Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2459.1
  • BIST
    9798.61
  • BTC
    64430.67$

Osmanlı?da Vakıf Çeşitleri (2)

11 Mayıs 2016, Çarşamba 08:34

Ruh hastaları için, ABD nin 1956 yılında başlatabildiği musiki ile te­da­viyi, Osmanlı asırlar önce yapmış, Avrupalıların bu tip hastaları, “ruhla­rına ve bedenlerine şeytanlar hakim olmuşlar” diye diri diri ateşte yaktık­ları, iş­kenceler ile öldürdükleri bir dönemde, Osmanlı onlar için hususi hastahaneler bina etmiş, müzikle ve özel yöntemlerle onların tedavilerini sağlamıştır.(1)

 

Osmanlı Bîmarhanelerini gören Mongeri Pere: “Burası Av­rupa’nın asırlar sonra tahayyül edeceği bir hayal müessesesidir” de­miş­tir.(2)

 

Bu vakıf çeşitle­rinden bazılarını da sadece isim olarak zikrede­lim:

Onlar öyle bir kültür ve refah düzeyine ulaşmışlar ki; Garplı seyyahla­rın yazdıklarına göre; her sahada, her hususta, ihtiyaç duyulan her konuda vakıf­lar kurup hizmete sunmuşlardır.  Din farkı gözetmeksizin(3) insanlar, han­larda ve kervan­saraylarda üç gün kalabilir.(4) Cami köşelerinden ve sebiller­den buz gibi su ve şerbet içebilir, hastanelerde bedava tedavi göre­bilir, aşevle­rinde karnını doyurabilir, hiçbir zarar görmeden impara­torluğun her tara­fını can ve mal emniyeti ile dolaşabilir,(5) dilencilere rastlanmaz.(6)

Sahip­siz ağaçları sulayan, Kuyular, su yolları, su kemerleri, köprüler. çeşmeler ve sebiller...yapan, sahipsiz kedi ve köpeklere et ve yiyecek dağı­tan, Hayvan hastaneleri ve bakım evleri...kuran (Guraba Hane-i Laklakan), Ka­birlere kuşların su içmeleri için suluklar yapan, tarihte ilk defa kuş evleri ya­pan, kuş yuvaları imal eden vakıflar bile kurmuşlardır.(7)

 Kütüphaneler, misafirhaneler...talebelere kitap, elbise, harçlık, hatta mü­rekkeplerine varıncaya kadar ihtiyaçlarını temin eden vakıflar. Bayram­larda kimsesiz çocuklara hediye alıp sevindiren vakıflar. Yaşlıları korumak için kurulmuş vakıflar.  Kimsesiz dul kadınlara yardım için kurulan, em­zikli ka­dınlara süt dağıtan, evlenecek kızlara çeyiz alıveren, borcunu öde­mede zorluk çekenlerin bor­cunu ödeyen, Fukaraya kış günlerinde yakacak temin eden va­kıflar... Hamalların yüklerini indirmeden dinlenmeleri için mola taşları diken vakıflar.(8) Esir ve köleleri azad ettirmek için kurulan vakıflar, kırdığı kâse ve kaplardan dolayı efendisi tarafından cezalandırıl­maması için köleler adına kurulan vakıflar...  Kimsesiz cenazeleri kaldır­mak için kurulan vakıflar… Haremeyn yani Mekke ve Medine Müslüman­larına veya oralara yapılacak eserlere yardımcı olan vakıflar…

 Vakıf fikri Avrupa’ya İslâm âleminden geçmiştir.(9) İslâm’ın kısa za­manda kılıç, korku ve tehdit yoluyla de­ğil de, insanların bir çoğu tarafından istek ve arzu ile kabul edilmesi, İslâm’ın kısa zamanda büyük bir devlet haline gelmesi, daha sonra kurulan Müslüman devletlerinde başarısı adâlet ve insana yapılan bu güzel hizmetler sayesinde olmuştur.

Bu hususta meşhur müsteşrik John Devenport şöyle der:

 “Kur’an tarafından telkin olunan ayetlerin  münhasıran kılıçla yayıl­dı­ğına inanmak müthiş bir hatadır. Çünkü taassuptan âzâde olanların hepsi teslim ederler ki;İlahlara insan kanı dökmek hareketine bedel, ibadet ve sada­kayı ikame eden İslâmiyet, insanlara hayırhahlık ruhunu aşılamış, yardım­laşma ruhunu aşılamış, bu suretle medeniyet üzerine mühim bir tesir icra ederek, bütün Şark âlemi için bir nimet olmuş, binaenaleyh Hz. Musa gibi düşmanları imha için sınırsız şekilde kullanılan kanlı silahlara muhtaç olma­mıştır.”(10)  

Rızay-ı Bâri’yi gözetme, sünnete ittiba, yaratılanlara karşı iyilik duy­gusu, insana yatırım ve onuruna saygı hususunda şanlı ecdadımızın geldiği seviyeyi görüp te, Devonport’a hak vermemek mümkün değildir.

 

 

 

 

Dipnotlar:

1- Hasan Hüsrev Hatemi, “Hoşça bak Zatına”, İşaret Yay. İst. 1989, s. 565;

        İbrahim Refik, “Tarih Şuuruna Doğru-2”, Albatros Yay. 7. Bas. İst. 2001, s. 85.

2- İbrahim Refik, “Ulu Çınarın Gölgesinde”, Albatros Yay. İst. 2004, s. 158.

3- Mehmet Şeker,“Anadolu’da Birarada Yaşama Tecrübesi”, DİB yay.Ank. 2000, s. 138.

4- İnsanlar tembelliğe alışmasınlar diye, hava şartları müsait olmak kaydıyla, üç günden 

        fazla kalmak yasak imiş.

5-Sir James Porter,  “Observations Sür la Religion les Soix”, Du Loir'in

       "Les Voyyages les Viyages du Sieur du Loir" l654 Paris, s. l89.

6-A. D. La Montraye, “Voyyages Europe et Asie et Afrique”.

7-İbrahim Refik, “Tarih Şuuruna Doğru-2”, Albatros Yay. 7. Bas. İst. 2001, s. 70.

8-Mouradgea D'ohsson,“18.y.y.Türkiye’sinde Örf ve Adetler”,Tercü. 1001 temel eser.

9-İsmail Hâmi Dânişmend, “Tarihi Hakikatler”, c. 2, s. 77.  

10-İngiliz Alim John Devenpord, “Hz. Muhammed ve Kur’an-ı Kerim”,

         Ömer Rıza Doğrul tercemesi, 1928 İst. s. 11. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.