Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2437.8
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64366.97$

Önemli Günlerdeyiz

24 Ağustos 2020, Pazartesi 08:23

Allah’ın yarattığı aylar, günler, geceler içerisinde birbirinden kıymetli ve çok değerli kazanç mevsimleri vardır. İçinde bulunduğumuz Muharrem ayı da müminlerce ganimet ve fırsat bilinip, gerektiği gibi değerlendirilmesi gereken en kıymetli zaman dilimlerindendir.

Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem, ilâhî feyz ve bereketin, huzur ve güvenin başlangıcıdır. Cumartesi günü idrak edeceğimiz Muharrem ayının onuncu günü, Âşûrâ günüdür. Bu günde birçok Peygamberin hayatında önemli ve olumlu olaylar zuhur etmiş, aynı zamanda da tarihimizde ve hafızalarımızda unutamayacağımız derin bir yara açmıştır.

Bu elim günde, Sevgili Peygamberimizin torunu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın gözünün nuru olan Hz. Hüseyin Efendimiz, yanında bulunan yetmişten fazla Müslüman ile birlikte Kerbelâ’da şehit edilmiştir. Kerbelâ, Allah ve Resûlüne iman edip, Ehl-i Beyt sevgisini gönüllerine nakşedenlerin ortak acısı ve yürek sancısıdır.

Tarihin belirli bir kesiminde meydana gelen ve bizleri derinden etkileyen bu acı olay hakkında derin düşünmek ve gerekli dersleri çıkarmak ve ibret almaktır. Kerbelâ olayı, birlik ve beraberliğimizi kaybetmemek için üzerimize düşen bütün görevlerimizi yerine getirmemizi göstermektedir.

Bu menfur hadiseyi gerçekleştirenler, mezhep ve meşrep farkı gözetmeksizin, istisnasız bütün Müslümanların vicdanlarında mahkûm olmuşlardır. Bugün de nice İslam beldesi acı ve gözyaşıyla yoğrularak adeta birer Kerbelâ yaşatılmaktadır.

İslâm beldelerinde Müslüman kardeşlerimiz zulme uğrarken, masum kadın ve çocuklar hayattan koparılırken bizlere düşen, Kerbelâ’yı doğru anlamak ve haksızlıklar karşısında Hz. Hüseyin misali bir duruş sergilemektir. Bütün şehitlerimizin, başta Hz. Hüseyin olmak üzere Kerbela şehitlerinin ruhu şâd olsun.

İbni Abbas (r.a.)’ın rivayetinde Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur: “Kim ki aşure günü oruç tutarsa, Allah ona on bin melek sevabı verir. Kim ki aşure günü oruç tutarsa, Allah ona on bin hac, on bin umre ve on bin şehit sevabı verir. Kim ki aşure gününde bir yetimi sevindirirse, Allah ona o yetimini başındaki kıl sayısınca derece verir. Kim ki aşure gününün gecesi bir mümini yedirip içirirse, sanki bütün Ümmet-i Muhammed’i yedirip içirmiş ve doyurmuşçasına sevaba nail olur.” Hz Peygamber (s.a.v.)’in bu sözleri üzerine Ashab-ı Kiram dediler ki: “Ey Allah’ın Rasülü! Aşure günü İslam’dan önceki ümmetler için de şerefli miydi?”

Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle cevap verdiler: “Evet. Allah, göklerle yeri aşure günü yarattı. Dağlarla denizleri aşure günü yarattı. Levh ile kalemi aşure günü yarattı. Âdem (a.s.)’ı aşure günü yarattı. Havva anamızı aşure günü yarattı. Cenneti aşure günü yarattı. Âdem ile Havva’yı aşure günü cennete koydu. İbrahim (a.s.) aşure günü doğdu ve Nemrut’un ateşinden aşure günü kurtuldu. Yine İbrahim (a.s.) oğlu İsmail (a.s.)’ı kurban etmekle o gün vazifelendirildi.

İsmail (a.s.) o gün kurban edilmekten kurtuldu. Firavun o gün boğuldu. Eyüp (a.s.) bütün musibetlerden aşure günü kurtuldu. Allah, Âdem (a.s.)’ın duasını aşure günü kabul etti. Davut (a.s.)’ın zellesini aşure günü bağışladı. Süleyman (a.s.)’a aşure günü saltanatı verdi. İsa (a.s.) aşure günü doğdu. İdris (a.s.) ve İsa (a.s.) o gün semâ ya yükseltildiler. Kıyamet o gün kopacaktır.”

Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak, “Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; başka yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır...”(En’âm, 6/153.) buyurmaktadır. Allah Resûlü (s.a.v.) de bizlere şöyle nasihatte bulunmaktadır. “Birbirinizin eksiğini bulmaya çalışmayın, birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırtınızı dönmeyin, birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun!” (Buhâri Edep, 57.)

Bizlerinde içerisinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmanın yolu Allah’ın (c.c.) yardımı iledir.

O hâlde, geliniz! Irk, dil, mezhep ve meşrep farklılıklarının arkasına sığınarak kardeşliğimizi hedef alanlara, coğrafyamızda yeni Kerbelâ’lar yaşanmasını arzulayanlara karşı uyanık olalım ve fırsat vermeyelim. Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.