Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2431.1
  • BIST
    10068.51
  • BTC
    62832.76$

Secde Kervanına Katılıp Rahmete Ermek (2)

09 Eylül 2016, Cuma 08:43

Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız. (Âli Imran, 3/103)

Bu açıklamalardan sonra şimdi de secde ayetimizi anlamaya çalışalım:

 

Görmez misin? Kalp gözünü aç da bak, ibretle incele ve sen de ibret al. İbret al da, secde kervanına sen de katıl. Katıl ve kurtul.

 

Varlıkların secde ettiğini Yüce Allah haber vermiştir, insan da bunu bilip görmüştür. Öte yandan varlıkların yaratılış gayelerine uygun olarak hareket ettiklerini insan fark etmeli, onların Yüce Yaratıcıya secde ettiklerini araştırıp görmelidir.

 

Göklerde ve yerde olanlar; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar… Gökte ve yerde olanlar yalnızca Allah’a secde ederler, O’na boyun eğerler, her konuda O’na teslim olurlar. Secde ederler ifadesi geniş zaman kalıbı ile geliyor, bu onların secdede devam ettiklerini gösteriyor.

 

 Her zaman ve her şartta, yaratılış gayelerine uygun hareket ederek secde ediyorlar, yaratılış gayelerine uygun bu hareketlerini yaparken de fiziken secde ediyorlar. Gök cisimlerinin yörüngeler etrafında dönmeleri; yerin sürekli hareket halinde olması; güneş, ay ve yıldızların doğup batmaları; dağların kayıp gitmeleri; ağaçların yeşerip büyümeleri, dal, yaprak ve meyveye durmaları; hayvanların yaratılış gayeleri doğrultusunda sürekli koşturmaları… Bunların hepsi onların Yüce Yaratıcı ile bağlantılı olduklarını, O’nun buyruklarına boyun eğdiklerini ve secdelerini yalnızca O’na yaptıklarını gösterir. Nitekim ayetteki yescüdü lehü kalıbı yalnızca ve O’na özgü olarak secde eder demektir.

 

Aslında göklerde ve yerde olanlar ifadesi, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanların hepsini içine alır, ama onlar ayrıca zikredilerek insanın secde cemaatinde yerini alması teşvik ve tahrik edilmiş oluyor. Hiçbir parça dışarıda kalmadan secde ediyorsa, ey insan sen ne duruyorsun, demektir.

 

Onlar iradesiz ve şuursuzca secde ederken, sen neden akıllı, iradeli olarak ve şuurlu bir biçimde secde etmezsin?! Bütün varlıkların Yüce Allah’a secde etmeleri, onların O’na muhtaç olmaları ve O’nun karşısında aciz kalışlarının göstergesidir.

 

Ayetteki sıralamada oldukça manidardır. Güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar… En fazla ihtiyaç duyulmaya ve birbirlerine ihtiyaç duymalarına göre bir sıralamadır bu. Şöyle ki güneş olmazsa ay olmaz, çünkü ay ışığını güneşten alır. Güneş, ay ve yıldızlar olmazsa bitkiler olmaz. Nebâtât olmazsa, hayvanlar olmaz… Bunların hepsi olmazsa insan, varlığını sürdüremez.

 

Ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyor… Elbette insan, göktekilerden de değerlidir, yerdekilerden de. Hayvanlar, bitkiler bile Allah’a secde ederken, insanın secdeden uzak kalması ona yakışmaz. Üstündeki güneş, ay ve yıldızlar bile secdeye kapanırken insanın secde etmemesi onun değerini sıfırlar. Nasıl ki şeytan, Allah’ın emrine rağmen secdeden kaçtı, makamından oldu, rahmetten kovulanlardan oldu.

 

Zira secdeli olmak, şeytan ve avenesi dışında, var olan her şeyin en temel özelliğidir. Buna göre insan, ya secdelilerin safında yer alıp rahmete erecektir yahut secdeden içtinap eden şeytanın safında yer alıp rahmetten tard edilecek ve azaba müstahak olacaktır. Aklını kullanan insan, gök ve yerdekilerin oluşturduğu secde cemaatinin bir ferdi hatta o cemaatin imamı olur. Secde etmenin anlamını ve kendisine dünya ve ahirette kazandıracağını düşünerek secdede, Allah’a teslimiyette öncülerden olmaya gayret eder.

 

Aslında insan da yerdekiler ifadesinin içindedir. Ancak Rabbimiz, onun secdesinin diğer varlıkların secdesinden daha farklı ve özel olmasına vurgu için onu ayrı zikretmiştir. Yoksa inanan-inanmayan bütün insanlar, diğer varlıklar gibi Yüce Allah’a muhtaçtırlar, hayatın gereksinimleri ve ölüm konusunda O’nun koyduğu hükümlere mecburen boyun eğerler. Ama insan için asıl önemli olan bu icbarî secdesini, ihtiyarî secdesiyle desteklemesi ve tamamlamasıdır. Çünkü o taştan, ağaçtan, hayvandan, cisimlerden farklıdır. O bu farkını, seçkinliğini iradeli secdeleriyle ispat etmelidir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.