Sultan 2. Abdülhamid önemine binaen daha Anadolu’ya gelmeden, Suriye’ye telgraf hattı çektirmiş,(1) yine Suriye üzerin­den Hicaz Demiryolu Hattını döşetmiştir. Aradan bir asır geçmesine ve korkunç petrol paralarına sahip olmalarına rağmen Araplar, günümüzde bile böyle bir hat döşetememişlerdir. Yer altı şehir su şebekeleri ve sokakların elektrikli lambalarla aydınlatılması… İstanbul’dan önce Osmanlının birer şehri olan Atina ve Sofya gibi merkezlere döşenmiştir.

Bu sebepledir ki, dinî fanatizmi olmayan bazı milletler, Osmanlı ile ilgili gerçekleri dile getiriyor ve hakkını teslim ediyorlar. Macarlar 1686 yılında Budapeşte’nin savunması esnasında şehit ettikleri son Budin Vâlisi Abdurrahman Abdi Paşa’nın kabir taşına “kahraman düşmandı, rahat uyusun” yazdırmışlardır.(2)  

Dedelerimizin idâre ettiği yerler böyle ama Avrupalıların asırlarca sö­mürdükleri Afrika, Asya, Güney Amerika gibi yerlere baktığımızda onlardan kalan bir eser yoktur. Birçok yerde  hâlâ kara sabanla çift sürüp karınlarını doyurmaya çalışan insanlar vardır. Hattâ karınlarını bile doyuramayıp açlıktan yüz binlercesi ölmektedir.

 Çünkü Avrupalılar onlara bir şey öğretmemişlerdir. Bizde Avrupa kafalı bir paşa; İstiklal savaşından sonra halkın perîşân ve sefil durumunu dile getirenlere; “halk fakir olmalı ki, devletine mutî olsun” demiş, onun felsefesi gibi Avrupalılar da sömürdükleri yerler halkının sefâletlerini, kendi saâdetlerinin vesilesi bilmişlerdir.

ABD Başkanlarından Franklin Ruzvelt, Afrika ülkelerinden Gana’yı zi­yaret eder ve gördüğü manzara karşısında şok olur, şöyle der: “Burada durum felâket, bu yerliler bizden 5000 yıl gerideler ve İngilizler 200 senedir bura­dalar.”(3) Yani İngilizler iki asırdır burada halkın elinden ekmeğini almaktan başka hiçbir şey yapmamışlar ve insanları hiçbir şey öğretmemişler. O insan­lar  hâlâ Taş Devrini yaşıyorlar demek istiyor.

Geçmişte Mısır medeniyeti ve zenginliği ile dillere destan bir beldedir. Ama Batının dünya düzeni bugün bu memleketi öyle bir hale getirdi ki; bir işçi günde 2 dolara geçinmek mecburiyetinde bırakılıyor. Yani bir Türk işçi­sinin aldığının ’sini bile alamıyor.(4)

Fransız Roger Garudy'nin Batılılar hakkında aşağıda ki tes­pitleri ne kadar ibretlidir: "Batı, katliam yapma istida­dına sahiptir. Size hangilerini hatırlata­yım ki? Amerikan Kızılderililerin imha edilmesini mi? Esir ticâretini mi? Hi­roşima’yı mı? Auschwitz'mi? Hıristiyan Batı uygarlığı bu­dur. Biliyor musunuz ki, dünyadaki zenginliklerin