Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2437.8
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64366.97$

Kurtuluş Mevsimi

27 Nisan 2020, Pazartesi 09:37

Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı müminler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Bu ayın gelmesi ile iyilikler çoğalır, kötülükler azalır, yoksullara ve düşkünlere yardım elleri uzanırken rızıkların arttığı bir aydır. Bu mübârek hasat mevsimine ulaştıran Mevlâmıza şükürler ediyoruz.

Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.); "Size bereket ayı Ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir. Günahları bağışlayıp, duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususunda yarışmanıza bakar ve sizinle meleklerine karşı iftihar eder. Allah'a hayır ameller takdim ediniz. Şaki, günahkâr, bu ayda Allahın rahmetinden mahrum olan kimsedir" (Taberani'den naklen et-Tergîb, II, 99).buyurmuştur.

Ramazan ayı, rahmet ve bereketi bol bir aydır. Tutmuş olduğumuz orucumuzdan maksat; bizleri iyiliklere yöneltip kötü davranışlardan ve çirkin huylardan uzaklaştırmak olmalıdır. Zaten kulluğun sırrı da yemek, içmek, nefsi hevesler peşinde koşmakta değil, yaptığı her şeyi Allah için ihlâsla yapmaktadır. İşte bu amaçla kişi takva mertebesine ulaşır ve manevi hayatına zenginlik katmış olacaktır.

Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de Mescid-i Nebevî’nin minberine çıkarak; “Mübarek Ramazan ayına kavuştunuz. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennetin kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve azgın şeytanlar bağlanır.” (Nesâî, Sıyâm, 5.) diye ümmetine seslenmiştir.

İbn Hüzeyme'nin naklettiğine göre Selman (r.a) şöyle anlatmıştır; Peygamberimiz (s.a.v.) bir Şaban ayının son gününde bize şöyle hitap etti:

"Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ay'ın gölgesi üzerinize bastı. O ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı (teravih) kılmayı nafile kıldı. O ayda bir hayır işleyen kimse diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur. O ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işleyen gibidir. O, sabır ay'ıdır, sabrın karşılığı ise Cennettir. O, yardımlaşma ay'ıdır. O ayda müminin rızkı bollaştırılır. O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabından da birşey noksanlaşmaz. " Ashab; "Ya Resulullah! Hepimiz oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz" deyince Resulullah (s.a.v.) :

Allah bu sevabı oruçluyu kuru bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt karışığı ile iftar ettirene de verir. O öyle bir aydır ki; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da Cehennem ateşinden kurtuluştur. O ayda köle ve hizmetçilerinin yükünü hafifleten kimseyi Allah bağışlar ve Cehennem ateşinden kurtarır" (et-Tergîb, II, 94-95).

On bir ayın sultanı Ramazanın manevi hayatımızda özel bir yeri vardır. Zira Ramazan, oruç ve Kur’ân ayıdır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır...” (Bakara, 2/185).    

Vahiy Meleği Cebrail(a.s), her yıl Ramazan ayında Sevgili Peygamberimizle buluşur, karşılıklı olarak birbirlerine Kur’an okurlardı. Ramazanda camilerimizde ve evlerimizde okunan mukabele ve Kur’an hatimleri Cebrail ile Peygamberimiz arasında yapılan mukabele uygulamasının bir devamıdır.                                                                                                                  

Ramazan ayı sabır, şükür, tefekkür ve tövbelerimizi artıracağımız faziletlerle dolu bir aydır.  

Ramazan, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesini içinde saklayan en şerefli aydır. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.); Kim inanarak ve alacağı sevabı Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır" (Buhârî, Savm, VI) buyurmuştur.

Mevlâmızın rızasına yönelik irade ve niyetle tutmuş olduğumuz oruç, adeta bizi kötülüklerden koruyan bir kalkan gibidir. Nitekim Cenâb-ı Hakk Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. (Bakara, 2/183)

Yazımızı konumuzla ilgili bir Hadis-i Şerifle bitirelim. “Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmaz ise, Allah-u Teâlâ o kimsenin yemesini ve içmesini terketmesine kıymet vermez. (Buhari, c. II. 22.) Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.