Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2461.1
  • BIST
    9886.72
  • BTC
    64422.64$

KIRMIZI ÇİZGİ

13 Şubat 2016, Cumartesi 10:02

Şair diyor ki; oluklar çift, birinden nur akar diğerinden kir,

Biri materyalizme beslenir, bir diğeri Kur’an’dan zikir.

Heyhat kapıldı gurura, bir şey sandı kendini aklı edindi ilâh,

Karşı geldi İlâhi emre; Ben ateştenim, secde etmem dedi kâfir…

 

Değerli Dostlar sözlerime bir dörtlükle başlamak istedim. Hepinizi en güzel duygularla selâmlıyorum.

Sizleri yazdıklarımla bunaltmak uzun uzun vaazlar çekmek istemiyorum ancak konular bazen birbiriyle bağlantılı hale geliyor ve o zaman da zorunlu olarak değinilmek icab ediyor. Sizleri bugün biraz hayal alemine daldırıp gönül gözüyle biraz uzaklara, yolculuklara güzelliklere gidelim diyorum, eminim bu   güzellikler içinizi ferahlatacak ve  başınızı iki elinizin arasına alıp derin düşüncelere  dalış yaparak hangi limana demir atmamız  gerektiği  konusunda kendi kendimizi  sorgulamamızın önemini anlayacak, ömür çizgisi tamamlanmadan ve beyhude geçmemesi için de böyle  yapılması gerektiğinin  doğru olduğunu anlayacaksınız. Sizlerin zaman zaman hatta hayatın her anında bunu yaptığınızdan ve Hz.Ömer efendimizin buyurduğu gibi “Bugün Allah için ne yaptın” sorusunu sorduğunuzdan eminim. Yine de isterseniz gelin bu yolculuğa beraber başlayalım. Sizler bilmem hangi siyasi partisinden olursanız olun, hangi düşüncede olursanız olun fark etmez şu yazıyı okumaya başladığınız andan itibaren onları geçici olarak kendinizden uzaklaştırıp sessiz bir yerde sakince elinizi başınızın arasına alarak bir düşünün, hem de derin düşünün. Bu düşüncelerle kendimize bazı sorular soralım ve cevaplarını vermeye çalışalım. Daha doğrusu kendimizi resmen sorgulayalım. Hani bilirsiniz birimiz  bir kabahat  işlediğinde evdeysek   aile  büyükleri, yok  görevliysek  prosedür  gereği resmi    görevliler  nasıl  sorguluyorlarsa  bizlerde  kendimizi öylece  sorgulayalım. Ve diyelim ki;

 

Ben Kimim?  Ve Neyim?  Niçin varım?   Nereye Gideceğim?  Sonum Ne Olacak?

Görevlerim Nedir?  Kime ve Neye Karşı Görevlerim Var?

Hayat Görüşüm Nedir?  Arkadaş Çevrem Kimlerdir?

Dost bildiklerim, Fikri Beslenme Kaynaklarım, Kendim Olabiliyor muyum?

Hangi limana sığınıyorum?

Savunduğum Fikir ve Düşünceler Beni Nereye Götürüyor?

Sosyal Hayatım Nasıl?

Toplumla en önemlisi kendimle barışık mıyım?

Bana sunulan reçeteler ve gösterilen adresler sağlam mı?

İnsanlara faydalı olabiliyor muyum?

Hayatın Anlamı Nedir ?.....gibi  sorular.Bunları daha da çoğaltabilirsiniz………                       

İNSAN……….

hem Firavunu hem de Musa’yı taşır.Yani içinde hem sevgiye doğruya  güzele iyi huy ve ahlâka dair olumlu duygu ve düşünceleri  taşır, hem de olumsuz duygu ve düşünceleri ….. Bu   haliyle  insan zıtların  sentezi ve  dahi  insanlığın  bilinmezidir….Eminim aklınızdan bir çok  değişik duygu ve düşünceler geçecektir.Belki de sıkıntıdan terleyecek belki de düşünürken başka alemlere yol alacaksınız.O haleti ruhiye içerisinde kendimizle yoğunlaşmış bir halde gözümüz kapatıp dinlenmek için  bir ağaç altında otururken birden Azerbaycan’dan kopup  gelen nağmelerle ,Bahtiyar Vahapzade’   nin şu dizelerini  fısıldıyorsunuz…..

 

Cihan bir âlemdir, İnsan bin âlem,              

Herkesin kendisiyle yaşıttır Cihan.

Akılla hakikat arasında  örümcek  ağ  bağladı..

Nerde o evvelki akide, meslek?

Eğer fikri yoksa insan sağ mıdır?                                                                                        

Yaşam hatırına fikri değişmek,

Mesleği değişmek yaşamak mıdır?

 

Ve   sizi  etkiliyor  özellikle  bir  mısrası…….” Akılla  hakikat arasında  örümcek  ağ  bağladı…” bunu   tekrar  tekrar mırıldanıyor ve o kutlu  hicreti hatırlayıp,gözlerinizin nemlendiğini iki damla yaşla beraber  yüreğinizden kopup gelen fırtınanın,rahmet  sağanağına dönüştüğünü,içinizin ruhen rahatladığını hissediyor ve ağlıyorsunuz…….

 

-----Daha önce  elinize defalarca alıp da bitiremediğiniz  kitabın  bir  yerinde Eşrefoğlu Rumi’nin “Hiç olan dünyaya gönül veren ,yolunda  ömrünü  çürüten  ve hiç olan şeyi  isteyenler,bir hiçten ibaret kalacaklardır, Amma hiç’i  hiç  sayan Arif!tir….”  sözünü  hatırlayıp “ Arif olmak için neylemek gerek ?”    diye   birden kendinize   soru yöneltiyorsunuz ve düşüncelerinizle  meşgulsünüz…..

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.