Derya bir insan; Hasan ÇOPUR

Bugün siz kıymetli okuyucularımıza muhteşem bir adamın muhteşem bir röportajını sunduk…

‘Bir Konya Sevdalısı’ başlığıyla sunduğumuz bu röportajımızda sözde değil ciddi anlamda ilerlemiş yaşına rağmen hala Konya aşkıyla yanan bir insanın hayatından küçük kesitler veriyoruz…

Öyle tevafuk bir röportaj öyle ilginç bir tanışma oldu ki Hacı Hasan Çopur ile tanışmamız…

Artık yazılarından, en az sizinde benim kadar yakından tanıdığınızı düşündüğüm Emekli Binbaşı Muharrem Balatekin…

Böyle enteresan ve farklı, geçmişi olan ve otantik konular benim oldum olası ilgimi çekmiştir…

Bunu çok iyi bilen sevgili komutanım Muharrem bey bir gün aradı beni…

‘Hüseyin sana öyle bir isim buldum ki röportaj için bayılacaksın’ dedi…

‘Tamamdır komutanım ne zaman isterseniz hemen gidelim’ dedim…

Sormadım kimdir, nedir diye çünkü Komutanımla bir çok röportaj yaptık ve hepside nokta atışı muhteşem ve ciddi ses getiren hatta arşiv niteliği taşıyan eserlerdi.

Komutanım bulduysa, röportaj yapalım diyorsa emindim bir ‘derya’ olduğuna…

Gerçi komutanım ben sormadan kendisi anlattı zaten, ‘Hüseyin, Hacı Hasan Çopur, on binlerin üzerinde eski Konya fotoğrafı ve neredeyse 5 bin civarında Mevlana ile ilgili kitap, dergi, makale gibi eserleri toplamış muhteşem bir arşivi var ve düzenlenen ilk Şeb-i Arus programlarında Neyzen olarak görev yapmış biri’ dedi…

İnanın öyle heyecanlandım ki anlatamam…

Geçtiğimiz haftalarda zaten yaptığı bir sergi ile bu eserlerin bir kısmını (Yer problemi nedeniyle tamamını sergileyemediğini çok iyi biliyorum) Konyalılarla paylaşmıştı.

Aradan birkaç gün geçti Komutanım aradı ‘yarın öğle arası müsaitsen gidelim’ dedi…

Atladık komutanımda gittik Çopur İşhanındaki mütevazi odasında karşıladı bizi…

Gitmeden önce komutanım sıkı sıkı uyarmıştı beni, ‘Aman Hüseyin bak 10 dakika içerisinde yaptın yaptın bu röportajı ya değilse yarıda keser Hasan Amca röportajı haberin olsun. 10 dakika için söz aldık’ dedi…

Tabi biraz gözüm korktu zaman kısıtlı diye, hemen kapıdan içeri girer girmez tanışma faslından sonra ‘Röportaja başlayalım isterseniz’ diye atladım ve başladık röportaja…

Tamı tamına 1 saat 45 dakika sürdü bu ‘10 dakikalık’ sohbetimiz…

Öyle ilginç, öyle güzel bilgiler aldım ki kendisinden…

Mesela biz ‘Konya’daki ilk Şeb-i Arus törenlerinde görev aldı’ olarak gittik Hasan amcaya…

Konya’da sema programlarının ilk başlangıcının kendi evinde olduğunu öğrendik…

Konya’nın ilk semazenleri Hasan Amcanın evinde ders görüyor. Konya’nın ilk sema ayini Hasan amcanın evinde gerçekleştiriliyor.

Öyle anılar öyle hatıralar var ki, Hasan amca anlatıyor, o anlattıkça sanki dinlerken gözümün önünden film şeridi gibi akıp geçiyor hiç yaşamadığım, görmediğim bilmediğim o yıllar…

Çok güzel bir röportajın ardından Hasan amca resmen bir değer, bir kültür mirası olan ve Konyalının hizmetine sunduğu arşivini gezdiriyor bize.

Öyle fotoğraflar var ki…

Bu arşiv inanın kültür bakanlığında yoktur…

Ayrılırken öyle mesut, öyle dolu dolu, öyle gururlu ayrılıyorum ki Hacı Hasan Çopur’un yanından…

Allah sıhhatli uzun ömürler versin…

Bize vakit ayırdı, sorularımızı yanıtladı ve şahsım adına beni resmen bambaşka bir dünya yaşattığı için tekrar Hacı Hasan Çopur’a teşekkür ediyorum.