Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2432.7
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63171.250$

Devlet Malı/Bu Mülkün Emanetçileri

26 Ekim 2022, Çarşamba 00:02

İdarecilik yıllarımızda özellikle akçalı işlerde kendi vicdanımızın sesi yanında hep göz önünde tuttuğumuz konu “ Sayıştay ne der?” olmuştur. Görevimiz gereği “İçişleri Bakanlığı Müfettişlerinin” görüşleri de hep dikkate alınmıştır. Elbette burada şansım yöneticilerimin ve çalışma arkadaşlarımın da benzer düşüncede olmalarıydı. Sonuçta Allaha Şükür yaptığımız işlerde Sayıştay olsun İçişleri Bakanlığı Müfettişleri olsun olumsuz bir şey demediler.

Kamu parası herkesin hakkı olan paralardır. Kamu İmkanları,  Kamu görevi yapmakta olan kişilere tahsisli imkanlardır. Çocukluğumuzdan beri kafama kazınan deyişle “tüyü bitmemiş yetim hakkı” olan değerlerdir. Kamu görevinde olanların bindiği araçtan, kullandığı yakıttan, harcadığı paradan aslında tüm millete hesap vermesi gerekir. Mevzuatımız gereği bu hesabı Sayıştay sormaktadır.

Sayıştay Raporları her zaman ilgimi çekmiştir. Günümüzde gözlediğim, yanlışlarımızın bile ortak olduğu. Pazarlıksız verilen kamu işleri mi dediniz; iktidarda da muhalefette de örnekleri mevcut. Liyakata ve mevzuata uygun olmayan atamalarla birilerine destek çıkma mı buyurdunuz, bolca örnekler mevcut efendim. Elbette daha çok icraat nedeniyle iktidar kanadında daha çok olsa da en kötü alışkanlığımız artık genelde herkesin tutmadığı tarafın yanlışlarını dile getirirken tuttuğu tarafın yanlışlarını görmezden gelmesi ki en büyük yanlışımız bence bu; hata kim yaparsa yapsın hatadır; çar çur olan para kim ederse etsin  herkesin parasıdır; haksız kullandırılan imkan kim kullandırırsa kullandırsın hepimizden alınan imkandır. Aslında Devlet imkanlarını kullananlar da kullandıranlar da Devlet Mallarının harcama yetkili emanetçileridir.  Yıllar öncesinden yaşanmış ve aktarılan bir anekdottur; İsmet İnönü’nün Atatürk’e aktardığı kırk paranın öyküsü. ‘‘Türk Hava Kurumu toplantısından geliyorum. Hesaplarda kırk para (bir kuruş) açık var. Çok üzüldüm. Başkanı sıkıştırdım, bu bir kuruşu nereye verdiklerini bulamadılar. Çok canım sıkıldı.’’ Birkaç gün sonra yanlış hesaba aktarılan kırk paranın hesabı bulunur ve olay sonlanır. Aslında bugün de sorun bedellerin büyüklüğü küçüklüğü değil akçalı işlerdeki hesap verme konusu olmalıdır. Devletin toplu iğnesinin bile hesabı düzgün tutulmalıdır. Devlet malı kavramı çocukluktan beynimize kazınmalıdır ki o küçükler büyüyünce aynı hassasiyeti göstersinler, çocukluktan itibaren okul sırasını kazımamayı, tarihi eserlere aşklarının isimlerini yazamamayı, hak etmedikleri şeylere uzanmamayı özetle hak/ hukuk, helal/ haram kavramlarını içselleştirmeyi öğrensinler.

2022 tarihli rapor edilmiş Selçuk Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Sayıştay Raporları’ndan aktarım paylaşmak istiyorum. Akçalı işlerde bariz hata yok. Satır başlarıyla Sayıştay eleştirileri;

-Bütçe tanzimindeki eksikler ; Üniversite ortağı şirkete ödenen sermaye payı bilançoda yer almamış, Eğitim Materyali olarak bedelsiz devralınan helikopter değerleri hatalı giriş yapılmış,

-Dolu kadrolara vekaleten atamalar yapılması elbette eleştirilmiş. Atanan kadrodaki kişiyi yetkisiz kılarak vekaleten aynı kadroya atama yapılması ve harcama yetkisinin vekaleten atanana kullandırılması bu kişilere vekalet ücreti ödenmese bile mevzuata aykırı bulunmuş doğal olarak. Eleştiri insan kaynağının atıl kullanıldığına işaret etmiş.

-İhale komisyonlarının ya geç ya da önceden belirlenmesi mevzuata uygun olmaması ve gizlilik açısından sakıncalı bulunmuş. Pazarlık usülü verilen ihaleler günümüz sorunu olarak Necmettin Erbakan Üniversitemiz uygulamalarında da yer almış. Rayiç bedellerin hatalı tespiti elbette tasvip edilmemiş aynı şekilde pazarlıksız verilen üç kantin ve çay ocağının kullanım alanları büyütülmüş ve süre uzatılmışken  düşük rayiç bedellere karşın bir önceki yıla göre daha düşük bedelle sözleşme yapılarak verilmesi de rapordaki eleştirilerden ki bana göre ilginç ve kendi  malımız olsa asla yapmayacağımız davranış tarzı. Depolarda yedi yıl önceden alınmış bilgisayar ekranlarının atıl durması da “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” kapsamında üniversitemize verilen bisikletlerin de diğer bir çok emtia gibi demirbaş kaydı olmaksızın depolarda durması ve öğrencilerin kullanımına verilmemiş olması da eleştiri konusu haklı olarak. Kişisel kullanımdaki demirbaşların kayıtsız ve zimmetsiz olması da devlet malı gerekliliğinin olmazsa olmazının unutulması bence.  Her iki üniversitemizde de Sosyal Tesislerin ödemesi gereken kalemler Üniversite bütçesinden ödenmiş, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal tesisi buna rağmen yılı zararla kapatmış (gelir 7.843.99 TL/gider 14.766.67 TL)Selçuk Üniversitesi uygulaması  dolu kadroya vekalet , bilançoda döner sermaye işletmesine yatırılan sermaye tutarının görülmemesi, birden fazla kamu idaresinden maaş alanların vergilerinin kümülatif hesaplanmaması, tek bölümlü Fakülteye Bölüm Başkanı atanması görülen yanlışlar. Ulusal araştırma projelerinin zamanında tamamlanmaması da pek dikkate alınmamış.

Devlete zarar verenlere rücu yıllar öncesinin mutlak uygulamalarındandı. Artık günümüzde pek görülmüyor. Selçuk Üniversitemizde de SGK cezalarından kaynaklanan zararlar, İdare aleyhine sonuçlanan davalardan doğan zararlar asla kişilere rücu edilmemiş ve hepimizin zararı olarak üzerimize kalmış.

Devlet parası hepimizin parasıdır. Devlet malı hepimizin ortak malıdır. Kullanımında bulunanlar emanetçilerdir aslında. Şahsi paralarından daha zor ve dikkatli kullanmalılar Saygıyla.

 

Yorumlar

  • yorum avatar
    ahmet öztemel
    28-10-2022 09:07

    Sn. Oziltürk;Teşekkür ederim, katkınız için. Allah makamlara Dünya hesabını da Ahiret hesabını da düşünenleri getirtsin

  • yorum avatar
    Arif Oğuz Öziltürk
    26-10-2022 11:03

    Allah'a hesap verileceği hiç akıllarına gelmemiş mi? Sayıştay bugünlerini hediye etmiş de, ahiretleri ne olacak.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.