Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2448.2
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64452.97$

Hz. Peygamberimizin Hayvanlara Hassasiyeti

04 Temmuz 2020, Cumartesi 09:33

Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) her konuda olduğu gibi hayvanlara merhamet konusunda da bizlere örnek niteliğinde tavırlar sergilemiştir. Hangi hayvanların öldürülüp öldürülemeyeceğine dair vaz’ edilmiş hükümlerde, büyük bir incelik bulunduğu, bu hükümleri inceleyenlerin malumudur. Bu hükümlerde insanlar için tehlike teşkil etme durumunun gözetildiği son derece açıktır.

Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) özellikle insanların hizmetinde kullanılan hayvanlara karşı merhametli olunması, çekeceklerinden fazla yük yüklenmemesi, güç yetirebileceklerinden daha fazla çalıştırılmaları konusunda uyarılarda bulunmuştur.

Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş O mübârek Nebînin mucizelerinden birisi de hayvanlarla konuşabilmekti. Hasâisinden[14] olan bu özellik doğrultusunda zaman zaman insanlar gibi hayvanlar da şikâyetlerini Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e iletmişlerdir. Bir devenin fazla çalıştırıldığından dolayı Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e sahibini, yaşlı gözlerle şikâyet etmesi üzerine Efendimizin deve sahibini: “Allah’ın sana mülk kıldığı bu deve hakkında Allah’tan korkmuyor musun? Bak! Bu bana şikâyette bulundu. Sen bunu acıktırıyor ve fazla çalıştırarak da yoruyormuşsun.” ifadeleriyle sert bir şekilde paylaması, bu konuyla ilgili mühim örneklerdendir.[15]

Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) binek hayvanlarının üzerinde gereğinden fazla durmama hususunda ümmetini: “Hayvanlarınızın sırtını minberler yerine koymayın. Şurası muhakkak ki tek başınıza güçlükle gidebileceğiniz bir yere sizi götürmeleri için Allah onları sizlere musahhar (hizmetçi) kıldı. Arzı da sizin (durma yeriniz) kıldı, öyleyse ihtiyaçlarınızı (duran hayvanınızın sırtında değil) arz üzerinde görün.”[16] ifadeleriyle net bir şekilde uyarmıştır.

İnsanların hizmetinde bulunan hayvanlar dışında kalanlara yaklaşım da bundan farklı olmamalıdır. Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in, yavrularıyla ayrı düşürülen anne kuşun çırpınışını gördüğünde buna sebep olanları: “Kim bu zavallının yavrusunu alıp onu ıstıraba attı? Yavrusunu geri verin!”[17] biçiminde ikaz ettiğini haber veren hadîs-i şerîf, bu hassasiyeti ifade etmektedir.

Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in, ateşe verilmiş bir karınca yuvasıyla karşılaştığında verdiği tepki de sert olmuş, bunu yapanları: “Kim yaktı bunu? Ateşle azap vermek sadece ateşin Rabb’ine hastır”[18] buyurarak ikaz etmiştir. Bir başka hadîs-i şerifte, geçmiş dönemlerde yaşamış bir Peygamber’in (Aleyhisselâm) karıncaları yakmış olması sonucu Allah Te‘âlâ’dan gelen ikaza yer verilerek: “Peygamberlerden birini bir karınca ısırdı. O da (öfkelenerek) karıncanın yuvasının yakılmasını emretti ve yakıldı, Allah Te‘âlâ Hazretleri ona şöyle vahyetti: ‘Seni bir karınca ısırmışken, sen tesbih eden bir ümmeti yaktın.’ “[19]konuyla ilgili uyarılar daha da pekiştirilmiştir.

Nasslardan ve nebevî ikazlardan anlaşıldığı üzere hayvanlara son derece merhametli olunmalıdır. Onların hayatlarını korumak, beslenmelerine önem vermek, temizlik ve bakımlarıyla ilgilenmek, nesillerini koruma konusunda üzerimize düşeni yerine getirmek, hizmetimizde bulunan hayvanlara ağır yük yüklememek ve yeteneklerine uygun olmayan işlere sürmemek. Bunların hepsi bizim görevlerimizdir. Bir kap yemek bir kap su düşüncesi ile sokak hayvanlarına ve vahşi hayvanlara da sahip çıkmalıyız. Bir çıkar sağlamamak onlara kötü davranmak yada göz ardı etmek hakkına tabi tutmaz bizleri. Peygamber efendimizden bize iyilik, hoşluk, sadakat, sevgi ve saygı gibi güzel alışkanlıklar örnek bırakılmıştır. Bizlerde onun ümmeti olarak ondan gördüklerimizi duyduklarımızı yapmakla borçluyuz. İnsanlığımızın ve bizlere sunulan hayatımızın sadece bizim için değil diğer canlılar için de önemli olduğunu ve yakmak yıkmak yerine onarmak tamir etmek için çabalamamız gerektiğini bilmeliyiz. Ve bu dünya da adına hayvan denen ama dilsiz kullar olarak bilinen canlara da kendi canlarımız gibi sahip çıkmalıyız. Unutmayalım onlar BİZE EMANET…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.