Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2463.7
  • BIST
    9898.81
  • BTC
    64430.69$

Depremden Çıkarılması Gereken Sonuçlar (2)

22 Mart 2019, Cuma 09:05

İrade ve Yetkiyi Doğru Kullanmak:

Yüce Allah tarafından bahşedilen cüzî irâdelerimizi seçme hakkımızı kullanarak, kendimiz, tabiî çevremiz ve sosyal çevremiz için faydalı olacak tercihlerde bulunmak sorumluluğunu taşımaktayız. Allah, kâinattaki her şeyi insanının emrine vermiştir. Şüphesiz, üzerinde yaşadığımız topraklar da, insanoğlunun emrine verilmiştir. Cenâb-ı Hakk’ın bizden istediği, emrimize verdiği vasıtaları en iyi şekilde tanımak ve onlardan en verimli şekilde istifade etmektir. Bunun aksine hareket etmek günah ve zulümdür, İstiklâl Marşımızın Şâiri merhum Mehmet Âkif ERSOY, ibret alınsaydı, tarihin tekerrür etmeyeceğini terennüm etmektedir. 1894 yılında meydana gelen İstanbul depreminden sonra devrin hükümdarı Abdülhamit, bir ferman çıkararak, bundan böyle, bölgede yapılan evlerin çok katlı olmaması ve bina malzemesi olarak da ahşap kullanılmasını istemiştir. Benzeri uyarılar daha sonraki depremlerde de yapılmıştır. Ne yazık ki, bu uyarıların hiçbiri gerektiği ölçüde nazar-ı dikkate alınmamıştır. Bu yüzden tarih, sürekli tekerrür etmiştir. Artık kendimize gelmemiz gerekmektedir.

İbret Almak:

Kur‘an-ı Kerim, akıl sahibi insana, kâinatta olup bitenlere ve çevresindeki eşya ve olaylara bakarak bunlardan ibret almasını, dersler çıkarmasını emretmektedir. Kâinâtın işleyişi kadar, geçmiş ümmetlerin işledikleri hatalar yüzünden uğradıkları acı akıbetler de birer ibret vesilesidirler. Kur’an, özellikle geçmiş ümmetlere ait ibretlik olayları, ders alınması için zikrettiğini iade etmektedir. Nitekim Âd kavminin başından geçenler anlatıldıktan sonra; “Şüphesiz bunda öğüt ve ibret vardır.”(1)  buyrulmaktadır.

Önemli bir nokta da şudur: Eski milletlere toptan (umumî) azaplar (isti’sâl) indirilmiştir. Ancak Hz. Peygamber’in gelmesinden sonra toptan imha olmayacak, belki kısmî uyarılar görülebilecektir. İşte bu açıdan depremlerin de ibret alınacak olaylardan biri olarak değerlendirilmesi, yaşananlardan ders çıkarılması gerektiği açıktır.

Sabırlı Olmak:

Müslüman başına gelen her olayda bir hikmetin bulunduğunu, ilk bakışta aleyhine görünen hususlarda bile, Allah’ın kendisi için hayır murâd ettiğini düşünmelidir. Bu konuda Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır.

“ Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilemezsiniz.”(2)  Müminler, başlarına gelecek açlık, kıtlık, mal, mülk ziyanı, tabiî âfetler, salgın hastalıklar gibi sıkıntılar karşısında imtihandan geçirebilirler. Müslümanlar, sabır ve metanetleri, Allah’a olan güvenleri ile bu ağır sınavı kazanmak durumundadırlar. Bu hususta Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“ Mallarınız ve canlarınız hakkında imtihan olacaksınız. Sizden evvel kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan da çok incitici sözler duyacaksınız. Eğer sabreder sakınırsanız, işte bunlar yapmağa değer işlerdir.”(3) Musibetlere sabır oldukça zordur. Bu sebeple sevabı da çoktur. Allah sabredenlerin müjdelenmesini Hz. Peygamber’den istemektedir Şu âyet felâketler karşısında Müslüman'ın nasıl davranması gerektiğine işâret etmektedir. “...( Ey Muhammed!) Sabredenleri müjdele. Onlara bir musibet isâbet ettiği zaman, “ biz Allah içiniz ve biz O’na döneceğiz”(4) derler. Müslüman bu gerçeği daima akılda bulundurmalıdır.

Musibetlere sabır, müminlerin Allah katında derecelerinin yükselmesine vesile olur. Hz. Âişe’nin naklettiği bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuştur. “ Müminlere bir diken ve ondan daha küçük bir şey isâbet etmez ki, bu yüzden Allah onların mertebesini bir derece yükseltmiş ve bir günahını silmemiş olsun.”(5)

Yine müslümanların başına gelen her türlü sıkıntı ve musibetlerin, hatalarının keffareti olacağı şu hadisle ifâde edilmektedir: “Mümine isâbet eden her hastalık, yorgunluk, üzüntü ve keder mutlaka günahlarına kefaret olur.”(6)

Dipnotlar:

1-Şuarâ:139.

2-Bakara,216.

3-Âl-i İmrân,186.

4-Bakara, 156.

5-Buhârî, Merdâ,3; Müslim, Birr,46.

6-et-Terğib ve’t-Terhîb, C.VI, S: 393.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.