Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.29
  • EURO
    34.70
  • ALTIN
    2429.2
  • BIST
    10012
  • BTC
    62333.33$

KUR’ÂN İLE HAYATIMIZIN KARANLIKLARINI AYDINLIĞA ÇEVİRELİM! (3)

08 Haziran 2018, Cuma 08:04

Kadir gecesinin, senenin hangi gecesi olduğu Kur'ân'da gizli tutulmuştur. Belki de bu, her gecenin Kadir gecesi gibi değerlendirilmesini sağlamak içindir. Tıpkı cuma günü duaların kabul edildiği icabet saati, İsm-i Azam duası, her gecedeki icabet saati, orta namazı ve Allah'ın veli kullarının gizlendiği gibi. Ki kullar, cuma gününü iyi değerlendirsinler, Allah'ın tüm isimlerini dualarında kullansınlar, her geceye değer versinler, bütün namazlara özen göstersinler ve her mümine Allah'ın veli kulu gözüyle baksınlar.

Kadir gecesinin zamanı hakkında kırka yakın görüş serdedilmiştir. Bunlardan en yaygın olanı, o gecenin Ramazan ayının son on gecelerinden biri, yahut yirmi yedinci gecesi olduğudur. Ama burada önemli olan, tüm gecelerin Kur'ân'la süslenerek değerlendirilmesidir. Dilimizde meşhur olan 'Her geceyi kadir, her geleni Hızır bil' sözü de bu gerçeği anlatmaktadır. Nitekim bu gecenin Ramazan ayında bir gece olduğu görüşü kabul edilse bile, Kamerî senede Ramazan Ayı ve dolayısıyla Kadir gecesi senenin tüm mevsimlerini dolaşmaktadır. Buna göre, Kur’ân’ın ölçüleri doğrultusunda yapılacak davranışlarla her geceyi Kur’ân gecesi haline getirmek gerekir.

"Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?"

Bu soru cümlesiyle gecenin önem ve değerine bir kez daha vurgu yapılmaktadır. Kadir gecesinin azametini, ölçüsünü, değerini herkes takdir edemez, anlayamaz. Evet Kur'ân Kadir gecesinde indirilmiştir. Peki Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin sen? Nereden bileceksin? Kadir gecesi, Kur'ân'ın dünya semasına indiği gecedir. O gece, bin aydan daha hayırlı bir gecedir. Kadir gecesinin değerini anlayabilmek için, Kur'ân'ı tanımak gerekir. Kur'ân'ı tanımayan, onun rehberliğinden nasiplenmeyen, onu düstur edinmeyen, onun insanlığa sunduğu hakikat nurlarını göremeyen kimse kadir gecesinin değerini anlayamaz ve bilemez.

Onun yüce kadri hakkında bir fikir sahibi olmak için şunlara bakıvermek yeterlidir: O, içerisinde kadir olmayan bin geceden daha değerlidir. Onda, Rablerinin izni ve emriyle melekler ve Ruh iner dururlar. Tüm işler o gece planlanır. O gece selam ve selamettir, ta sabahı haşre kadar. 

"Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır."

Bin ayadan daha üstün, daha hayırlı ve daha bereketli bir gece. Bin ay yaklaşık olarak seksen küsür seneye tekabül eder, bu da normal bir insan ömrü demektir. Ama burada bin aydan kasıt, böyle sayılı ve sınırlı bir süre değil, çok büyük, uzun ve bereketli bir süredir. Yani o gece binlerce aya, binlerce ömre bedel bir gecedir. O geceye bu değeri kazandıran ise Kur'ân'ın onda inmesidir.

"Melekler ve Rûh o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler."

O gecede, Rablerinin izniyle Cebrail başkanlığında melekler yeryüzüne inerler. Bu mübarek geceyi ihya eden müslümanların arasına katılıp onlarla birlikte Allah'ı anmak için tabi ki. Melekler rahmet ve bereketlerle o gece yeryüzüne inerler. Tıpkı Kur'ân okunurken indikleri gibi. Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyurur: "Bir topluluk Allah'ın evlerinden bir evde toplanıp Allah'ın Kitabını okurlar ve aralarında mütalaa ederlerse, onların üzerine sekine (huzur ve güven) iner, onları rahmet kuşatır, melekler sarıp sarmalar ve Yüce Allah onları yüce katında sitayişle anar." (Münavî, Feyzu'l-Kadîr, V, 409-Ebû Davûd) Evet, Kur'ân'ın yeryüzünü aydınlatmasını kutlamak, bu eşsiz hatırayı yaşatmak için melekler yeryüzüne inerler. Ruh, vahiy meleği Cebraildir. Vahiy hayattır. Cebrail de getirdiği ilahî mesajla insanlığa hayat sunmuştur. İşte bu yüzden Kur'ân'ın indiği geceyi kutlamak için vahiy meleği de iner, diğer melekler de. Meleklerin içerisine girdiği halde, 'Ruh' özel olarak anılmakla önemine dikkat çekilmiştir.

"O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir."

O gecenin feyiz ve bereketi, ta tan yerinin ağarmasına kadar sürer. O gece bütünüyle hayır olan bir gecedir. Onda asla şer yoktur. O gece, tıpkı ona şeref kazandıran Kur'ân gibi sırf esenliktir, selamdır, barış ve saadettir. O, kendisine yönelenlere iç dünya ve dış dünya barışı va'deder. Onun rehberliğinde hareket edenler, Ahiret azap ve gazaplarından da salim olurlar.

O gecenin kadrini bilip ihya edenlere ne mutlu! O gecenin kadrini bilmek için, Kur’ân’ın kadrini bilmek, Kur’ânlı bir hayatın adamı olmak gerekir.

Hz. Peygamberden gelen rivayetlere bakarak, müslümanlar o mübarek geceyi Ramazan ayının son on geceleri içerisinde ararlar. "Kim inanarak ve sırf Hakkın rızasını umarak Kadir gecesini (dua ve ibadetle) ihya ederse, onun geçmiş günahları bağışlanır."(Buhârî, Leyletü'l-Kadir 1) buyuran Peygamberimiz Kadir gecesinde "Allahım, sen affedicisin, affı seversin, beni de affet"  (Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fü annî) (Tirmizî, Deavât 84; İbn Mâce, Dua 5; Ahmed, I, 419, 438) diye dua etmeyi tavsiye etmiştir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.