Adaletsiz adaletimiz!

Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır artık bunu hepimiz biliyoruz.

Peki adalet nasıl sağlanır, adil nasıl olunur, haklı ve haksızın ayrımında adalet nasıl bir adil rol oynamalıdır işte bundan hiç birimizin haberi yok…

Yada şöyle söyleyeyim bizim adaletimiz nasıl adil olunması gerektiğini bilmiyor…

O kadar sinirliyim ki ne yazacağımı nasıl yazacağımı gerçekten bilmiyorum…

Konya’da, huzur şehri olan, hoşgörü şehri olan Konya’mızda 70 yaşında bir adam… Artık ayağının teki değil neredeyse ikisi de çukurda…

10 yaşındaki bir çocuğu taciz ediyor…

10 yaşında yaa, 10 yaşında bir çocuk…

Hayır cidden bir süre sonra beyin kabul etmiyor 70 yaşında bir adam, yetmiş, 7-0…

Ve bu ‘biiip’ adam çıkarıldığı mahkeme tarafından ‘İYİ HAL İNDİRİMİ’ alıyor…

Kafam basmıyor, çakozlayamıyorum, beynim bütün algılarını kapatıyor ve anlayamıyorum…

Dışarıda her türlü saygısızlık, pislik, hainlik yapabilirsin, her türlü karaktersiz olabilirsin ama mahkeme heyeti karşısında takım elbise giyip tıraş olursan birde efendi durursan cezada indirim alırsın öyle mi?

Ne saçma durum bu...

Hakimler tamam hukuk uygulayıcısısınız da bu sanki biraz ‘herkesten çok saygıyı hak ediyoruz, üstünüz’ gibi bir durum olarak algılanıyor bence artık…

Bu durumda Türk Milleti adına nasıl karar veriyorsunuz, mağdurların kendileri ve ailelerine saygısızlık olmuyor mu bu?

Bu nasıl bir dünya artık anlamıyorum, duyup, okuyup, görüp hiç bir şey yapamayıp ‘delirmelik’ bir ülke haline geliyoruz yavaş yavaş…

En ağır cezalarla cezalandırılması, hatta daha ileri gidersek idam edilmesi gerekirken, ‘İyi hal indirimi’ nedir gerçekten anlayamıyorum…

Gerçi sistem düzgün değil ki!...

Örnek veriyorum bir suçlu var ortada… Çok ağır bir suç işlemiş ve çok ciddi paralara sahip olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisindeki bütün Avukatların ‘Ben bu adamın savunmasını yapmam’ dediği durumda devlet araya giriyor ve bir avukatı kendi seçip ‘Sen bu suçlunun avukatlığını yapacak ve savunacaksın’ diyor…

Örneğin FETÖ elebaşı Türkiye’ye iade edilse (hiç sanmıyorum ama) kim savunur onu?...

Kimse… Ama devlet bir avukat atar ve hani gerçek bir savunma olur veya olmaz o artık bizi ilgilendiren kısmı değil önemli olan bu adama bu imkanın sağlanması…

Peki: haklısınız, yani mağdur, yani suçlu olmayan tam aksine haksızlığa uğrayan…

O zaman ne oluyor? Paranız varsa ne ala… Yoksa borç, harç bir şekilde bulup buluşturup kendinize bir avukat tutuyorsunuz, peki borç bulamadınız o zaman ne olacak…  Bu durum devleti çok ilgilendirmiyor haberiniz olsun!...

Seni savunması ve hakkını araması için bir suçlu kadar kıymet görmüyorsun devletin gözünde…

Hal böyle olunca da direk ‘adil olmayan bir adalet’ algısı oluşuyor insanda…

Şimdi dün bir olay yaşanmış Adana’da da…

20 yaşındaki bir sapık düğün evinde 3 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunurken çıplak yakalanmış…

Çıplak bir şekilde evden kaçan sapığı vatandaşlar linç etmek isterken polis kurtarmış…

Şimdi yakında bu adamında mahkemesi olacak…

Takım elbise giyip, ellerini göbeğinin altında birleştirip, başını da sol tarafa hafif yatırıp ‘pişmanım hakim bey’ dese iyi hal indirimi alır mı?

Yav bir insan nasıl bir beyinsiz olurda ‘Yine olsa yine taciz-tecavüz ederim’ der…

Elbette ki pişmanım diyecek başka ne diyecek…

‘Vuu pişmanmış, bak bak pekte efendi, dur şurada 3-5 bişeyler indirelim…’ Bence hiç yakışık almıyor…

İnternet sitelerinde dolaşanlar mutlaka okumuşlardır Amerika’daki kardeşinin ölümünü canlı yayınlayan kızın aldığı cezayı…

Sosyal medya hesabında canlı yayın yaparken kaza yapan ve bu esnada canlı yayını kesmeyen ve kardeşinin ölüm anını da ‘kardeşim öldü’ diyerek duyuran 18 yaşındaki genç kadına 6 yıl 4 ay hapis cezası verildi…

İlginç değil mi?

SUYUMUZA SAHİP ÇIKALIM

Güney Afrika'nın Cape Town kenti, modern çağda içme suyu tükenen ilk büyük kent olmuş.

Ancak Cape Town yalnız değil,

Yapılan uzman araştırmalarına göre de dünyada su talebi 2030 itibariyle aralarında İstanbul'un da bulunduğu 11 büyük kent su kıtlığı uyarısı yapılan yerler arasında.

Konya?...

Konya ne durumda?

Biz Konyalı olarak ne durumdayız?...

Ben söyleyeyim bu konuda maalesef bilinçsizliğin en dibindeyiz…

Neden mi?

Millet içme suyu bulamazken, biz suyu maalesef zeytinyağı niyetine kullanıyoruz.

Tatlı suyun neredeyse her sokakta çeşmelerden aktığı Konya’da maalesef bu suyu içmenin haricinde her şeyde kullanıyoruz. Hatta araba bile yıkıyoruz tatlı suyumuzla…

Vatan konusunda ne kadar hassassak bu konuda da o kadar bilinçsiziz maalesef…

Yapmayalım bunu… Allah’ın suyu diyerek heba etmeyelim, belediyelerimiz, KOSKİ’miz bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyor, tasarrufu, tasarrufun önemini, tasarrufun nasıl yapılması gerektiğini bir çok şekilde bizimle paylaşıyor…

Bizimde yapmamız gereken bu konularda daha dikkatli olmamız…