Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.47
  • EURO
    34.70
  • ALTIN
    2437.0
  • BIST
    9908.27
  • BTC
    63705.66$

Günümüzde Hilal Salip Kavgasının Tarzı Değişti

19 Ocak 2018, Cuma 07:07

Müslüman dünyası günümüzde, tarihinde görmediği kadar şiddetli ve yaygın bir saldırı altına bulunmaktadır. Eskiden tarihi hasımlarımızla yaptığımız savaşları kaybetsek bile “Hoşlanmazsınız, size ağır gelir ama düşmanlarla savaşmak, size farz kılınmıştır.

Bazı şeyler vardır ki hoşlanmazsınız, fakat hayırlıdır size. Bazı şeyler de vardır, hoşlanırsınız, şerdir size. Allah bilir, siz bilmezsiniz ki”, Kur’an Meali, Bakara Suresi, 216. ayeti çerçevesinde şer bildiğimiz yenilgi bile olsa tefrikaların ortadan kalkmasına, birlik ve dayanışmanın gerçekleşmesine vesile olur diyerek hayra yorulurdu. 

Günümüzdeki saldırı, hayra yorulacak gibi değil. Tedbir alınmazsa, şimdiye kadar yakılmayan Müslüman coğrafyaları da yakabilir. Bu saldırı, Anadolu’nun Moğol işgalinden sonraki Beylikler mücadelesindekine benzemektedir. O dönemde Selçuklu Sultanı Alparslan Bizans İmparatorluğunu yenip Anadolu içlerine sokulunca 450 yıl birbirini aforoz edip lanetleşerek yaşayan Katolik Roma ve Ortodoks Bizans, aralarındaki buzları eritip Bizans İmparatoru II. Alexiad, Katolik Haçlılardan 1097’de yardım istedi (Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi).

Haçlı orduları Anadolu’daki Müslüman Türkmenlere karşı ağır zayiatlar da verseler Kudüs’ü alıp Müslümanları katledip Yahudileri Havralarında yaktılar. 1096-1270 yılları arasında büyük küçük toplam 8 Haçlı Seferi yapılmıştır. Bu da yetmediği gibi bir iddiaya göre, Papalığın tahrikleri sonucu İslam coğrafyasının üzerine saldırtılan Moğollar, 1243’te Kösedağ Savaşı’nda Anadolu Selçuklu Devleti ortadan kaldırıp Anadolu’da yirmiye yakın şehir ve yörede beylikler kurdurup birbirlerini parçalattırdılar.  

Günümüzdeki saldırı şekil değiştirdi. Batılılar, doğulu Müslümanlardan taşeron savaşçılar eliyle İslam Dünyasını kana buluyor, ellerini yakmadan, Müslümanları, sözde Müslüman maşalarla yakmak gibi sonuç aldıkları ustaca bir taktik denemektedirler.

Osmanlının Avrupa’da Papalığın karşısına Marten Luther’in kurduğu Protestanlık Kilisesine yardım ederek onun güçlenmesine ve yaygınlaşmasına katkı yaptığı söylenir. Daha sonra güçlenen Batı, bu taktikle 18. Yüzyılda Suudi Arabistan’da Vahabilik’i, 19. Asırda da Hindistan’da Bahailiği ve Kadıyaniliği mezhep olarak ikame ettirdi. Ülkemizde de malum yapıyı kırk yıl içinde üretti. Yalnızca tarihte değil her dönem güçlü ve eğitimli toplumların zayıf ve eğitimsiz toplumları değerlendirip yönlendirmeleri kaçınılmaz bir durumdur. “Tabiat boşluk bırakmaz”, denilir.

Toplumsal alanda tarihten beri genel ilke şudur ki, “kültür/zihin gücü kaba kuvvete galip gelir”. Kültürlü ve güçlü insan ve toplumlar kültürsüz ve güçsüz insan ve toplumların elindeki değerli şeyleri alırlar ya da kendi lehlerine manipüle ederler.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.