KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI (2)
11 Temmuz 2019, Perşembe 08:58Kitaplar, binlerce yıllık geçmişin olaylarını bugünün gelişmeleri ile geleceğin yorumlarını bizlere ulaştıran vasıtalardır.
Kitaplar, günlük hayatın bir parçası olduğu kadar, fertlerin ve milletlerin yaşayışını değiştiren, geliştiren ve yenileştiren hayat iksirleridir.
Kitaplar, istikbalimizin teminatı olan gençliğimizi, sigara, alkol, kumar, uyuşturucu ve benzeri, kötü alışkanlıklardan koruyan kalkandır.
Kitaplar, zengin kültür ve medeniyetlerin kaynağı, bilgi hazinelerinin ve yüce ideallerin anahtarıdır.
Okul öncesi eğitimden başlayarak, üniversite sonuna kadar çocuklarımıza kitap sevgisi, okuma ve düşünme zevkini kazanmadan verdiğimiz diploma pek fazla bir şey ifade etmez. Bu şekilde hayata atılan kişiden kitap okuması da beklenemez.
Okuma alışkanlığı, alınan eğitimle doğru orantılıdır. Yalan, fitne, fesat, haksızlık, israf ve rüşvet gibi kötü duyguları yok edecek bir iksirdir okumak.
Gençlerin sosyal uyumsuzluklarına, insani ve ahlâki değerlerin kaybolmasına ve nemelâzımcılığa karşı en iyi rehberdir okumak.
Yoksulluk, işsizlik gibi hayat şartlarının ağırlığı karşısında, pasifize olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan gençliği, azim ve inanç yoluna kanalize edebilecek bir psikologdur okumak.
Kişiye fikri ve ruhi sağlam bir karakter kazandırarak, insanlar arasındaki münasebetlerin, sevgi ve saygı ortamında gelişmesine yön verecek bir kılavuzdur okumak.
Kitap okumanın kişiye sağlayacağı faydalar, sayılamayacak kadar çoktur. Bunları özetlemek gerekirse şöyle diyebiliriz:
Kitap okumak; kişiye hayat tecrübesi kazandırarak, sosyal yönden yaşadığı topluma uyum sağlamayı kolaylaştırır.
Sağlıklı bir duygu ve düşünce ile olayların sentez ve analizini yapmayı öğreterek, eleştirme, karşılaştırma ve tartışma kabiliyetini geliştirir.
Aynı dünyayı paylaşan milletler ve insanlarla iyi diyalog kurma, insanları ve tabiatı sevme fikrini vererek, çeşitli konularda ortak hareket etmenin gerekliliğini öğretir.
Okuyucuda sevgiyle hoşgörüyü hakim kılarak, iyi duygu ve düşünceler uyandırır.
Milli, ahlâkî ve insanî değerlere sahip olma, koruma ve geliştirme fikri verir. Bilgi ve kültür birikimi sağlayarak, eğitim ve öğretim yönünden özellikle öğrencileri destekleyici bir fonksiyon icra eder.
Ana-babadan görme değil, düşünceden doğma bir fikirle inancın oluşmasına yardım ederek, okuyucunun önüne geniş ufuklar açar.
Bütün felaketlerin anası olan cehalet düşmanı, okuma alışkanlığının kazanılması ile yenilebilir.(1)
Az okuyan bir toplum olduğumuzu üzülerek söylemek durumundayız. Türk insanının niçin az okuduğu, kitapla neden iyi dostluklar kuramadığı konusunda ciddi olarak düşünmeli ve meseleye aile, kurum ve kuruluşlar olarak çözüm bulmalıyız.
Okumak bir ihtiyaç olduğu kadar, aynı zamanda bir sevda işidir. Türk insanında bu güzel sevdanın yayılması için kısa ve uzun vadede yapılması gereken şeyler vardır.
Geleceğin ailesini kuracak olan çocuk ve gençlere okuma ihtiyacı ve alışkanlığı kazandırabilmek için eğitim sistemi içinde sistematik düzenlemeler yapılmalıdır. Ancak, mesele sadece okula bırakılmamalı aile bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Bunun için çocuklara günün belli saatlerinde yetişkinler tarafından kitaplar sesli olarak okunabilir. Daha sonra okula başlayacak olan çocuğun okuma alışkanlığı kazanmasında ailenin okul ve kütüphane ilişkilerini artırması lâzımdır. Okul ortamı çocuğa cazip hale getirilmeli, okuma alışkanlığı kazandırabilmek için zaman zaman mükafatlandırma yoluna gidilmelidir.
İnsana yetişkinlik döneminde okuma alışkanlığı kazandırmak biraz daha çaba ister. Yıllarca yapmadıkları, ya da ihtiyaç olarak hissetmedikleri bir şeyi yapmalarını istemek birçok zorlukları da beraberinde getirir. Yetişkinlere yönelik çalışmalar da bu zorlukları çözecek unsurlar aranarak işe başlanmalıdır. Yetişkin psikolojisi ile çocuk psikolojisi aynı değildir, ihtiyaçları, beklentileri ve algılamaları çok farklıdır. Bu bakımdan yetişkine verilecek olan kitaplar öncelikle ihtiyaç ve bilgilerine cevap verebilmelidir.(2)
Toplumu, özellikle çocukları ve gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak için yaş ve seviyelerine göre, yerli ve yabancı yayınlara yönlendirilmeli; kahvehaneler, gönüllü kişi ve kuruluşların desteği ile kıraathanelere dönüştürülmelidir.
Okuma, düşünme ve araştırma sanatına yürekten inanan kitap okurları, yaptıkları ilgi çekici faaliyetlerle güçlü bir kamuoyu oluşturmalı ve bu keyfiyet her platformda tartışılmalıdır.
Dipnotlar:
1- Din Öğretimi Dergisi; Sayı: 39 (Mart-Nisan 1993)
2- Din Öğretimi Dergisi: Sayı: 36 (Eylül-Ekim 1992)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.