Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.29
  • EURO
    34.70
  • ALTIN
    2429.2
  • BIST
    10012
  • BTC
    62333.33$

ASHABIN KUR'ÂN OKUYUŞU VE ANLAYIŞI (1)

06 Temmuz 2018, Cuma 07:42

Kur'ân'ın ilk muhatabı olan ashabın, Kur'ân karşısındaki duruşları, onu okuyup anlamaları bizler için son derece önemlidir. Çünkü Kur'ân, öncelikle onlara hitap etmiş, onların diliyle, onların anlayış ve kavrayışlarına göre ve onların problemlerine çözüm üretmek, sorularına  cevap vermek üzere onlara inmiştir.

O yıldız insanlar da Kur'ân ayetlerini kendi üzerlerine almışlar, her ayeti kendileri hakkında iniyormuş gibi okuyup anlamışlar, Kur'ân'ın pratiği olan Hz. Peygamberi izlemişler, takıldıkları yerlerin açıklamasını bizzat ondan öğrenmişler ve ayetlerden çıkardıkları derslerin gereğini yerine getirme gayreti içerisinde olmuşlardır. Kur'ân'ı anlama, üzerlerine alma ve gereğini yerine getirme konusunda, bizlere en güzel örnekleri sunmuşlardır.

“Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfir/zalim/fasıklardır.”(1) ayetini Kitap ehline hasretmek isteyenleri İbn Abbas şöyle uyarıyordu: “Siz ne iyi adamlarsınız! İyi/tatlı olanlar size, kötü/acı olanlar Kitap ehline öyle mi? Hayır hiç de öyle değil! Allah'ın hükmünü inkâr eden, onun gereğini yerine getirmeyen herkes bu ayetin içerisine girer!”(2)

Yine o Saadet çağının kahramanları, “İman edip imanlarına asla zulüm karıştırmayanlar.. ” (3)”İçinizden gizleyip sakladıklarınızdan dolayı da Allah sizi hesaba çeker..”(4) ayetlerini doğrudan üzerlerine almışlar, onlardan etkilenmişler ve ne yapmaları gerektiğini gelip Peygamberimizden sormuşlardı. Kiminle ilgili olarak inerse insin, onlar her ayetin öncelikli muhatabı olarak kendilerini görüyorlardı.

Her şeyden önce onlar, Kur'ân'ı anlamanın önemini kavramışlar ve bunu kendilerine temel bir görev bilmişlerdir. Bir tek Kur'ân âyetini tanımamak bile onları mahzun ederdi.(5) Onlar bu asil görevi hakkıyla yerine getirebilmek için birbirleriyle yarışırlar ve bu konuda hiçbir fedakârlıktan sakınmazlardı. Kur'ân onların gündemini oluşturuyor, her konuda onların müracaat kitabı oluyordu. Abdullah b. Mesud, şu sözleriyle bu konudaki azim ve kararlılığını ortaya koymaktadır: "Allah'ın kitabını benden daha iyi bilen birinin olduğunu bilseydim, bineklerin ulaşabileceği yere kadar gider, ondan istifade ederdim".(6)

Sahabe medresesinden yetişmiş olan büyük Tabî Said b. Cübeyr ise şöyle diyordu: "Kur'ân'ı okuyup O'nu tefsîr etmeyen kör yahut bedevi bir kişi gibidir".(7)

Onlar Hz. Peygamberin; "Geçmiş ve gelecek olanların ilmini isteyen Kur'ân'ı harmanlasın. " (8) hadisinin gereğini yerine getirmek için yapılması gereken her şeyi yapmışlardır. Hadiste, "deşelesin, harmanlasın, araştırıp tahlil etsin" anlamına gelen "Esîru, felyüsevvir" kelimelerinin seçilmiş olması oldukça dikkat çekicidir. Bu kelimelerin türetildiği "svr" kökü, yeri ziraat için eşmek, deşelemek, sürmek anlamına gelir.(9) Buna göre ilme ulaşmak isteyen Kur'ân tarlasını sürecek, başka bir deyişle onun altını üstüne getirerek onu işleyecek ve o             tarlanın içerisinden ürünleri devşirecektir. İşte sahabe de bunu en güzel bir biçimde yapmıştır.

Allah'ın, Kur'ân ile kendilerinden istediğini yerine getirebilmek için Kur'ân'ı anlamaya yönelen sahabe, Kur'ân'ın iniş esprisine uygun bir şekilde, gereksiz detay açıklamalarının içerisinde asıl mânâyı kaybetmemeye de özen gösteriyorlardı. Onlardan bize intikal eden   Tefsîr rivâyetleri kısa ve özlü oluşlarıyla bu özellikleri taşımakta ve bu söylediklerimizi desteklemektedirler. Onların Kur'ân anlayışlarının en önemli bir özelliği de, Allah'ın hükümlerini peşinen kabul etmiş olmalarıdır. Onlar öyle bir imanî noktaya ulaşmışlardı ki, haklarında nasıl bir hüküm / ayet geleceğini bilmedikleri halde "İnandık biz ona, hepsi Rabbimiz katındandır." diyerek teslimiyet gösterebilmişlerdir. Onların bu tutumu, Allah'ın ayetlerine ön yargılı, tereddüt ve şüphelerle yaklaşan günümüz insanı için iyi bir örnektir.

Dipnotlar:

1-Maide 44, 45, 47. 

2-Zemahşerî, Tefsîr, I, 616.   

3-Enam 82.       

4-Bakara 284.       

5-Bkz. İ.Kesir, Tefsîr, III, 414; Âlûsî, Tefsîr, I, 5.           

6-Taberi, Tefsîr, I, 28; Kurtubî, Tefsîr, I, 35; Zerkeşî, el-Burhan, II, 157.    

7-Taberi, Tefsîr,I, 36; Suyûtî, Tefsîr, II, 223. 

8-Gümüşhânevî, Râmuzü'l-Ehâdîs, II,401.          

9-İ.Esir,  en-Nihaye, I, 228-229.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.