KUTSAL MESLEK

Kutsal meslektir ben beni bildim bileli doktorluk. Doktor olmak öyle kolay değildir. İnsanın zeki olması, çalışkan olması, başarılı ve yetenekli olması gerekir. Hatta sabırlı bir o kadar da meraklı, detaycı ve bir b planına da sahip olmalı her zaman. Girdiği sınavlarda başarılı olmakta yetmez doktor olmak için. Yapacağı işin sanayideki araba ustalarından tek farkının insan vücudunu tamir etmek olduğunu da iyi bilirler. Ustanın motoru söküp taktığı gibi insan vücudunu söküp takacaklarını ama bunu yaparken asıl amacın insanı hayatta tutmak olduğunu ve yaşamaya devam ederken bunu başarmak zorunda olduklarını da iyi bilirler. Yani anlayacağınız çok çok zor ve meşakkatli bir iştir ve bu yüzden yüzyıllardır doktorluk kutsal bir meslek olarak bilinir. Böyle bilinmeyi de sonuna kadar hak ediyor zaten. Bu kutsal mesleğin stresi o kadar çok ki. Bir insan hayatını ellerine almak ya da ağrı çeken bir insanı rahatlatmak. Onun yanında isyan eden tehdit eden hasta yakınları sakinleşmeyen acı kaybın sebebini doktor olarak gören insanlar. Derken stres üstüne stres yaşayıp yine de hayat vermeye çalışıyorlar. Gerçekten zor ve sabır istiyor bu meslek. Haliyle onlarda yıpranıyor veya onlarda kendi dertlerinden arınamayıp kendilerini kötü hissedebiliyor. Bazen agresif olabiliyorlar haliyle insan oldukları için, bu iş için üretilmiş son teknoloji robot değiller ya. Onlarında bu halleri hoş görülmeli onlara da hak verilmeli anlayışlı olunmalı. Ama dün okuduğum bir haber beni şaşırttı. Doktora yakışmayacak amacına ters düşecek bir davranış ile gündem oldu iki doktor. Okuduğum haber şöyle:

Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesinde yaşanan olay 11.10.2019 saat 05.30 sıralarında meydana geldi.  Hastanede görevli görgü tanıklarından alınan bilgiye göre nöbetçi doktor olarak görevli 26 yaşındaki Kaan Erol, meslektaşı 29 yaşındaki Yavuz Sümter’le doktorların dinlenme odasında karşılaştı. Kaan Erol ile Yavuz Sümter arasında hasta bakma sayısı ve çalışma yoğunluğu konusunda tartışma çıktı. Erol’un kendisinden az hasta baktığını ve az çalıştığını ileri süren Sümter söylenenlere tepki gösterdi. Tartışma kavgaya dönüşünce Yavuz Sümter cebindeki bıçağını çıkartarak, peş peşe Kaan Erol’un vücuduna sapladı. Vücuduna 30’dan fazla bıçak darbesi alan Erol ağır yaralandı. Erol kaldırıldığı hastanede yaşamını kaybetti.

Evet maalesef kutsal görevini yapan iki doktor görevlerinin tam aksini davranarak canlar kurtarmak yerine bir birlerinin canına kasıt etmişler. Hem de bunu görevlerini az veya çok yaptın gibi kendilerince belirledikleri bir tahminle yapmışlar. Yıllarca okuyan hayat kurtarmak için bilgi biriktiren bu birikimlerle mesleklerinin başına geçmiş okumuş kültürlü insanlar. Sokakta oyuncak kavgası eder gibi hastane odasında sen az çalıştın ben çok çalıştım tartışması yaşamışlar. Oda yetmemiş kavgaya dönüştürmüşler. Ve maalesef oda yetmemiş cinayete dönüşmüş olay. Bir doktor tartıştığı diğer doktoru tam otuz yerinden bıçaklamış. Nasıl bir öfke nasıl bir gözü dönmüşlük bir insana mesleğinin tam aksini yaptırıyor ve bunu bir de değil tam otuz kez tekrarlatabiliyor. Hayat kurtarmak amacı olan bir insan nasıl bir başka insanın hayatını elinden alabiliyor.

Bize neler oluyor. Her gün kadın cinayetleri hayvan katliamları derken vahşetin içinde yaşıyoruz. Sonra çıkıp diyoruz ki ceza değil çözüm eğitim. Sorun cahillik… neyin eğitimi kimin cahilliği. Bu doktorlar cahil mi, eğitimsiz mi? Veya üçüncü sayfa haberlerinde ki tüm suçlular cahil mi? Hayır. Çoğu şüpheli yada suçlu okumuş, eğitim almış meslek sahibi insanlar. Ve hepsi suçun göbeğinden çıkıyorlar. Bu ne eğitimsizlik nede cahillikten kaynaklanıyor. Bence bu vicdan ve merhamet kaybından kaynaklanıyor. Vicdanımızı merhametimizi Allah korkumuzu kaybettikten sonra eğitimde zirve yapsak neye yara. Sonu insan vücudunu öğrettiğin adam öğrendikleri ile bir insanı dakikalar içinde canından eder. Eğitimi çok iyidir ama vicdanı yoktur. Merhamet vicdan yoksa da zaten o insanlıktan umut yoktur….