Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2447.9
  • BIST
    9918.37
  • BTC
    63898.8$

Su savaşları kapıda

26 Temmuz 2018, Perşembe 07:14

Dünyadaki kaynaklarımızı her geçen gün daha bir hızla tüketir olduk…

Doğanın bir yıl içinde yerine koyabileceği kaynakların tüketiminde bu yıl yeni bir rekor kırmışız.

Normal şartlarda 1 yıl içerisinde tüketmemiz gereken kaynakları bu yıl 212 günde tüketmişiz…

Bu rakam korkunç bir rakam…

Yeryüzünün karbon, gıda, su, toprak ve ağaç gibi kaynaklarını tüketirken öyle hesapsız tüketiyoruz ki, yakında filmlerde gördüğümüz su savaşları başlayacak…

Tüm dünya olarak el birliğiyle yaşam alanımızı yavaş yavaş değil artık bildiğiniz son hızla tüketmeye devam ediyoruz.

Tamam kabul, Çin ve Hindistan mahvediyor ortalığı.

İkisinin nüfusu toplam 2 milyar 802 milyon.

Ayrıca gerçekleştirdikleri nükleer denemeler, yabancı yatırımcıların bu iki ülkede kurduğu yoğun fabrika bölgeleri, silahlanma yarışları Asya'yı zaman geçtikçe daha da beter kavuruyor.

Savaş ve gelişmiş ülkelerdeki yaşlılık tehlikesinden dolayı kimse nüfus planlamasına gitmiyor, herkes olabildiğince nüfusu arttırmaya çalışıyor.

Ayrıca sırf biraz daha fazla para için doğayı katlediyoruz.

Malum sebeplerden dolayı yapılan avcılıktan dolayı da neslini kuruttuğumuz hayvanlarla beraber ekosistemin içine de tükürmüş olduk.

Bir de savaş çıkarsa dünyanın içine iyice tükürürüz ve kısıtlı yaşama alanlarımız olur, özellikle nükleer silahlar işimizi bitirecektir.

Her ülke genç nüfus diye çırpınıyor buna bizde dahiliz ama acilen gelecek planlamasına gidilmesi lazım.

Çocuk sınırı getirilmeli.

Ya da doğadan beklemeyip biz daha fazla üretmeliyiz…

Doğanın üretmesine izin vermediğimizi kendimiz üretirsek, belki biraz da katlettiğimiz bu dünya da yaşamaya devam edebiliriz.

Daha çok para kazanmak, daha lüks yaşamak, çok daha lüks, çok çok daha lüks derken, çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağımız bir dünya kalmayacak bu hızla giderse…

En basitinden içilebilir su kaynaklarımız dengeli kullanılmalı…

Konya’da Konya Büyükşehir Belediyesi güzel bir uygulama başlattı ve artık evlerde tatlı su içiyoruz…

Henüz tüm Konya’da değil ama yavaş yavaş artık tatlı su ile yıkanacak, tatlı su ile bulaşıklarımızı-çamaşırlarımızı yıkayacağız…

Ama bu demek değildir ki, suyumuz o kadar çok ki, artık bütün çeşmelerden tatlı su akacak…

Bu sadece daha insanca yaşamamız için verilen bir hizmet ama doğru kullanılmazsa durum gerçekten vahim…

Bugün bütün uyarılara rağmen tatlı su çeşmelerinin başında araç yıkayan, içeceği bir yudum su için dakikalarca çeşmeyi açık bırakan bir toplum olduk…

Tasarruflu kullanmayı öğrenmemiz lazım…

Evlerimizdeki çeşmeden akan suyun parasını ödediğimiz için mümkün olduğunca az kullanırken, tatlı su çeşmelerinden akan suları sanki hiç bitmeyecekmiş gibi kullanmak büyük yanlış…

Birkaç gün önce hemen merkezde belediyenin arkasında, iş merkezlerinin önündeki tatlı su çeşmesinde sabah saatlerinde, yaz tatilinde muhtemelen iş merkezlerindeki dükkanlarda ailesinin veya bir tanıdığının yanında çalıştığını düşündüğüm iki çocukla karşılaştım…

Çeşmenin başında oyun oynuyorlar, birisi açmış suyu elini çeşmenin ağzına tutarak diğer çocuğa su fışkırtıyor…

Görür görmez ‘Napıyosunuz, kapatın o çeşmeyi’ diye sert çıktım ve çocuklar gülüşerek kaçtılar…

Çeşmeyi açık bırakarak kaçtılar…

Çeşmeyi kapattım ve arkalarından bağırdım, ‘Görmeyim bir daha’ diye…

Görür müyüm?…

Muhtemelen evet tekrar göreceğim…

Yazık günah, suyumuz, sadece bizim değil tüm dünyanın suyu bir gün bitecek…

Bakınız her gün haberler yapılıyor, sosyal medyadan fotoğraflar, görüntüler yayımlanıyor temiz su bulamayan insanların, bırakın temiz suyu içecek bir damla su bulamayan insanların hali…

Seyrederken ya da okurken içimiz acıyor ama ders çıkartıp suyumuzu daha dikkatli kullanmıyoruz…

Büyükşehir Belediyesi billboardlara ilanlar yapıştırmış, sokak hayvanları için kapınızın önüne bir kap su bırakın diye…

Bırakmayı geçtim, bırakan insanlara kızan, ‘Alıştırmayın’ diye konulan suları döken bir sürü insan var maalesef güzel Konya’mda…

Kurda-kuşa, kediye-köpeğe bir tas suyu çok gören biz söz konusu kendimiz olunca israf konusunda gerçekten daha dikkatli olmalıyız…

Bu durumun uzun süreli sonuçları arasında toprak erozyonu, su kıtlığı ve iklim değişikliği yer alıyor.

Bakınız yaşıyoruz zaten, dünyada ve ülkemizde bu sonuçları doğal afetler halinde açık açık yaşıyoruz…

Bu bize doğanın bir uyarısı, eğer bu uyarıyı dikkate almazsak çok daha vahim sonuçlarla karşılaşacağız…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.