Şubat ayı fırsatlarla dolu zaman diliminin içinde bulunduğu ve halkımız tarafından mübârek üç aylar olarak isimlendirilen, faziletli ve bereketli ve yeni bir manevi mevsime 13 Şubat Cumartesi günü kavuşacağız. Bizleri bu günlere eriştiren, imana kavuşturan, Ümmet-i Muhammed olmayı bizlere nasip eden Rabbimize şükürler olsun.
Üç aylar kameri ayların yedincisi olan Receple başlayan, Şaban’la devam eden ve nihayetinde Ramazanla son bulan ayların toplu adıdır. Birbirinden kıymetli ve faziletli geceleri içinde barındıran mübarek aylara Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in verdiği kıymeti biliyoruz.
Bu ayların ve bu aylarda bulunan mübarek gün ve gecelerin sosyal ve toplumsal hayatımızda da çok büyük önemi vardır. Sarsılan rûhi dünyamızı onaracağımız, kalbi seviye kazanacağımız, hayatımızı yeniden gözden geçirmemize vesile olacak manevi bir iklime yeniden kavuşuyoruz.
Üç ayların gelişiyle ibadet dünyasını zenginleştiren, oruç ve benzeri nafile ibadetlerle manevi yükselişi sağlamaya çalışan mü’min, böyle içerisinde bin aydan daha hayırlı olan Ramazan ayına ulaşmaktadır. Sevgili Peygamberimiz bu aylara girince şöyle dua ederdi.
"Allâhümme bârik lenâ fi Recebe ve Şa'bân ve belliğnâ Ramazân: Yâ Rabbi! Receb ve Şaban'ı bize mübarek eyle, bizi Ramazan'a kavuştur." (Gunye 1 / 219)
Yüce Nebi, yine bu aylarla ilgili olarak, “Recep, Allah’ın ayı; Şaban, benim ayım; Ramazanda ümmetimin ayıdır” buyurmuştur. (Acluni, Keşf’ul Hafa, C.1, S. 423 No:1358)
Hayatımızın her anını bir fırsat olarak görmemiz bizim için manevi bir kazançtır. Çünkü bizler gelecekten haberdar değiliz. Ne zaman doğacağımıza karar veremediğimiz gibi bu dünya hayatından ayrılışın adı olan ölümle ne zaman buluşacağımızı da bilememekteyiz.
Bu nedenle özellikle, bu aylarda bol bol istiğfar etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur'ân okumak, dua etmek ve maddi imkânı olmayan kardeşlerimize yardımcı olmak en güzel hareket ve bu ayın ruhuna uygun davranışlardır.
İçinde bulunduğumuz zamanı gaflet içerisinde değil de bilâkis en verimli şekilde değerlendirmemiz gerekir. Ancak, sevgili Peygamberimiz de zamanın önemini belirtirken "insanların en çok gaflet içinde olduğu nimet"(Buhâri Rikak,1.) ifadesini kullanmıştır.
Öncelikle insan olmamız hasebiyle yapmış olduğumuz birçok hatalarımız, birçok günahlarımız elbette vardır. Bu ayların üzerimize yağdırmış olduğu merhamet ve mağfiret yağmurlarından azami şekilde istifade etmeli, isyanlarımıza, hatalarımıza ve günahlarımıza bolca tövbe ve istiğfar etmeliyiz.
Değerlendirmemiz gereken önümüzde çok faziletli günler, geceler ve aylar var.
Üç önemli ay: Recep, Şaban, Ramazan.
Dört önemli gece: Regaib, Miraç, Beraat, Kadir.
Üç aylar içerisinde barındırdığı dört önemli gece ile affedilmek isteyenler için bulunmaz bir zaman dilimi.
Üç aylar durumunu düzeltmek isteyenlere çok güzel bir fırsat.
Üç aylar Yaratanın yarattığı kullarına karşı gösterdiği sevginin neticesi.
Üç aylar mevsimi sanki manevi hayatımızı bakıma alacağımız yoğun bir zaman dilimi.
Üç aylar ilâhi rahmetin sağanak sağanak yağmaya başladığı zaman dilimi.
Üç aylar Peygamberimizin hakkında duada bulunduğu zaman dilimi.
Bu aylara girince müminlerin manevi hayatı canlanır. İlâhi rahmetin sağanak sağanak yağdığı bu aylarda, kulluk şuurunun zirveye çıktığı, çok feyizli ve bereketli geceler vardır. Mümin gönüller, bu ay ve gecelerde büyük bir coşku duyarlar.
Üç aylar muhasebe zamanıdır. Üç aylar, kendimizi denetleme, değerlendirme bakımından çok önemli olup, yaşantımızla ilgili bir durum değerlendirmesi yapmak, bu mübarek günlerin, gecelerin ve ayların şuuruna varmak demektir.
Bir kere daha geçmişimizin muhasebesini yapıp, geleceğe hazırlıklı olmanın tedbirlerini almalıyız. Yüce Rabbim bu mübarek günlerin ve ayların hürmetine yapmış olduğumuz bütün hatalarımızı ve günahlarımızı affetsin.
Gelmiş ve geçmiş bütün günahları affedilmiş olduğu kendisine müjdelendiği halde günde yüz defa tövbe ve istiğfarda bulunan sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in ümmeti olarak bizlerde Mevlâmıza çokca istiğfar edip, bolca tövbede bulunmalıyız. Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın