir’ söylemiyle yan yana koltuklarda töreni izlemesi bizimde en büyük arzumuz…

Öte yandan içimde kalmasın diye sizlerle de paylaşmak istediğim bir konu var…

Program Bayır Diamond’da yapıldı…

Şehrimizin en güzide otellerinden bir tanesi…

Hele iç dizaynıyla gerçekten öne çıkan birkaç otelden bir tanesi…

Fakat biraz kırgınlığım vardı çok gitmek istemiyordum oraya ama sayın Kültür Müdür’üm bizzat arayıp davet edince gitmemek nezaketsizlik olurdu…

Bundan birkaç ay önce (inanın tam tarihini hatırlamıyorum) bir program için gittiğimde otelin çalışanlarının tavrı konusunda pek hoşnut kalmadım…

Sonuçta orası hizmet sektörü ve hadi bizi geçtim Konya’ya misafir gelenlere de yaklaşım böyle ise ‘Konyalı misafirperverliğine yakışmaz’ düşüncesi ile kendi üslubumca esprili bir dille dile getirmiştim.

Otelin yöneticisi aramıştı o zaman…

Ben muhtemelen özür dilecek diye beklerken, ‘Bunu düzelteceksin’ ile başladı konuşma…

‘Müdür bey çok özür diliyorum ama şu anda müsait değilim, bu konuşma için uygun yerde değilim ben sizi daha sonra arayım’ dediğimde;

‘Ben Konya çocuğuyum böyle şeyler yazmamalısınız’ diye bir tepki almıştım…

Harbiden o an müsait değildim bir görüşmede idim ve içim içimi yeni ‘biz ne çocuğuyuz’ diyemedim…

‘Haklısınız müdür bey sonra görüşelim’ dedim konuyu uzatmamak adına ve bir daha da gitmemiştim…

Dün giderken de biraz gergin ve birazda önyargılıydım ama sonrasında vallahi utandım…

Kapıdaki komiden, güvenlik görevlisine garsonuna şefine kadar sanki bir Hanedan mensubu saraya giriyormuş gibi karşıladılar ve o şekilde hizmet ettiler…

İşte bizim görmek istediğimiz hareketler bunlar…

Dediğim gibi biz hadi neyse de şehir dışından gelen misafirler için bu tutum inanın çok önemli…

‘Konya’ya gittik bir otelde kaldık sultan gibi karşıladılar, padişah gibi uğurladılar’ denilmesi var...

Şehrimiz açısından bunlar çok önemli konular…

Dün orada inanın kaç kişiye teşekkür ettiğimi hatırlamıyorum…

Şimdi birde buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum Bayır Diamond çalışanlarının güler yüzüne, hizmetine, nezaketine…