Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.54
  • EURO
    34.95
  • ALTIN
    2454.8
  • BIST
    9879.15
  • BTC
    64171.57$

REİS BAKANINI BİLE AF ETMİYORSA!

25 Haziran 2021, Cuma 08:55

Dün yazımı yazıp Haber Merkezi’ne gönderdikten sonra Antalya’dan Rusların da dolu olduğu beş yıldızlı bir otelden gelen fotoğraflar ve bilgiler inanın beni şaşırttı.

Dahası önce inanamadım

Bu konuya şuradan başlayarak girelim.

Hani Sayın Cumhurbaşkanımız son normalleşme programını açıklarken

“Müzik yasağını saat 00:00'a çekiyoruz; kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok” demişti yaaa.

Ve her zaman olduğu gibi bu ülkenin yarısı buna hemen karşı gelip konuyu Cumhurbaşkanının müziğe, sanatçıya karşı olduğu noktasına çekmişti.

Alın size konunun asla ama asla böyle olmadığının fotoğraflı belgesini sunacağım.

Hem de delilli ispatlı.

Salı günü öğleden sonra çok sevdiğim ve inandığım bir dostum şöyle yazıyordu;

“Uğur Bey size bir şey söyleyeyim mi?

Kaldığımız otel gürültü nedeniyle Turizm Bakanlığı tarafından kapatıldı.

Reis açılış için Antalya Belek’e geldiğinde bu otel için gürültü şikayeti yapılmış.

Kapatılsın denilmiş.

Otel sahipleri de işi nasılsa düzeltiriz diye müşteriye çaktırmamışlar.

Son dakikaya kadar.

En sonunda kapıya polis dayanınca tüm müşteriyi tahliye ettiler

Bu gürültü işinin şakası yok yani.

İzdiham. Kavga. Kıyamet.

Yer yerinden oynadı”

…………

Hemen dostumuzdan fotoğraf istedim

Ve otelin müşterilerine gönderdiği mesaj geldi;

“Değerli Misafirlerimiz

Otelimizde konaklayan bir grup misafir tarafından düzenlenmiş olan müzik etkinliği sonrası Antalya İl Turizm Müdürlüğü tarafından yapılan denetim ile bugün (en geç saat 17.00 ye kadar) itibariyle 7 gün kapatma cezası almış bulunmaktayız.

Siz değerli misafirlerimizin mağdur olmaması açısından sizleri Antalya’daki diğer otellerimizde konaklatacağız.

Transferleriniz otelimiz tarafından sağlanacaktır

Anlayışınız için teşekkür ederiz”

…………………

Kapatılan otelde ailesi ile birlikte müşteri olarak bulunan sevgili dostumuz yazmaya devam ediyordu;

“Bunu saat 13.30’da gönderdiler.

Çocuk korktu. Polisten. İnsanların paniğinden korktu. Ağladı.

Bunlar neye güvenmişler?

Müşterinin %85’i …….den geliyor. Orası da Bakan Beyin yani.

Bakan Bey kendi müşterisini mağdur etmez diye.

Biz otel müşterisi idik.

Tahliye olduk yerleştik.

Öğleden sonra insan gibi bir diğer zincir otele geldik.

CİMER’e yazacağım.

Kapatma cezasını ver 1-8 Temmuz’a.

Otel müşteri almasın.

Bu ceza otel sahibine mi, müşteriye mi şimdi?

Kaldı ki %85’i Bakanının müşterisi.

Otel sahibine bir şey olmadı ki.

Elli tane oteli var. Oradan aldı ötekine koydu.

Bu gürültü işinin hiç şakası yok yani

Turistler dava açacak, paralarını istediler. Bizim gibi uslu değiller bunlar.

Rezil olduk gene yani.

Ölsek böyle tanıtım yapamazdık(!).”

…………….

Şimdi anladınız değil mi?

Reis diyorsa dediğini yapar.

Kimsede karşısında duramaz.

Kabinedeki Bakan bile olsanız.

Bilmem anlatabildik mi?

…………

Haaa yabancı turistler için kötü bir Türkiye hatırası mı?

Evet acıda olsa çok kötü bir Türkiye izlenimi

Ama yapacak bir şey yok.

Sen Sayın Cumhurbaşkanının geldiği gün bile gürültü yaparsan cezayı yersin.

Bizim içimizde hala anlamayanlar varsa anlasınlar diye paylaştım.

REKTÖR METİN AKSOY’UN BİRİNCİ YIL TOPLANTISI

Dün güne Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy Hocanın daveti ile makama oturmasının 365. Günü münasebeti ile düzenlediği basın toplantısına katıldık.

Toplantıda Metin Hoca A takımı ile rektör yardımcıları Prof. Dr. Emrullah Eken, Prof. Dr. İlhan Çiftçi, Prof. Dr. Ahmet Tuğrul Polat ve Genel Sekreter Prof. Dr. Kamil Beşoluk ile basını bilgilendirdi.

Toplantının detaylarını HABER MERKEZİ’ndeki arkadaşlarımız geniş geniş yer verecekler.

Ben sadece yazabileceklerim içerisinden birkaç konuya değinmek istiyorum.

………

Şahıs olarak makama seçilerek atanan her isme büyük saygım var.

Dün bu rektörlük makamlarında oturanlara olduğu gibi bugünde Metin Hocaya.

Yalnız sadece benim değil sağımdaki solumdaki gazeteci dostlar, çıktıktan sonra görüştüğümüz arkadaşlarımızda şöyle bir genel kanaat oluştu

“Metin hoca Mustafa Şahin’i fena gömdü”!

Vallahi kim gömülür kim gömülmez bizim işimiz değil.

Yalnız Rektör Şahin hocadan sonra başlatılan hukuki çalışmaların ardından, Rektör Metin hocanın açıklamaları ile gerçekten geride kalan dönem bu kadar mı vahim miydi? Sorusunu insanın direk aklına getiriyordu.

Mesela;

Metin Hoca 202 milyon bir borçla makama oturmuş.

Ve bir yılda bu borcu 50 milyona indirmiş. Öğrencilerin eğitime başlaması ile kalan bu borcun daha hızlı ödeneceğini söyledi. Ayrıca Rektör Metin Hoca ve ekibi Üniversitenin elektrik, doğalgaz, su gibi Devlete Belediyeye olan ödenmemiş 7 milyon TL’yi de ödemişler.

Selçuk Üniversitesi uçağının ruhsatsız oluşundan fırının kapatılmasına kadar daha başka kafa karıştıran konular…

…………….

Bu arada Rektör Hoca ve ekibi göreve başlar başlamaz örnek adımlarda atmışlar.

Mesela Rektör Beyin makam aracı dışında rektör yardımcılarının bile makam araçları alınmış.

Ya da şöyle yazalım.

Bu hocalarımız makam araçlarını kendi istekleri ile vermişler. 

Yine Üniversite camiası içerisinde kuruşuna kadar hesabı yapılıp dedikodusu edilen Banka promosyonlarında adalet sağlanmış.

Akademik idari personele eşit olarak bu promosyondan faydalanıyormuş.

Yani şimdi bahçe temizliğindeki işçi ile Rektör Metin Hoca bu promosyonu eşit olarak alıyorlarmış.

Buda iç huzuru sağlamada bence çok önemli bir adım.

…………….

Hoca üniversitenin gelecek yıl ki takvimi ve bilimsel çalışmalar ile ilgilide detaylı bilgiler verdi.

Onları da gazetemiz de ve internet sitemizde sosyal medya paylaşımlarında bulabilirsiniz.

………………….

Bu toplantı ile ilgili son bir konuyu daha açacağım.

Dahası açmak bana direk farz oldu.

O da şöyle.

Gazeteci dostumuz Erhan Dargeçit’in kampüsten Süleyman Demirel isminin kaldırılması sorusuna rektör hoca bir dizi açıklamada bulunduktan sonra “Bunu yazan gazetecilerde oldu. Mektuplar varmış. Bana hiçbir mektup gelmedi. Belki de gazeteciler kendi kendilerine mektup yazdılar” deyiverdi.

……………..

Eveeeeeet.

Burada bir dakika duralım.

Söz konusu mektuplar bana da eski Rektörlerimizden Sayın Abdurrahman Kutlu Hocadan üç gün arayla gelmişti. 

Bende gazetecilik gereği bunları kelimesi kelimesine yayınlamıştım.

Takii AK Parti Genel Merkezinden “Gereken mesaj alındı. Bu konuya artık bir ara verelim mi?” şeklindeki kibarca uyarı sonrası bende konuyu rafa kaldırmıştım.

Rektör Metin Aksoy hoca bu cümleleri kurunca hemen Abdurrahman hocaya yazdım.

Abdurrahman Hocada bu mektupları rektör beye mail olarak attığını ifade etti.

Veeeeee

Biz daha rektörlükten ayrılmadan Abdurrahman Hoca ile olan yazışmalarımızın fotoğrafını çekerek Sayın Metin Hocamıza ilettim.

…………..

Yani…

Yanisi şu açık ve net.

Bugüne kadar hiç kimsenin

Adına mektup yazmadım.

Yazmadık.

Yazdıramazlar.

Yazmamda.

O gün ismini vererek yayınladığım mektuplarda Sayın Abdurrahman Kutlu Hocamıza aitti.

Dünde bu bir kez daha belgelemiş olduk.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Rüzgarın nasıl estiği fark etmez. Farkı yaratan kanatlarınızı nasıl açtığınızdır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Direksiyonda yana yatmış şekilde bir yandan telefonla konuşup bir yandan da yolu ortalayarak ilerleyip akan trafiği tıkamadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz. 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Ertunç
    25-06-2021 12:23

    Bide Mustafa hocayı dinle abi. Eskiyi gömmekle olurum. Mustafa Şahini oraya kim getirdi? Hangi yerel siyasilerin desteği ile geldi. Gömülmek istenen hocamı yoksa onu destekleyenlermi acaba.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.