Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2459.1
  • BIST
    9798.61
  • BTC
    64430.67$

Kullukta Samimi Olmak

14 Aralık 2020, Pazartesi 09:06

İhlâs kavram olarak, şirk ve riyadan, batıl inançlardan, kötü duygu ve düşüncelerden, çıkar hesaplarından ve genel anlamda gösteriş isteğinden kalbi temizlemeyip, sadece Allah'ın rızasını arayan bir niyettir.

İhlâs, Allah’a kullukta samimi olmak, kalp temizliğinin ve sağlamlığının bir delili olup, her türlü hayırlı faaliyete iyi niyetle yönelmeyi ve her durumda yalnızca Allah’ın rızasını gözetmeyi ifade eder.

Bir defasında adamın biri Hz Peygamber(s.a.v.)’e geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasülü! Ben sadaka veriyorum. Bununla Allah’ın rızasını kazanmayı istiyorum. Aynı zamanda insanlar tarafından hakkımda: “Hayırlı insan.” Denmesinden de hoşlanıyorum.” Bunun üzerine şu ayet nazil oldu:

“De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâh’ınızın, sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”(Kehf S. 110.)

Kulun gerek tutum ve davranışlarında gerekse sözlerinde yalnızca Allah’ın rızasını gözetmesi gerekir. Allah’tan başkası için amel işleyenlere ahirette sevap yoktur. İbadet ihlâs ile yani sırf Allah için olursa makbuldür. Aksi takdirde içsiz kabuğa benzer.

Allah’tan başkası için amel işleyen kişinin bu amelinin karşılığı, zahmet ve sıkıntı çekmiş olmaktan başka bir şey değildir. Bu hususu, Ebu Hüreyre (r.a.)’ın rivayetinde Hz Peygamber (s.a.v.) şöyle ifade ediyor:

‘’Nice oruç tutanlar vardır ki, tuttukları oruçtan kendilerine kalan, sadece açlık ve susuzluktur. Nice namaz kılanlar da vardır ki, kıldıkları namazdan kendilerine kalan, sadece yorgunluk ve uykusuzluktur.”

Hz Peygamber(s.a.v.)şöyle buyuruyor:

“Kıyamet günü insanlardan bir bölük, cennete sevk edilir. Onlar oraya yaklaşıp cennetin kokularını duydukları, köşklerini ve Allah’ın cennet ehli için hazırladığı diğer nimet ve ihtişamları gördükleri anda, kendilerini oraya götürenlere şöyle seslenilir: “Çevirin onları geri! Onların orada nasipleri yoktur.” Bunun üzerine öyle bir hasret ve nedametle geri döndürülürler ki, ne evvelkiler ne de sonrakiler böylesi bir hasret ve nedametle dönmemişlerdir.

Bu sırada onlar şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Ne olurdu, evliya kullarına hazırladığın bu nimetleri göstermeden bizi cehenneme koysaydın!” Allah onlara şöyle cevap verir: “Ben bunu size bilhassa kast-ı mahsusla yaptım. Zira siz, yalnız kaldığınız zamanlarda büyüklük ve azamet taslayarak benimle çekişiyor, insanlarla karşılaştığınız anlarda ise onlara mütevazı görünüyordunuz. Böylece kalbinizde mevcut duygunun hilafına, amellerinizle insanlara mürailik ediyordunuz. İnsanlardan korkuyordunuz da benden korkmuyordunuz. Onlara tevazu gösterip şanlarını yüceltiyordunuz da bana tevazu gösterip şanımı yüceltmiyordunuz. Herhangi bir şeyi insanlardan korkunuzdan terk ediyordunuz da benden korkunuza terk etmiyordunuz. Bugün size büyük sevabımı haram kıldığım gibi, azabımın en acıklısını da tattıracağım.”

İhlâs, Cenâb-ı Allah'a yakınlaşabilme gayesiyle her türlü dünya menfaatlerinden kalbi koruyabilmek, ibadetleri sırf Allah Tealâ’ya tahsis ederek, hiçbir maddi çıkar ve başka bir gaye gütmeden yerine getirmektir.

Dünya ve ahiret hayatındaki güzelliklerin ortaya çıkması insanoğlunun inancı ve inancının gerektirdiği doğru şeyleri yapmakla sağlanacaktır.

Gönderilen en son ve en kâmil din olan İslâm Dini, iman, ibadet ve ahlâk ilkeleriyle bir bütün halinde kendisine uyulduğu zaman kişiyi dünyada da ahirette de razı olunan bir hayata götürecektir. O halde ibadetimiz ihlâslı, niyetimiz samimi ve dualarımız gönülden olmalıdır.

Bu güzel hasletleri davranışlarımıza yansıtarak özü, sözü ve işleri düzgün bir Müslüman olma imkânını elde etmiş oluruz. Gönülden Muhabbetlerimle…   

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.