Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2442.9
  • BIST
    9912.8
  • BTC
    64740.76$

Buruk Bir Bayramın Ardından

17 Mayıs 2021, Pazartesi 08:38

Cenâb-ı Hakk’a sonsuz şükürler ediyoruz, her yıl uğrayıp manevî hayatımızı nurlarla aydınlatan ve bereketlendiren Ramazan ayını geride bırakırken, buruk bir şekilde bayrama ulaştık.

Bir taraftan virüs ile mücadele ederken, diğer taraftan da yıllardır İslâm ümmetinin kanayan yarası olan ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik, Siyonistlerin Müslümanlara yaptığı zulüm yüzünden Ramazan ayını ve bayramımızı buruk bir şekilde idrak ederken, dünya imtihanımız devam etmektedir.

Rabbimiz, bayramların hakiki bayram olduğu, bütün İslâm âleminin ve insanlığın üzerindeki virüs belâsından kurtulup, Ümmeti Müslümanların feraha ulaştığı bayramları da görebilmeyi biz aciz kullarına nasip etsin İnşâallah.

Ramazan ayında güzel bir irade eğitiminden geçtik. Bu mübârek ay, bazı hoş olmayan kötü alışkanlıklarımızı terk edip güzel hasletler kazanmak için bir fırsat sundu bizlere. Farklı arzular peşinde koşan nefislerimiz yeniden duruldu. Türlü nedenlerle kirlenen zihinlerimiz yeniden arındı.           

Ramazan, son günlerinde ömre bedel olan Kadir Gecesini hediye etti bizlere. Meleklerin esenlik, barış ve huzur mesajlarıyla üzerimize indiği Kadir Gecesinde bizler de namazlarımız, salât ve selâmlarımız, zikir ve niyazlarımızla Rabbimiz katında kadrimizi artırmaya çalıştık.

Teravih namazı, mukabele, fıtır sadakası ve itikâf gibi ibadetlerin ifa edildiği Ramazan ayından sonraki kameri ay olan Şevval'in beşinci gününü idrak ediyoruz.                                                                                     

Şevval, sözlükte “yukarı kalkmak, yükselmek; kaldırmak” anlamlarındaki şevl kökünden türemiş kamerî yılın ramazandan sonra ve zilkadeden önce gelen onuncu ayının adıdır. Araplar şevval ayını uğursuz kabul ettiklerinden bu ayda nikâh kıymazlardı. Sevgili Peygamberimiz Resûl-i Ekrem, Hz. Âişe ile şevval ayında evlenerek bu inancın yanlış olduğunu bizlere göstermiştir.

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, “Ramazanı oruçla geçirip buna şevvalden altı gün ilâve eden kimse bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur” meâlindeki hadisi (Müslim, “Sıyâm”, 204) dikkate alınarak bu ayda altı gün oruç tutmanın müstehap olduğu kabul edilmiştir.

Şevval orucu, Ramazan'ın ardından tutulması tavsiye edilen bir oruçtur. Farz olmayan bir ibadet olan Şevval orucu, Ramazan ayından sonra tutulmaktadır. Yani Müslümanlar, Ramazan ayının ardından gelen Şevval ayı içerisinde herhangi bir altı gün oruç tutabilir. Böylelikle Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.) 'in buyurduğu gibi sanki bütün yıl oruç tutmuş gibi olur.

Şevval ayında nafile olarak tutulan oruç, Ramazan’da tutulmayan oruçların yerine geçmez; yani Ramazan’da tutulmayan oruçların ayrıca kaza edilmesi farzdır. Bir oruçta hem kaza hem de nafile yerine niyet edilmesi geçerli olmadığından Şevval ayında tutulan oruçta da bunlardan yalnız birine niyet etmek gerekir. Şevval ayında oruç tutulurken, Ramazan’da tutulamayan oruçların kazasına niyet edilirse bu oruçlar kaza orucu olur.( Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığından alınmıştır.)

İbadetlerimizi ihlâs ve samimiyetle yapmalıyız. İhlâs ile kim ne isterse Rabbimiz onu verebilir. Bu bir niyet  meselesidir. Tıpkı yolun kenarına uzaklardan bir taşı yuvarlayarak güç belâ getirip yerleştiren adamla, bu taşı oradan aynı güçlükle uzaklaştıran bir başka adamın niyeti gibi.

Biri düşünmüş ki: Bu çölün ortasında yaşlı bir adam yolda giderken bineğine binmek istese, üzerine çıkıp da hayvana binebileceği yüksek bir yer yoktur. Öyle ise şu taşı yuvarlayıp yolun kenarına getireyim de, yolda gitmekte olan yaşlı ve çocuklar hayvanlarına binmek istediklerinde taşın üstüne çıkıp bineklerinin üzerine kolayca binsinler, sevabı da bana olsun.

Adamın bu hâlis niyetine bakan Rabbimiz ondan razı olmuş, istediği sevabı ihsan eylemiş.
Böyle güzel niyetle getirilen taşı oradan öfke ile yuvarlayıp uzaklaştıran adam ise şöyle düşünmüş: Bu taşı buraya getiren kimse ne kadar da yanlış bir iş yapmış.

Hiç düşünmemiş ki, gözleri görmeyenler, karanlıkta fark edemeyenler taşa takılıp yere düşerler. Şu taşı buradan uzaklaştırayım da kimse takılıp yere düşmesin, sevabı da bana olsun.

İşte bu adam da taşı buradan uzaklaştırdığından dolayı Allah rızasını kazanmış, ümit ettiği sevaba nail olmuş. Her ikisinde de niyet hâlis, biz de safi bir niyetle altı gün orucumuzu tutarsak, belki Rabbimiz bu niyetimize, bu bağlılığımıza bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaplar ihsan edebilir, hatalarımızı affedebilir.                                                                          

Mübârek Ramazan ayında kazandığımız iyilik ve güzellikleri devam ettirerek iyi bir kul olmak niyetiyle ömrümüzü daha verimli hale getirelim. Dünya ve ahiret saadetine kavuşalım. Gönülden Muhabbetlerimle…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.