Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2461.1
  • BIST
    9886.72
  • BTC
    64422.64$

KUDÜS KALBİMİZİN TÜL PERDESİ

23 Mayıs 2018, Çarşamba 07:56

Yedi Güzel Adam denilince yaşayan efsanelerden halen devrimci! Kimliği ile kendini anlatan Nuri Pakdil ağabey’in Kudüs üzerine ne kadar titrediği ve Kudüs Şairi olarak ta anıldığını onunla özdeşleştiğini biliyoruz. "Dostlarım, sizleri antifaşist, antiemperyalist, antikapitalist ve anti firavunist duygularımla selamlıyorum" "Yaşasın ezeli ve ebedi ulu önderimiz Hazreti Muhammed'e olan sarsılmaz bağlılığımız. Kalbimin bir yarısı Mekke, diğer yarısı Medine; üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır." ….sözleri Nuri Pakdil ağabeyin Kudüs’le ilgili samimi düşünceleridir.

Özgürlükte esarette Kudüs’le başlar. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Cihadımız, vazgeçemeyeceğimiz bir tutkumuzdur. Kudüs Müslümanların istikbal ve istiklalidir. Kudüs Sezai Karakoç Ağabeyin lisanıyla; Gökte yaratılıp yere indirilen bir şehirdir. Şehir deyip geçmeyin. Şehir bir kültürdür. Şehir bir hayattır. Şehir bir dinamizmdir. Şehir insanın yaratılış özü ve manevi sancağıdır. Ve yine Nuri Pakdil ağabey derki; Kudüsü savunmak, gerçek bağımsızlığı savunmaktır. Evet, Kudüsü savunmak bence de insanlığı savunmaktır. Değerleri savunmaktır. Kudüs hassasiyet ve ufuk demektir. Kudüs demek haysiyet ve samimiyet demektir. Kudüs demek peygamberler kokusu almak demektir.

Kudüs Miracın anahtarıdır. Müslümanların ilk kıblesidir. Rabbimiz Kur’an’da Mescidi Aksa diye adıyla söz eder ve Kudüsün ehemmiyeti vurgulanır. İsra Suresi ayet 1.’de mealen: "Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir. Şüphesiz o duyandır, görendir." Buyrulur.

Kudüs bir şehirden öte bir diyardır.- Kudüs kurulduğu günden buyana vahyi, ilahi tebliği ve peygamberlik müessesesini temsil etmiştir. Dolayısıyla burası kurulduğu günden beri bir İslâm şehridir. Çok sayıda peygamber hayatlarının en azından bir bölümünü bu şehirde geçirmiştir. Son peygamber Hz. Muhammed (a.s.m) de miraca yükseltilirken Kudüs'e kadar getirilmiş ve oradan göklere çıkarılmıştı. Allah dileseydi onu Mekke'den de göklere yükseltebilirdi. Ancak İsra ve Mirac olayında Hz. Peygamber (a.s.m)'e refakat eden Cebrâil (a.s.)'in onu önce Kudüs'e getirmesi sonra göklere yükseltmesi bu şehrin taşıdığı mana ve önem dolayısıylaydı. Yüce Allah son peygamberi Hz. Muhammed (a.s.m)'in Kudüs'ü ziyaret etmesini ve bu peygamberler şehrindeki ilâhi âyetlere şahit olmasını dilemişti.

Kudüs hak ve hakikatin simgesidir. İnsanlığı kurtaracak üzerimizdeki ölü toprağını giderecek Müslümanları uyandıracak bir haleti ruhiyedir. İslam Sancağının dalgalanması uzun ve meşakkatli bir yürüyüşün güneş gibi alınlarda parlayan özgür yüzü Kudüs’tür. Kudüs Selahattin demektir. Kudüs aydınlıktır. Barışın ve insanlığın genel karakteri ve davranış misalidir. Orada tüm inançlar bir arada ortak yaşamış ve hürriyet ve irade simge olmaktan çıkmış öz ve karakterin yansıması olarak kendini bulmuştur.

Kudüs peygamberlerin kutsal sırlara ulaştığı bir sancaktır. Kudüs ümmet olmak şuurudur. Kudüs emanettir ve Müslüman emanet ve ehliyetin ne olduğu şuurunda olması gerekendir.

Eğer bugün 8 milyon yahudiye karşı bir buçuk milyar suskunsa kör sağır veya dilsizse tutsak olan Kudüs değil bizleriz. Kudüsün Siyonizm işgali bizim en büyük ayıbımızdır. Kudüs gibi bir dava tüm ümmeti bir araya getirmesi gereken ruhi ve bedeni bir özgürlük simgesi olması gerekirken hala Müslümanlar sönük bölük pörçük parça pençik kalıyorlarsa bu Müslümanların ruhen ne kadar parçalandıklarına işarettir. Hâlbuki Selahattin bu davayı birlik ve beraberlik için kullanarak, bir rüyayı gerçekleştirdi ve Kudüsü özgürleştirdi. Bugün Yahudi Siyonistler tarafından 1948 yılından itibaren kendi hedeflerine yaklaşacak ana eksen Süleyman Tapınağına dönüştürme eylemleri ve Kudüsü içten içe yıkma girişimleri dünyanın gözü önünde devam etmekte, ne İslam dünyası ne de BM nezdinde İsrail Yahudi siyonizmine gereken cevap verilememektedir.

Bugün Kudüs diye bir davayı Müslümanların kalbinden saklamaları ve korumaları gereken dava edinmeleri gereken yerden Kudüs uzaklaştırıldıysa, bunun bizim nezdimizde ki bir önemli sebebi de batıya uyum sağlama çerçevesinde getirilen düzenlemelerle geçmişe ait tüm izlerin silinmesi ve islamdan koparılma/koparma çabaları yatmaktadır.

Samimiyet ve ümmet olma bilincinin kalesi iken bugün dünyadaki Müslümanların sadece TV ekranlarından seyrettirildiği Kudüs orada bulunan Filistinli Müslümanların mücadelesi ve Yahudi İngiliz ayak oyunları ile Arapların Müslümanları arkadan vurdur teraneleri oranın sanki kalbimizden uçup gitmesi için hazırlanan tuzaklardır. Ne yazık ki İslam ülkelerinin yöneticilerinin birçoğu batının kuklasına dönüştüklerinden Kudüs kendi elimizle Müslümanların reyleri ve ilgisiz kalmaları yüzünden bugün Yahudi zulmünün yüzüyle karşı karşıyadır.

Her kol ve bacakların kırıldığı üzerimize ateş yağdırıldığı sadece oradaki Filistinlilerin değil tüm Müslümanların ezip büzüldüğü bir kaos ortamı varsa bunun altında yine İslam dünyasının pısırıklığı acizliği batı sevdası Yahudi zihniyeti baskısı ve köleliğe boyun eğme aczi yeti yatar.

Ali İmran suresinde İnanmışsanız üstün gelecek sizsiniz diye Rabbimiz ikaz etmesine rağmen bir el çıkıp ta İsrail yahudisine dur diyemiyor. Müslümanları kendi içlerinde bin bir dert deposuyla oyalayan Yahudi ve haçlı dünyası gerek ekonomik işgal gerekse askeri güç kullanarak bizim bugüne kadar sus pus oturmamızı salık verdiler. Hâlbuki İslam coğrafyası elindeki gücü kullanabilse Yahudi bir günde çöker. Bugün Türkiye dâhil evlerimizde kullandığımız her malın simgesi Yahudi menşe ilidir. Tarım memleketiyiz sözde ama siyasiler bizi tohum almak için İsrail’e mahkûm etmişlerdir.

Bugün sadece Türkiye Kudüs davasına ve İsrail şımarıklığına dur diyebilmektedir. Arkasına şer güçleri alan İsrail piçleri de Türkiye’nin kararlılığı karşısında kudurmaktadırlar. Kudüs görülüyor ki sadece Türkiye’nin üzerinde titremesiyle bir anlam bulmaktadır.

Mekke iddiamız, Medine davamız, Kudüs bitmeyen duamız, İstanbul son durağımız, son sığınağımız, koruyucu kalkanımızdır. İstanbul Kudüs’ündür, Kudüs İstanbul’un. Şam ve Bosna, Üsküp ve Kudüs emanettir bize. Emanetine sahip çık ey Türkiye!

Kur’an’ın anlattığı Kudüs mukaddestir. Bu yüzden ancak sokaklarında Kur’an yaşanan bir Ümmet Kudüs’e muhafız olabilir. Müslümanlar ölmediyse o Selahaddin gelecek ve Kudüs’ün ezanlarını Tel-Aviv de dinleyecek.

Biz ümitliyiz ancak bu yönetim bu idare Türkiye’de devam ederse. Dua edelim değişmesin 24 Haziran bize yeni bir kalbi başlangıç olsun. Ankara ümmet için bilensin. Beştepe İslam’ın sembolü ve simgesi olsun. Ukba olsun yaptıklarımız, sözlerimiz ve eylemlerimiz. İsrail Korksun uyansın tüm ümmet ve söylensin şarkımız Telaviv Sokaklarında. Okunsun ayetlerimiz tüm İsrail topraklarında. Haber versin gargat ağaçları arkamda Yahudi var öldürün diye. İnşallah.   Allahuekber.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.