Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.40
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2434.5
  • BIST
    9979.9
  • BTC
    62305.99$

DOYUM ZİKRULLAH İLEDİR!

04 Ağustos 2017, Cuma 07:44

İnsanoğlu, dünyalıklara karşı doyumsuzdur. İnsanı doyuma eriştiren, zikrullahtır. "Dikkat edin, kalpler ancak zikrullah ile doyuma/huzura erer." (1) Zikrullah, Kur'ân'dır, ibadettir, Allah'ı tanımak ve anmaktır. Tabii ki bunlarla doyuma ulaşabilmek için, bunları iyi tanımak, bunları içselleştirmek ve bilinçli bir şekilde yapmaktır.

Erişilmez kudretin sahibi Yüce Allah'ı tanıyarak, O'nun aşkıyla dolarak, O'nun haşyeti ile yerlere kıvrılarak zikrullah…

 O'nunla konuştuğunun bilincinde O'nun kelâmını okumak ve dinlemek. Kelâmullah ile hayatı inşa etmek…

O'nun olabilmek, her zaman ve her yerde O'nun huzurunda olduğumuzun farkında hareket edebilmek…

İlle de hırslı olacaksak ilme, irfana, ibadete, ihsana haris olmalıyız. Çünkü gerçek mü'min, cennete girene kadar hayır dinlemeye/hayır işlemeye doymaz. Dolayısıyla her türlü hayra karşı doyumsuz olacağız, yaptığımız iyilikler bize yeter demeden, daha iyisini daha fazlasını yapmak için gayret göstereceğiz. Yarışacaksak hayırlarda yarışmalıyız, başkalarını hayırlarda geçmeye gayret etmeliyiz. "İnsanlardan kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazilet budur."(2) "İşte müttakîler, iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar." (3) "Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın."(4) "İşte yarışanlar ancak onda/cennete ermede yarışsınlar." (5)

KANAATKÂR NASIL OLUNUR:

En kötürüm, en züğürt olanımız bile, Yüce Allah'ın sayısız nimetleri içerisinde yüzüyoruz. Üzerimizdeki Allah'ın nimetlerini saymaya kalksak, sayıp bitiremeyiz. Önemli olan, nimetleri görmek, onları fark etmek, kanaat ederek, nimet sahibine şükretmektir. O halde her hâlükârda Allah'a hamdeden kullardan olmaya gayret etmeliyiz.

Yüce Rabbimizin, bizim için biçtiği role razı olmalıyız. Kadere rıza göstermeli, bizim için uygun görülende hayır olduğunu bilmeliyiz.

Şükrünü eda edeceğimiz azın, şükrünü eda edemeyeceğimiz çoktan daha hayırlı olduğunu unutmamalıyız.

Tarih boyunca nice insan, sahip olduğu şeylerle helak olup gitmiştir. Bizler, helakimize değil,         kurtuluşumuza sebep olacak şeyleri istemeli, onlara talip olmalıyız.

Mal, yaratılış ve dünyalık konusunda kendimizden üstün olanlara değil, aşağıda olanlara bakmalıyız. Dini yaşama konusunda da kendimizden yukarda olanlara bakmalıyız.

Zenginsek, kendimizden daha fakir olanlara; fakirsek bizden daha düşkün olanlara bakmalıyız. Dini yaşama konusunda kendimizi, bizden daha aşağıda olanlarla değil; Peygamberler başta olmak üzere, sahabe ve İslâm büyükleri ile mukayese etmeliyiz. Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyurur: "Sizden biri, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana bakınca, bir de kendinden aşağıda olana baksın. Bu bakış, Allah'ın üzerinizdeki nimetleri görmezden gelmenize engel olur." (

Zaman zaman da olsa yoksullarla, engellilerle, hastalarla, öksüz/yetimlerle, kimsesizlerle beraber olmak gerekir. Onların halini yakından görüp bulunduğumuz hâle kanaat etmek için bu elzemdir.

Zorda kalmadıkça, başkasından bir şey istememeli, istemeye/dilenmeye alışmamalıdır.

İstemek zorunda kalınca da sadece sâlihlerden istenmelidir. Zira istemek, insanın ar perdesini yırtan ve alışkanlık haline gelen yayılmacı bir hastalıktır. Mü'min, "Ancak Sana ibadet/kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz." duasını dilinden düşürmeyen kimsedir.

İnsanın, dünyalıklar konusunda doyuma ermesi zordur. Onun için dünyayı/dünyalıkları, ahireti kazanmanın aracı görmeli ve asıl ahiret adamı olmaya gayret etmelidir. Zira bizi doyuma eriştirecek olan muhabbetullah, Kelâmullah, zikrullah, ru'yetullahtır.

Hadiste belirtildiği üzere insanın açgözlülüğü doğuştan gelen bir şeydir: "İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, ikinci bir vadi daha olmasını ister, ikincisi olsa üçüncüsünü ister, onun karnını ancak toprak doyurur, ihtirastan tevbe edenin tevbesini ise Allah kabul eder/açgözlülükten insanı Allah korur." (7)

Dipnotlar:

1-Ra'd, 28.

2-Fâtır, 42.

3-Mü'minûn, 61.

4-Mâide, 48.

5-Mutaffifîn, 26.

6-Buharî, Rikak 30; Müslim, Zühd 8; Tirmizî, Kıyame 59.

7-Münavî, Feyzu'l-Kadîr, V, 327.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.