Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2463.7
  • BIST
    9898.81
  • BTC
    64430.69$

HAYATIMZIN ANLAMI EĞİTİMDİR (2)

07 Kasım 2020, Cumartesi 09:29

İnsan aklının ürünü olarak ortaya çıkan bu sanayileşme çarkı ile çalışma düzeni, üretim, pazarlama,    toplumsal yapıda değişimler ve devletlerin yönetim düzeni anlayışları vs hepsi de bu çarkın içerisin de yer alan ama aslında eğitim boyutu ile anlamlandırılan ve insanın çevre ve toplumsal hayata bakış açısını ortaya koyan düzenlemelerdir.

Günümüz de modern çağ ve ya modern hayat denilen uygulama biçimleri hep kapitalizmin özgün anlayış çarkının yansımalarıdır. İş ve eğlence hayatından tutun bencilliğin ön plana çıkıldığı ve kimsenin artık kimseyi tanımayacak derece de yalnızlığa mahkûm edildiği bu insan düşmanı sistem kendi tipinde insan yetiştirmeye devam ederken, varlığını koruma adına insanlar ölmüş, savaşlar sürmüş,    sömürü çarkı kolonicilik makyavelist tahakküm çevre kirliliği hedefe odaklanma ve ahlaki değerlerin hiçe sayılıp ötelenmesi gibi konularda hiç kılını kıpırdatmayan ve ruhunu yitirmiş ölüm kokan bir robottan geri kalmayan bir özelliği sahiplenirken daha doğrusu böyle bir konuma kendisi adım atarken, insanların dünyasını ve ahretini karartmaya devam etmeyi de her daim kendi ürettiği sistemi adına normal karşılamıştır.

 Çünkü hak adalet vicdan hukuk insan hakları gibi çığırtkanlığını yaptığı değerleri bizzat uygulamış olsa tüm insanlık bu sistemi başından defetmek için tüm mücadelesini ortaya koyar lakin her konumda bukalemun gibi yaşamayı güncelleştiren bu sistem kılıktan kılığa girerek her taşın altında bulunmayı aynen Yahudi zihniyeti gibi ihmal etmeyerek şu anda bu serencamını da zorla da olsa yürütmektedir. İnsanlığa gerçek bir mutluluk getirmiş midir? Tek kelimeyle hayır. Ne mutluluk getirebilir ne de insanı anlayabilir bu sistem.

 Tek gayesi ruhunu yitirmiş ahret kaygısı olmayan ve dünyevileşen bir ortam da hayat bulduğu için bunlar, bunu da tüm inançlara savaş açarak devam ettirdiğinden bugün dünya üzerinde ki tüm olumsuz olayların müsebbibi bunlar olmalarına rağmen ellerindeki medya gücü ile yine insanlığı sürü psikolojisi ile yönlendirmeyi başarıyorlar ve yalan makinesi gibi işlemeyi iyi becerdiklerinden de, teknolojik gücün avantajları ayakta kalmayı sürdürüyorlar.

Batı toplumunun menfaat ilkesine dayalı sömürü odaklı faiz bloklu ezici sistemi huzur ve mutluluğun yegâne düşmanı iken, insanı kalbinden tutmayı başaran lakin bunu sürdüremeyen ve sonuçta da batının ekonomi çarkına art ülke konumuna geçen İslam dünyası niye medeniyetini şimdiki asırda çağımızda insanlığın çaresi ve tek kurtuluş yolu benim demiyor da batıya kukla gibi onların payandası oluyor?

TRT’de yayınlanan Selçuklu dizisi ile Niza mülk’ü ve Nizamiye Medreselerini de anlamaya ve hem hal olmaya başladık. Aslında bize özümüzü ve kimliğimizi tanıtma noktasında gerçek bir yol izlenmemiştir bugüne kadar. Hep bir resmi çerçeve bakış sınırlandırılması ile İslami müesseseler öcü konumuna itilmiş hatta dışlanmış zararlı tehlikeli şeyler olarak addedilmiş batı hep ışık saçan ve mutluluk veren bir bünye olarak sunulmuş ve bize ait olanlar dışlanmıştır resmen.

İslam’ın ete ve kemiğe büründürüldüğü Yunus misali vücut bulması ile hayata renk ve ışık saçan hak adalet ve ölçü prensipleri ile insana hakiki değer veren ve onu merkeze alan bir anlayışı eğitim ekonomi hukuk üretim kalkınma ve çevre duyarlılığı ile israfa varıncaya kadar topluma kimlik kazandıran İslam, tüm değişim ve dönüşümleri bir bir sunum ile hak ve adaleti hukuku hayata geçirirken sadece Müslümanları değil, tüm insanlığında huzurunu barışı tesis ederek her şeyi organizeli ve mutluluğu hedefleyen bir gaye peşinde varlığı sürdüren mümin kulları dünya ve ahret etrafında pervane olmaya kanalize etmiştir. İnsanı ruhundan yakalayan ilim ibadet siyaset toplumsal öngörü, sanat kültür edebiyat ve hareketi daima eksene alan hürriyeti vazgeçilmez bir saadet olarak gören bu zihinsel devrimi ne yazık ki İslam düşmanları hep karalama ve değersizleştirme propagadanları metodu ile gözden ırak tutmaya başladılar. Sonuçta bağnazlık galip geldi, yalan gerçeği aldattı ve insanlık tümden huzuru kaybetti. Kazanmak mı istiyoruz. Önce herkes kendini, evini bir düzene koymalı. Kendinden ve evinden başlamalı hayat. Sonrası mı gelir inşallah. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.