Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    34.73
  • ALTIN
    2435.0
  • BIST
    9987.83
  • BTC
    62378.97$

HAYATA, YAŞANILABİLİR ÖRNEKLERLE HAZIRLANMAK! (1)

22 Şubat 2019, Cuma 08:29

Kişisel gelişimle ilgili pek çok yayının yapıldığı son dönemlerde sürekli tekrarlanan bir yanlış, insanlara hep en idealin, çoğu zamanda ulaşılamaz ve yaşanamaz örneklerin sunulmasıdır! Sözgelimi; ideal âile örneği sunulurken, bireyleri arasında olumsuzluk ve tatsızlığın hiç olmadığı bir âile resmedilmektedir. Sonuçta, kendilerine sunulan örnekleri hayatlarına taşıyamayan insanlar, anlatılanların gerçekliğine inanmamakta yahut hayal kırıklığına düşmektedirler. Oysa önemli olan, insanımıza yaşanılamaz örnekler sunmak değil, hayatın içerisinden örnekler sunmaktır!

İnsanın var olduğu yerde, insanî zaaflar sonucu pek çok problem de olacaktır. Bunu görmemek yahut görmezden gelmek, problemleri ortadan kaldırmamaktadır. Bu meyanda âile içinde bir takım problemler olacaktır. Bu konuda yapılması gereken yaşanan ve yaşanılabilecek problemleri masaya yatırmak ve bunlara sağlıklı çözümler üretmektir.

Eğitilen insanları, problemsiz, hayalî bir dünyaya hazırlama yerine; onları problemlerle baş edebilecek düzeyde yetiştirebilmek, geleceğe ve hayata hazırlayabilmektir. Zor olan da budur. Kutsal kitabımız Kur'ân, bunu en güzel bir şekilde yapmış ve hayata geçirmiştir. Zira o, Cahiliye döneminin problemli insanlarından, İslamî dönemin altın neslini yetiştirmiştir. Onunla, Mekke'nin eşkıyaları, Medine'nin evliyaları olmuştur.

İnsan için, onların dünyalarını dizayn etmek ve onları ahirete hazırlamak için gelmiş olan Kur'ân, insanların karşılaşabilecekleri problemleri tespit eder ve daha önemlisi onlara çözümler önerir. Kur'ân'ın bu tespit ve çözüm önerileri, hayatın içerisinden ve tamamen uygulanabilir niteliktedir.

Aile ile ilgili olarak da Kutsal Kitabımızda çok çarpıcı örnekler vardır. Kur'ân'da önce ilk insanın eşiyle birlikte yaşadığı maceralar anlatılır. Onlar, hayatı birlikte paylaşmışlar, yasağı birlikte çiğnemişler, tövbeye birlikte sığınıp dua etmişler, sonra dünyayı birlikte yaşamışlardır.

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının.” (1)

“Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla, istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yiyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zâlimlerden olursunuz, dedik.”
“Şeytan, onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları cennetten onları çıkardı.”(2)

“Âdem ile eşi dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!”(3)

Kur'ân, bize kocalarına ihanet eden iki kadından bahseder. Bunlardan biri Hz. Nuh Peygamberin hanımı, diğeri ise Hz. Lut Peygamberin hanımı. Onların ihaneti, namus ihaneti değil; "Tevhid" konusunda ihanetti. Zira onlar, Mü'min kocalarına îmân etmemişler ve münafıklık yaparak müşriklerle işbirliği yapmışlardı.

“Allah, inkâr edenlere, Nuh'un hanımı ile Lût'un hanımını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hâinlik ettiler. Kocaları, Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: 'Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!' denildi.”(4)

Kur'ân, Firavun'un Mü'min hanımını da bizlere örnek olarak sunarak, kötü bir çevrede, inkârcı bir  âilede, Firavun gibi şer odaklarına rağmen nasıl Müslüman olunacağını anlatır:
“Allah, inananlara da Firavun'un hanımını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni, Firavun'dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni, zâlimler topluluğundan kurtar! demişti.”(5)

Dipnotlar: 

1- 4 Nisa, 1.
2- 2 Bakara, 35-36.
3- 7 Araf, 23.
4- 66 Tahrim, 10.
5- 66 Tahrim, 11.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.