Çocuk olamayan çocuklarımız!

Birleşmiş Milletler'in çocuk işçiliğine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla ilan ettiği 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü'nde, mevcut çocuk işçi sayısı ve çalışma koşulları endişe veriyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre, dünyadaki çocuk işçi sayısı 152 milyon.

Türkiye'de ise 2018 yılı 'Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı' ilan edilmesine rağmen çocuk işçi sayısı 2 milyonu geçti.

Evet yanlış duymadığınız TUİK verilerine göre, Türkiye'de çalışan çocuk sayısı 2 milyonu geçmiş durumda.

Yani 15-17 yaş gurubundaki her 5 çocuktan biri çalışmak zorunda...

Türkiye'de çalışan her iki çocuktan biri okula devam edemiyor. Çalışan çocukların yüzde 78'i ise kayıt dışı.

Maalesef ki maalesef, 'Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı' ilan edilen 2018'in ilk 5 ayında 27 çocuk, çalışırken yaşamını yitiriyor, bu bilgide İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerinden derleniyor.

Geçmiş dönemlerde de çok çok iyi durumda olduğumuz söylemez…

2013'te 59 çocuk, 2014'te 54 çocuk, 2015'te 63 çocuk, 2016'da 56 çocuk, 2017'de 60 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiş...

Raporda, yaşamını yitiren 100 çocuğun, çalışması tamamen yasak olan 14 yaş ve altında olduğu bildirilmiş.

Yine raporda yer alan verilere göre, çocuklardan 23'ü mülteci.

Rapora göre, ölümlerin yarıdan fazlası tarım sektöründe meydana gelirken, inşaat ve metal işkollarının yanı sıra, servis kazası, ezilme, boğulma ve yüksekten düşme de ölüm nedenleri arasında yer alıyor.

Ben utanıyorum…

5-6 yaşında bir çok nedenden dolayı olabilir çalışmaya başlayan çocuklar var…

Hatta bir tanesi benim arkadaşım ve şu an 32 yaşında ve bu mevzu her açıldığında, ‘ölmeden iyi gelmişiz bu güneler’ diye söylenir kendi kendine, ‘Şanslıymışım’ der hep…

Ne diyebilirim ki, keşke ekonomimiz çok iyi olsa ve insanlara yüksek maaşlar verilse de çocuklar sadece yaz tatillerinde tecrübe kazanmak için öyle üç beş gün keyiflerince çalışma hayatını kıyısından bir görse…

Çocuk işçiliği, emek sömürüsünün en vahşi biçimidir…

Öyle kötü, öyle korkunç bir dünyada yaşıyoruz ki, ‘çocuk gelin’, ‘sokak çocuğu’, ‘çocuk işçi’ ve hatta ‘çocuk terörist’ bile var…

Çocuğun bir türlü olamadığı tek şey kaldı günümüzde oda ‘Çocuk.’

Keşke dünya üzerindeki tüm çocukların tek derdi oyun oynarken düştüğü için acıyan dizi olsa...

BAŞKANA OTOPARK TEŞEKKÜRÜ…

Konya’nın en büyük dertlerindendir park sıkıntısı…

Yanlış park edilen araçlar yüzünden çıldırma noktasına geliriz, bazen öyle olur ki hatalı bir park sonucu trafik dakikalarca kilitlenir resmen…

Hele hele bayram arifesinde çileden çileye dönüşür trafik, park problemi…

Ama yıllardır ilk defa güzel bir uygulama gerçekleştirildi…

İlginçtir çok küçücük bir uygulama ama etkisi büyük bir uygulama…

Bayram alışverişi süresi boyunca yani bayramın 1. Gününe kadar Konevi, Zindankale, İplikçi, Mevlana ve Osmanlı Buğday Pazarı kapalı otoparkları ücretsiz…

Zaten resmi tatillerde yani bayramda da ücretsiz ama yoğunluğun en fazla olduğu bayram önü böyle bir hizmet beni gerçekten mutlu etti…

Geçmiş dönemlerde böyle bir hizmeti çok istedik ama bugüne nasipmiş o yüzden Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a bir teşekkür şart…

Umarım bu tür kolaylaştırıcı ve direk vatandaşa yansıyan uygulamalar devam eder…