Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.47
  • EURO
    34.70
  • ALTIN
    2437.0
  • BIST
    9908.27
  • BTC
    63705.66$

KABAGIN SAHİBİ

23 Kasım 2019, Cumartesi 09:28

Allah sonsuz adalet sahibidir. Allah her hükmünü adaletle verir. Bütün insanlar, tarih boyunca Allah katında hak ettiklerinin karşılığını almışlardır ve bundan sonra da eksiksiz olarak alacaklardır. Her insan, Allah katında yaptıklarının tam karşılığını bulur.

‘Eden bulur, inleyen ölür’ denir.

Ama, ettiğini bulacağını bilsede; gücüne, kuvvetine güvenerek kötülüğe yönelmekten, dayatmadan ve zorbalıktan geri kalmaz...

Yarına kalsa da, kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz. Herkesin adaleti şaşar,  Allah'ın adaleti şaşmaz!

Sözü uzatmayalım, anlatacağım kıssadan hissede de, anlayana çok mesaj var...

Vaktiyle bir derviş, nefsi ile mücadelededir, bundan sonra her türlü süsten, gösterişten arınarak, varlıktan vazgeçecektir. Fakat iş yamalı bir hırka giymekle olmamaktadır. Her türlü görünür süslerden arınması gereklidir...

Saç, sakal, bıyık, ne varsa hepsinden. Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır.

Berberden kendisini traş etmesini ister. Berber dervişin saçlarını kazımaya baslar. Derviş aynadan durumu izlemektedir. Basının bir kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atar ve şaklabanlık yaparak:

"Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım!" diye kükrer.

Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz olması gerektir. Kaideyi bozmaz derviş, hiç ses etmez, usulca kalkar yerinden.

Berber mahcup olur ama, korkmuştur da. Sesini çıkartamaz. Kabadayı Dervişin kalktığı koltuğa oturur, berber traşa baslar. Traş sırasında da devamlı olarak dervişi aşağılayıp alay etmeye devan eder;

"Kabak aşağı, kabak yukarı....."

Traş biter, kabadayı dükkandan çıkar.

Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıya çarpar. Kabadayı orada yığılır kalır. Ölmüştür. Görenler çığlığı basarlar. Berber ise şaşkındır. Bir bu kötü manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyarî sorar:

- Biraz ağır olmadı mi derviş efendi??..

Derviş mahzun ve düşünceli bir şekilde cevap verir:

- Vallahi asla gücenmedim ona. Hatta hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki kabağın bir sahibi var. "O" gücenmiş olmalı!..

Yüce Allah (c.c) daha dünyada iken zalimden zulmünün hesabını sorar; cezasını verir.

Bizler de: ‘Acaba bu bela ve musibet nereden başımıza geldi’ diye düşünür, işin aslını bilmeyiz.

“Kula bela gelmez hak yazmayınca,

Hak bela yazmaz kul azmayınca,

Hak kuldan intikamı kul ile alır,

Din irfan bilmeyen bunu kul etti sanır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.