Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2444.3
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64295.89$

İSLÂM’DA ÂİLE PLÂNLAMASI (1)

21 Haziran 2018, Perşembe 08:08

İslâm’da Aile ve Çocuk:

Bilindiği üzere, toplumun temelini âile teşkil eder. Ailenin hayatiyetini ve devamlılığını çocuklar sağlar. Çocuksuz bir âilenin hayatiyeti ve devamlılığı söz konusu olmayacağı gibi, çocuk edinmekten kaçınan, çocuk yetiştirmeyi külfet sayan âilelerden meydana gelen bir toplumun varlığını devam ettirmesi de mümkün değildir.

Bu itibârla dinimiz âileye büyük önem vermiş, prensip olarak, Müslümanların evlenip yuva kurmalarını ve çoğalmalarını teşvik etmiştir.(1) Nitekim Peygamberimiz:

“Evleniniz, nesiller meydana getirip çoğalınız. Çünkü ben kıyamet gününde diğer peygamberlere ve ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim.”(2)  buyurmuşlardır.

Ashabtan Ma’kil b. Yesâr anlatır:

Peygamberimize bir adam geldi,

“Ey Allah’ın Rasûlü, güzel, soylu, fakat çocuğu olmayan (kısır) bir kadına gönlüm tutuldu, onunla evleneyim mi, diye sordu. Peygamberimiz:

-Hayır, diye cevap verdi. Sonra o şahıs gene geldi. Hz. Peygamber (s.a.v.) izin vermedi. Üçüncü defa gelip izin isteyince:

Çocuk doğuran ve ailesini seven kadınla evleniniz. Çünkü ben kıyamet gününde, diğer milletlere karşı sizinle iftihar edeceğim.”(3) buyurdu.

Evlenip yuva kurmanın amacı, şüphesiz sadece çocuk sahibi olmak ve nesli devam ettirmekten ibaret değildir. Kadın-erkek normal her insanda yaratılıştan var olan cinsî temâyülün meşrû yoldan tatmini, şehevî hislerin etkisiyle kişinin kötü yollara sapmasının önlenmesi ve sonuç olarak insan haysiyet ve şerefinin korunması da evliliğin belli-başlı gayeleri arasındadır. Nitekim Peygamber Efendimiz:

“Kişi evlenmekle (iffetini koruyarak) dininin yarısını tamamlamış olur. Artık diğer yarısı için de Allah’tan korksun.”(4) buyurmuştur.

Çocuk Yetiştirmenin Sorumluluğu:

 Evliliğin doğal bir meyvesi olan çocuk, dinimize göre Cenâb-ı Hakk’ın âileye büyük bir nîmeti ve emânetidir. Çocuğun, maddî-manevî her bakımdan sağlıklı yetiştirilmesi, bütün kabiliyetlerinin olumlu yönde eğitilip geliştirilerek topluma hayırlı bir fert olarak kazandırılması, anne-babanın en önemli görevidir.

Çocukların bakım, sağlık, eğitim ve öğretimleriyle yeterince ilgilenemeyen ve onların maddî-manevî her bakımdan sağlıklı ve toplum için yararlı kimseler olarak yetişmelerini sağlayamayan veya sağlama imkânları olmayan anne-babalar, Allah’tan kendilerine birer emanet olan çocuklarına karşı görevlerini yapmamış olurlar.

Çocuklarını iyi yetiştirip terbiye etmeyen anne-babalar, hem çocuklarına, hem topluma hem de Yüce Allah’a karşı sorumlu olurlar. Bu itibarla her ailenin ancak bakabileceği sayıda çocuğu bulunmalı, çocukların sayısı ailenin imkânlarını aşmamalıdır. Hiç bir aile iyi bakamayacağı, okutup iş ve meslek sahibi yapamayacağı sayıda çocuk sahibi olmaya özenmemelidir. Bir âyet-i kerimede şöyle buyurulur:

“Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz...”(5)

 Çoluk çocuğun ateşten korunmasından maksat, herhalde iyi yetiştirilmeleri, dînî ve ahlâkî terbiyelerinin elden geldiğince eksiksiz verilmeye çalışılması, millet ve memleket için faydalı bir insan olarak hazırlanmasıdır. Ve bu, bir sorumluluk olarak anne ve babaya yüklenmiş bulunmaktadır.

İslâm ve Aile Plânlaması:

 Karı-kocanın istemedikleri doğumları önlemek, istedikleri sayıda çocuk sahibi olmak için gebeliği önleyici tedbirler almalarına “doğum kontrolü, aile veya nüfus plânlaması” denilmektedir. Nitekim 24.5.1983 tarih ve 1827 Sayılı Nüfus plânlaması Hakkında Kanun’un 2.inci maddesinde söyle denilmektedir.

“Nüfus plânlaması, fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sâhibi olmaları demektir.

Devlet, nüfus plânlamasının öğretimi ile uygulamasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır. Nüfus plânlaması gebeliği önleyici tedbirlerle sağlanır.

Gebeliğin sona erdirilmesi ve sterilizasyon, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.

Bu Kanunun öngördüğü haller dışında gebelik sona erdirilemez ve sterilizasyon veya kastrasyen ameliyesi yapılamaz.”

Dipnotlar:

1-Nûr; 24/32-33

2-Nesâ’î, Nikâh,II; İbn-i Mâce, Nikâh,8, Hadis No: 1863

3-Ebû Davud, Nikâh, 4; Nesâî, Nikâh,11; Ahmed b.Hanbel, Müsned 3/158

4-el-Hatîb et-Tebrîzî, Mişkâtü’l-Mesâbih, 2/161, Hadis No:3096; Keşfü’l-Hafâ, 2/239, Hadis No:2432

5-Tahrîm,66/6

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.