Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.54
  • EURO
    34.95
  • ALTIN
    2454.8
  • BIST
    9879.15
  • BTC
    64171.57$

AĞLARSA ANAM AĞLAR

04 Kasım 2020, Çarşamba 09:02

“Altta kalanın canı çıksın” çok eskilerde dilimize düşen bir darb-ı meseldi, son dönemlerde gerçek oldu.

Açıklama ya da örnekler vermeye gerek var mı?

Hayır!.. Yok..

Her şey apaçık ortada ve bangır bangır bağırıyor..

Elle tutulabiliyor, gözle görülebiliyor. Ayrıca devletın kayıtlarında da yer alıyor, altta kalanların hazin ve vahim durumu. Lakin bu kötü gidişat bir türlü durdurulamıyor.. Sanki böyle gelmiş, böyle gidecek gibi.

Altta kalanın canı çıkıyor.

Yukarıda kalanlar ise adeta bu dünyada cenneti yaşıyor.

Altta kalanların ölümleri, hüzünleri, dramları, yoklukları, sel suları ve depremlerle yitip giden hayatları fazla önem arz etmiyor..(Kastımız doğal afetler)

“Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.” Bu bir çok insanın çocukluğundan itibaren duyduğu, dinlediği ve unutamadığı bir türküden alınan sözler.

Türkü, yıllar içerisinde çok sayıda sanatçı tarafından icra edildi ve dillerden hiç düşmedi.

Demek ki iyi olan yaşıyor ve aradan onlarca, yüzlerce yıl geçse de unutulmuyor. Çünkü yaşanmışlıkları, gerçekleri  ve bir hikayeleri var böyle türkülerin.

Ne kadar  güzel bir anlatış “Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar..”

Haddimiz değil ama bu güzel türkü sözlerine bir ekleme yapmak istiyorum.. Doğal afetler ve terör saldırılarında hayatlarını kaybeden yiğitler için analar ağlıyor,babalar ağlıyor, geride kalan eşler ağlıyor, çocuklar ağlıyor, kardeşler ağlıyor, belki amcalar, dayılar ağlıyor. Gerisi yalan ağlıyor.

Bu acı gerçeğin doğru olmadığını kim söyleyebilir ki?

Değerli okuyucular 2020 yılı ülkemize felaketle geldi, felaketlede gidiyor.

Ocak ayının sonlarında Elazığ ve Malatya’da 6.8 şiddetinde deprem meydana geldi ve 41 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Şubat ayında Van’da çığ felaketi yaşandı ve 41 vatandaşımız binlerce ton karın altında kalarak hayatını kaybetti.

Ocak ayında İdlib’te Rusya destekli Esad güçleri 8 askerimizi şehit etti.

Askerlerimizin bulunduğu başka ülkelerin topraklarında da vurularak şehit düşen askerlerimiz oldu.

Ocak ayında Manisa’da 5.4 şiddetinde deprem oldu.

Esasen ülkemizin bir çok yerinde depremler oldu ve olmaya devam ediyor. 2020 yılında en çok iki şeyi konuştuk: Depremler ve corona virüs..

Mart ayında ülkemizde tesirini göstermeye başlayan corona virüsten dolayı bugünde kadar 11 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti.. Binlerce insanımızın ise ağır hasta olarak hastanelerde tedavisi sürüyor..

Corona felaketinin daha ne kadar süreceği ve kaç can alacağı öngörülemiyor. Bu konuda bilim ve bilim  insanları çaresiz kaldı

Devam edelim..

Temmuz ayında Rize’de sel felaketi yaşandı. Dereler taştı. Dere yataklarına yapılan binalar yıkıldı. Sivil vatandaşlarımızı ve askerlerimizi kaybettik o taşkında. Ölü sayısı hakkında tam olarak bilgi paylaşılmadı. Sayı 10-11 kadar açıklandı ama binlerce kilometre uzunluğundaki çamur deryası içinde cesedi  bulunamayanların olduğu söylendi.

Geçen hafta Cuma günü İzmir’de 6.8  şiddetinde deprem oldu.

Dün bu yazının yazıldığı saatlerde İzmir’de depremden hayatlarını kaybedenlerin sayısı 105’di.

Yüzlerce  de yaralı vardı.

Depremin 5. Günü olmasına rağmen 5 bina da arama kurtarma falayitleri de sürüyordu.Ayrıca oturulamayacak vaziyette binlerce hasarlı binanın olduğu söyleniyordu. Gene kullanılması ve içine girilmesi imkansız  olan kamu binalarının olduğu söyleniyordu.

Bu durum ölü sayısının artacağını gösteriyor.

2020’de ülke olarak felaket üstüne felaket yaşıyoruz.

Acı gerçekler suratımıza tokat üstüne tokat atıyor. Atılan her tokat acıtıyor, sarsıyor, sallıyor ve bazı vatandaşlarımızıda hastanelere ve mezarlara düşürüyor..

Gördüğümüz acı gerçek şu..

Hayatın bir tarafında  altta kalanın canı çıkıyor.

Aynı şekilde “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” çığlıkları atılıyor.

Hayatın öbür ucunda da “Vur patlasın, çal oynasın” yaşanıyor.

TV kanallarına bakın..

Haber kanalları dışında çok sayıda kanalda doğal afetler fazla önem taşımıyor. Haber kanalları ise doğal afetlerde hayatını kaybedenlerin haberlerini belli sınırlar ölçüsünde veriyor..

Daha önce yaşanan doğal afetlerde olduğu gibi,  İzmir’de yaşanan felaket karşısında  TV kanallarına ister istemez  bakıyor insan “ farklı bir şey var görebilir miyim?”diye.

Yok tabi..Yani fark yok.

Peki ne var?

Aslında hepiniz biliyorsunuz ama bizde söylemiş olalım..

Eğlence programları,

Diziler,

Anlı, şanlı,gizli, saklı ve aslında polisi ilgilendirilmesi gereken “özel hayat” programları.

Sonra..

Bol sebzeli,

Bol meyveli,

Bol balık çeşitli yemek programları.

Bizim on milyonlarca insanımızın adını bilmediği hayvan eti çeşitlerinin nasıl pişirilmesi gerektiği, nasıl yenilmesi gerektiği gibi programlar var.

Şu günlerde bile eğlence programlarında davul, zurna eşliğinde dansöz oynatılıyor.

Diziler pembe dizi modunda.. Hangi ünlü hangi ünlüden hamile, üstelik kaç aylık hamile.. Ne zaman doğuracak (Bana ne yahu ne zaman doğurursa doğursun..) Hangi ünlü sevgilisini ya da eşini kiminle aldattı.. Hangi ünlü, hangi ünlü ile yakalandı.. Karısını aldatanlar, kocasını aldatanlar. Baldızı ile iş tutanlar.. Kasık mesafesinde yırtmaçlı, yırtmaçsız etekler. Oldukça cömert  göğüs dekolteli kıyafeler. Dudak uçurtan villalarda eğlence partileri.. Dizilerdeki şirket ve holdinglerde yaşanan aşklar, ilişkiler..  Daha 10-15 yaşındaki erkek ve kız çocuklarının aşkları. Türkiye ortalamasına göre son derece pahalı  ve çok az insanın ulaşabileceği yaşam tarzları.                                                                  

Doğal afetler “Tuzu kurular’ın” ne umurunda?

Doğal afetler esasen kimin ne umurunda?

Dinle geç.

Yetkiliysen bir kaç taziye ve başsağlığı mesajı yayınladın mı, iş tamamdır.

Vicdan kaybına uğradık galiba.

Başkalarına gösterdiğimiz yakınlık ve merhameti de kendi insanlarımıza gösteremiyoruz.

Ülke olarak doğal afetler karşısında yas tutmamamız gerekirken bunu da yapmıyoruz. Eglenmeye devam.

İzmir’deki depremde 105 vatandaşımızı kaybettik. Ayrıca bu sayı her an artabilir.

Geriye kalan ne?

Her yaştan yitip giden hayatlar ve umutlar.

 “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar”

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.