Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2431.6
  • BIST
    9959.79
  • BTC
    62323.18$

?ONLAR, AZ GÜLSÜN, ÇOK AĞLASINLAR!? (1)

05 Aralık 2015, Cumartesi 12:47

Böyle ferman buyuruyor Rabbimiz: Artık kazandıkları işlere karşılık az gülsünler, çok ağlasınlar![1] Ve sizler gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz öyle mi?[2]

 

Gözyaşı: Perdeli olmayan, körleşmeyen gözlerin, hakikati gördüğünün göstergesidir.Günahları yıkayan, gönülleri temizleyen rahmet damlalarıdır. İç dünyaya hapsedilen hüzünlerin dışa vurmasıdır.

Daralan bunalan gönüllerin, rahatlama aracıdır. Kalemin mürekkebinin bittiği yerde imdada yetişen âşıkların mürekkebidir. Dolan bedenin, dolduğunu gösterirken coşarak taşmasının adıdır.

Allah korkusundan akan gözyaşları, gönüllere şifadır.

 

AĞLAMASI, GÜLMESİNDEN ÇOK OLAN BİR PEYGAMBER!

 

Ağlaması, gülmesinden çok olan bir Peygamberimiz var. Allah’ı düşünen, ahiret ve ölümü çokça tefekkür eden, Allah’ın davası için ağlayan bir Peygamber. Ağlayarak Kur’ân okuyan bir Peygamberimiz var. Ağlayın, ağlayamıyorsanız ağlar gibi yapın[3], buyuran Peygamberimiz.

İki göze ateş dokunmaz. Nöbet tutan göz, Allah korkusundan ağlayan göz[4], diyerek Allah için ağlamaya teşvik eden Peygamberimiz.

 

Kendinden çok, ümmeti için gözyaşı döken insanlık sevdalısı bir Peygamberimiz var. Onları düşünen, onların derdini dert edinen, onların yanlışları için üzülen bir Peygamber.Tebessümü sadaka görüp güler yüzlü olan, ancak çok gülmeyen bir Peygamber.

 

Onun gülmesi ölçülüdür, ağlaması ise sesli ve gürül gürül. Rivayetlere göre onun en fazla gülmesi, azı dişleri görülecek kadardı. Ama o, namaz kılarken ağlar, ağlamasından dolayı da göğsünden değirmen sesi gibi gürül gürül sesler gelirdi.

 

Onun hayatını şöyle gözümüzün önüne getirdiğimizde gözyaşı bol, çileli bir ömür sürdüğünü görürüz. Zaten İnsanların en çetin belalara maruz kalanları peygamberlerdir, sonra iman gücüne göre diğer insanlar belaya maruz kalırlar.[5] buyuran da kendisi değil midir?

 

Doğmadan babasını kaybeden bir yetim. Aklı ermeye başladığında, çocukların babacığım diyerek babalarına sarıldıklarını gördüğünde içi acıyan bir Peygamber! Altı yaşlarında annesini kaybederek öksüzlüğü tüm hücrelerinde hisseden bir Peygamber!

 

Bir yetim ve öksüz olarak sığındığı dedesini altı yaşında kaybederek kimsesiz bir halde ortada kalan bir Peygamber! Çocuklarından altısının cenazesine şahit olan, ciğerparelerini elleriyle toprağa gömen bir baba! Kırk yaşında Peygamber olduğunda, insanları yalnızca bir Allah’a kulluğa ve gerçeğe çağırdığı için olmadık baskı, işkence ve eziyetlere maruz kalan bir Peygamber! Küçücük kızı Fatıma’nın gözyaşlarını:  Ağlama kızım! Allah nurunu tamamlayacak ve babanın dinini hayata hakim kılacak diyerek gözyaşlarıyla silen bir Peygamber!

 

Başta kızı ve damadı Hz. Osman olmak üzere en sevdiği ilk Müslümanlardan bir kısmını deniz aşırı ülke olan Habeşistan’a göndermek zorunda kalan bir elçi! Ümitlerle gittiği Taif’ten taşlanarak kovulan çileli bir Peygamber! Aynı yıl içerisinde çok sevdiği eşi Hz. Hatice ve hamisi, amcası EbuTalib’i kaybeden ve o yılı hüzün yılı olan acılı bir Peygamber!

 

Elli üç yıllık baba ocağı Mekke’sini terk etmek zorunda bırakılan ve giderken Vallahi sen ey Mekke, beldelerin en sevimlisisin, senden çıkmak zorunda bırakılmasaydım seni terk etmezdim diyerek göz yaşlarına boğulan bir Nebi! Uhud’da çok sevdiği amcası Hz. Hamza’yı ve arkadaşlarından yetmiş kişiyi toprağa veren bir Peygamber!

 

Reci ve Bi’r-i Mâune suikastları sonucu ashabından seçkin ve yetişmiş kimseleri kaybeden bir Peygamber!Mute savaşında, çok sevdiği Zeyd’in, Ca’fer’in ve Abdullah b. Ravaha’nın şehid oluşlarını Medine’den canlı olarak izleyen bir Peygamber!

 

Ailesine iftira atılması sonucu (İfk hadisesi) kırk gün aile boyu ağlayan bir Peygamber! Peygamberimiz buyuruyor: Hiçbir korumanın olmadığı bir günde Allah’ın koruması altında olacak yedi gruptan biri de Allah için ağlayan gözdür.[6]

 

Dipnotlar:

[1] 9 Tevbe, 82.

[2] 53 Necm, 60.

[3] Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, I, 29 (İbn Mâce)

[4] Tirmizî, Fadâilü’l-Cihâd 12

[5] Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, I, 144 (Tirmizî)

[6] Buharî, Ezân 36; Tirmizî, Zühd 53

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.