Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.49
  • EURO
    34.77
  • ALTIN
    2441.4
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63422.92$

Tarihin Seyrini Değiştiren Şanlı Zaferdir Çanakkale

18 Mart 2019, Pazartesi 08:53

Bir milletin varlığı, vatanının varlığına, aynı zamanda hür ve bağımsız olmasına bağlıdır. Dünyada, namus ve şerefimizi koruyarak huzur ve güven içinde yaşamak, ancak bağımsız bir vatana sahip olmakla mümkündür. Onun için vatanı korumak hem dinî hem de milli bir görevdir.

Uğrunda can verilen ve üzerinde bir medeniyet kurulan yerdir vatan. Vatan bir milletin üzerinde hâkimiyet kurduğu, barındığı‎ً‎, gerektiğinde uğrunda canı‎nı‎ feda ettiği toprak parçasıdır. Dini görevlerimizi gereği gibi yerine getirmemiz de yine vatan sayesinde mümkün olur. Bu sebeple Yüce dinimiz, vatanın korunmasına büyük önem vermiş, vatan sevgisini imandan saymıştır.

Vatan sevgisi, Cenâb-ı Hakk’ın gönüllerimize nakşettiği emsalsiz bir duygudur. Vatan sevgisi, millet olma şuuruyla birlikte var olan bir duygudur. Kahraman ecdadımız soylu bir mücadeleyle bu vatanı savunurken imanından güç almış, vatan sevgisiyle ayakta kalmıştır. Bu kadar güçlü bir imana sahip, bu derece gayretli ve sebatlı, yalnız Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna çıktığı zaman rükûda baş eğen askerlerden oluşan bu ordu karşısında hangi düşman durabilir?

Tarihin seyrini değiştiren nice şanlı zaferler mevcuttur. Çanakkale zaferi de bunlardan biridir. Yüreği sarsılmaz güçlü bir imanla ve vatan aşkıyla çarpanların, hayâsızca bir işgale gövdesini siper ettiği yerdir, Çanakkale…

Ecdadımızın üzerine düşen vazifeyi yüz binlerce şehit vererek yerine getirdiği yerdir, Çanakkale…

Aziz vatanını,  düşmanın kirli çizmeleri ile çiğnetmemek,  ırz,  namus ve şerefini rencide ettirme­mek için, Mehmetçiğin “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” düsturuyla istiklâli ve istikbali uğruna toprağa düştüğü yerdir, Çanakkale…

Minarelerden ezan sesini, mihraplardan Kur'an sesini susturmamak isteyenlerin,  kemikleriyle dağlar ve tepeler,  kanlarıyla ırmaklar, yaptıkları mücadeleleriyle efsaneler meydana getirerek kazandıkları bir zafer­dir, Çanakkale…

Anadolu’nun her köşesinden, Rumeli’den, Bosna’dan, Üsküp’ten,  Bağdat’tan, Şam’dan, kopup gelmiş, dilleri ve renkleri farklı ama davaları ve düşünceleri aynı olan bir milletin omuz omuza ve sırt sırta verdiği mücadelenin adıdır, Çanakkale…                                     

Hayatının baharında hayata veda eden­ler, vatanı ve namusu için canını feda,  kanını sebil edip, ölüme düğüne gider gibi gidip, enginlere sığmayıp taşan bir milletin yeniden var oluş destanı yazdığı yerdir, Çanakkale…

Bir Hilâl uğ­runa canlar verip şahadet şerbetini içip, vatandan değil de,  anadan,  yar­dan ve serden geçip, kadınıyla-erkeğiyle bütün bir milletin zaferidir, Çanakkale…

Bu vesileyle başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimize Yüce Rabbimizden rahmet diliyorum.

Çanakkale Savaşı Milletimizin var olup-olmama savaşıdır. Bu savaş bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirterek zaferle sonuçlanmıştır. Atalarımız bu topraklar için kendilerine düşen bütün vazifeleri lâyıkıyla yerine getirmişler, bu topraklara namahrem elini değdirmektense ölmeyi şeref sayarak şehitliğe sevinçle uçmuşlardır.

Çanakkale zaferi; İmanın küfre,  mananın maddeye, tevhidin tek­niğe,  haklının haksıza galip geldiği bir zaferdir. Düşmanların üstün gücüne ve gelişmiş tekniğine rağmen milletimizdeki sarsılmaz iman, sönmeyen vatan sevgisi, birlik ve beraberlik duygusu, Çanakkale’yi geçilmez yapan ruhtur. M. Akif ERSOY İstiklâl Marşı’nda bunu ne güzel ifade eder:

Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar!

Yüce Dinimiz, vatanın korunmasına çok önem vermiş, bu uğurda yapılan görev başında ölünürse şehit olarak Rabbimize kavuşulacağını bizlere bildirmiştir. Hz. Peygamber Efendimiz gece uykusunu terk ederek nöbet bekleyenleri şu şekilde müjdelemektedir.

"İki göze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyerek geceleyen göz." (Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 1308.)

Allah yolunda yaralanıp gazi olmak ise yine şehitlik gibi yüce mertebelerden biridir. Gayeleri sadece mübarek vatanlarını, mukaddes değerlerini korumak ve bu uğurda gerekirse canlarını seve seve vermek olan insanlara Yüce Allah’ın yardımı yetişecektir. Kur’an-ı Kerim’de de bu vaat edilmekte ve şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.” (Muhammed, 47/7.)

Bugün sahip olduğumuz bu cennet vatan, kahraman atalarımızın her karışını, kanları ile sulayarak bize emanet ettikleri topraklardır. Bu vesile ile bu cennet vatanımız için canını vermiş aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Yüce Rabbim Devletimize dirlik, Ordumuza kuvvet, Milletimize birlik nasip etsin.

Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.