Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2459.1
  • BIST
    9798.61
  • BTC
    64430.67$

Oruç Birlik ve Beraberliği Temin Eder

05 Haziran 2018, Salı 07:40

İslâm birlik ve vahdet dinidir. İnsanların beraberce huzur ve saadet içeri­sinde yaşamalarını ister. “Bütün müminler kardeştirler”(1) ayeti ve yüz­lerce hadis-i şerif bu hususun temini için serdedilmiştir. Ayrıca Pey­gamberi­miz: “Bütün müminleri bir bedene benzetmiş, bedenin en uç noktasındaki parmağa bir sarı diken batsa bütün vücudun acıyı hissettiği gibi müminler bir birlerinin acılarını, sevinçlerini paylaşmalı ve hisset­meli...” buyurmuş­tur.

Oruç ve diğer ibadetler bunun temininin en güzel misalleridir. İyi düşü­nürsek başka hangi güç 80 milyonun hemen hemen tamamına yakınını aynı anda gece kaldırıp, akşama kadar aç durdurup, akşam aynı zamanda sofra başına oturtabilir.? Hangi güç milyonları cami­lerde birleştirebilir. Yine aynı günde bayram yaptırabilir? Şu halde oruç birlik ve beraberliğin de teminatıdır.

Osmanlıda Huzur Dersleri diye bir adet vardı. Sultanlar zaman zaman, bilhassa ramazan aylarında daha da sıkça, değişik ilim erbabı, tasavvuf erbabı, tarikat erbabı ile sohbet, münakaşa ve münazaralar tertip ettirirlerdi. Sultan lll. Mustafa da böyle bir toplantıda: “Allah'ın verdiği en büyük nimet nedir?” diye sorar.

Herkes değişik şekilde görüşlerini dile getirir. Yaka­sında yaz kış devamlı lâle taşıdığı için; Lâleli Baba lâkabıyla anılan bir gönül eri, hiç ses çıkarmayınca Padişahın dikkatini çeker ve görüşünü so­rar. O: “Sultanın Al­lah'ın nimetlerinin büyüğü küçüğü olmaz. Hepsi yerine göre önemli ve bü­yüktür. Meselâ önemsemediğimiz küçük abdest bozmak bile çok önemlidir...” deyince padişah cevabı beğenmez ve içinden; “Ev­liya denen şu adamın ver­diği cevaba bak...” gibi düşünceler geçirir.

Meclis dağılır. Padişah yatacak küçük abdest bozmaya çıkar ama mümkün değil. Defalarca bu hal vuku bulur, ama bir türlü def’i hacet edip rahatlayamaz. Sabaha karşı çok zor durumda iken yaptığı hatayı anlar ve hemen Lâleli Babaya gider. Yalvarır: “Ben ha­tamı anladım. Allah'ın nimetini küçümse­dim. Ne olur dua et de Allah beni bu sıkıntıdan kurtarsın. Çok zor durum­dayım. İstersen yaptırmakta olduğum camiyi sana bağışlayayım. Yeter ki bu sıkıntıdan kurtulayım...” der.

Erenler dua eder Allah kabul eder ve Padi­şah kurtulur. Böylece padişahların yaptırdığı bütün camiler kendi isimle­riyle anıldığı halde, Sultan lll. Mustafa’nın yaptır­dığı cami Lâleli Camii diye isimlendi­rilmiştir.(2)

Oruç Yoksulları Hatırlatır:

Yukarda zikredildiği gibi, kişi bazı nimetlerin yokluğunun ne kadar zor olduğunu anlayınca fakirleri düşünür ve: “Ben bir övün bulamadığım bu ni­metleri fakirler her zaman bulamıyorlar” diyerek şefkate ve merha­mete ge­lirler. Sahavet damarları kabarır. Yardım duyguları harekete geçer. Ra­ma­zanda yardım ve iane olaylarının çok oluşunun bir sebebi de budur.

Böylece sosyal barış temin ve tesis edilmiş olur. Fakir gözü zenginin ma­lında olmaz. Onlarda; “Her ne kadar biz fakir isek de, zengin kardeşlerimiz bize yardımcı oluyor. İhtiyaçlarımızı karşılıyorlar. Allah mallarına bereket ihsan eylesin.” diye dua ederler. Böylece servet düşmanlığı ortadan kalk­mış olur ve cemiyete huzur ve saadet hakim olur. Cemiyetin dengesi sağla­nır. Allah Resûlünün şu hadisi şerifinin esprisi de tecelli eder: “Siz içiniz­deki zayıfların duaları saye­sinde rızık buluyorsunuz.”(3)

Ramazan maddi ve manevi faydalarıyla müminlere Allah’ın bir lütfudur, bir ihsanıdır. Ramazan ve orucun kıymet ve faziletini böyle bizim gibi sayfa­larca anlatmaya çalışma yerine, sözlerin en özlüsü ve en güzelini söyleyen Allah Resûlünden dinleyip yazımızı bitirelim:

“Eğer ümmetim benim bildiğimi bilse (yani Ramazanın ve orucun nezdi İlahide ki kıymet ve faziletini bilse, senenin bir ayı ile yetinme­yip) tamamının Ramazan olmasınıisterlerdi”.(4)

Cenâb-ı Allah hakkıyla oruç tutup, bayram sabahına kendini affettir­miş olarak çıkabilen mümin kullarından eylesin.

Dipnotlar:

1- Hucurât Sûresi, 10.

2- Tarih ve Düşünce Dergisi, 2001, sayı 13, s. 70.

3- Buhârî, Cihat,76.

4- İbni Hıbban Sahihinde, “Et Terğıb vet Terhib” c. 2, s. 443.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.