Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2447.9
  • BIST
    9918.37
  • BTC
    63898.8$

15 TEMMUZ’UN KONYA’SINDA AKLIMA YİNE DELİ ŞEYLER GELİYOR

16 Temmuz 2022, Cumartesi 00:00

Bu yüce millet bir 15 Temmuz’u daha geride bıraktı.

15 Temmuz sabahı gazeteye gelir gelmez sadece Konya’daki dostlar ile değil vallahi İtalya’da Venedik’te yaşayan dostlarımız ile dahi yazışıyorduk.

Bu yazışmalar arasında bir üniversite hocamız günümüzde kullanma suyundan tutun içme suyunun dahi pahalanmasından şikayet ederken şöyle yazıyordu;

“Suda Haziran faturaları ile Temmuz arasında muazzam fark var.

Senin Başkan bir güzellik yapmış anlaşılan bizlere

Artık kirlenmiyoruz ki yıkanalım.

Arabalar garajlarda.

Dışarıya çıkamıyoruz biblo gibi oturuyoruz.

İnsanlıktan çıkmamız icap ediyor fakat şu zamlarla.

Arabaya binip gitsek gezsek de kirlenip gelip yıkansak

Biblo gibi oturduk evlere.

Klozeti de artık ekonomik su harcayan bir şeyle değiştirmeli.

Yani dünyanın su kaynaklarına verdiğimiz zararı düşünmüyoruz.

Suya zam gelince çevreci kesiliyoruz.

Bizden olmaz….

Su ucuz olsa bunların hesabını bilmeyiz bak.

Yani buradan ne çıkarıyoruz?

Senin Başkanın gerçekten universal çapta birisi.

Yaptığı bu son zamla hepimizin içindeki çevreciyi çıkaracak.

Kendisine teşekkür ediyor, yeni zamlarını bekliyoruz.

Ama abartmasın.

SU KAYNAKLARI AZ OLDUĞU İÇİN SUYA GİRENE ÖLÜM DİYEN CENGİZ YASALARINI UYGULAMASIN”

………….

Hocamızın sitem dolu cümleleri arasında son cümle çok hoşuma gitmişti.

Moğolların sözlü hukuk kanunu yasası ne idi ki?

…………

Son cümlenin üzerine hemen atladım ve hocamdan Cengiz Hanın sözlü yasaları ile birkaç örnek daha alarak yeni bilgiler edindim.

Mesela;

“Akan suda yıkanan veya giysilerini yıkayanın cezası ölümdür

Elleri suya daldırmak yasaktır, su almak için kap kullanılmalıdır

Kim suyun içine pislerse cezası ölümdür”

…………..

Güzel değil mi?

Devam edelim o zaman;

“Giyilmekten iyice yıpranmadığı sürece elbiseleri yıkamak suçtur

Çalıntı bir at bulunduran kişi, onu sahibine iade etmeli ve aynı türden dokuz at eklemelidir.

Cezayı ödeyemezse, atların yerine çocukları alınır, çocuğu yoksa kendisi koyun gibi kesilir.”

…………..

Helal olsun vallahi.

O zaman devam;

“ZİNA EDEN, EVLİ OLUP OLMADIĞINA BAKILMAKSIZIN ÖLDÜRÜLECEKTİR.”

…………

Devam;

“Yolcu, yemek yiyen bir topluluğun yanından geçtiği zaman, izin istemeden onlarla birlikte yemek yemelidir ve onu bu konuda yasaklamamalıdırlar.”

………….

“Bir araba tekerleğinden kısa olanlar savaşta öldürülemez.”

…………………

“Bir mezhebe tercih göstermek veya bir kelime vurgu yapmak yasaktır.”

…………

“Biriyle konuşurken, ona adıyla hitap edilmelidir unvanıyla hitap etmeyin.

Bu, Han'ın kendisi için bile geçerlidir”

…………..

Dün sabah hocamız ile yazışmamız vallahi benim için çok faydalı oldu.

Hocama da teşekkür ettim.

Bilmediğim yeni bilgileri de sizlerle paylaşmak istedim.

Katı, gaddar, insafsız… adına ne derseniz deyin.

Bizim vatan hainleri içinde acımasız olmamız gerekir diye düşünüyorum.

BİLGİ EDİNMENİN YAŞI YOK

DERKEN SAĞLIKTAKİ SİSTEMDE

DOĞRU YOLDA GİDİYORUZ(!)

Siz değerli okurlarımıza ve dostlarımıza her gün dua ediyorum.

Her gün teşekkür ediyorum.

“SİZ OLMAZSANIZ BEN OLMAM” diye de her yerde her zaman yüksek sesle söyleyip yazıyorum

Bakın bayram sonu yazdığım konuya bir dost hekimimiz şöyle açıklama getiriyordu;

“Uğur abicim öncelikle bayramını kutlamak istiyorum

Hala köşe yazılarını bağımlı olarak okuyorum sayfaya yorum yapmak istedim

Sayfa yenilendi yazdıklarım kayboldu vs… derken nöbet çıkışı bu bilgiyi sizinle paylaşmak istedim

13 Temmuz tarihli yazınızda “Bayramın üçüncü günü ilaçsız kalan yaşlımızdan” bahsetmişiniz.

SORUNU EN SON SATIRDA BULACAKSINIZ

Dünyanın hiçbir yerinde kronik hastalıklar için devamlı ilaç kullanan hastalar ilaçsız kalmaması için uzman doktor nöbet tutmaz.

Bu poliklinik hizmetidir.

Konya Numune Hastanesinde nöbetçi uzman doktor yok mu? 

(Ben numunenin başhekimi ya da avukatı değilim)

Ama biliyorum ki 7/24 dahiliye, Kardiyoloji, genel cerrahi, beyin cerrahisi, göğüs hastalıkları, anestezi ve acil tıp uzmanı nöbet tutar.

Bu hekimlere poliklinik yap ilaç yaz derseniz ne olur biliyor musunuz? 

Gece kalp krizi ile gelen hastaya anjio yapacak kardiyoloji doktoru (ki hastanın günün hangi saati kalp krizi geçirip geleceği belli olmaz bu yüzden nöbet tutuluyor. )

Acil olan hastaya anjiyo yapmaya giden, o sırada İlacı yazmadan giden kardiyoloğu döverler.

İlacımı yazda öyle git diye …

Acile gelen hasta bu branşlarda sorunu varsa uzman görür, gerekli tedaviyi düzenler/ müdahaleyi yapar.  Nöbet bu sebeple tutulur.

Gelelim amcanın ilacına

SGK PARA MUSLUKLARINI NASIL KISACAĞINI BİLEMEDİĞİ İÇİN KRONİK (SÜREKLİ İLAÇ KULLANAN) HASTALARA EZİYET ETMEYİ BİR ÇIKAR YOL OLARAK GÖRÜYOR.

Zira bu bahse konu yaşlımız BİR KUTUDA OLSA CEBİNDEN ÖDEYİP ALMAK ZORUNDA KALMIŞTIR.

SGK da bir kutu ilaç parasından kar etmiş olacak.

Mesela bahse konu yaşlımız nöroloji hastası ya da kardiyoloji hastası ise bu branşların birçok ilacını diğer doktorlar yazdığında ödemiyor.

Sadece pratisyen için geçerli değil yasak.

Birçok tansiyon ilacını sadece kardiyologlar yazarsa ödeniyor.

Birçok psikiyatri ilacını psikiyatristler yazabiliyor.

İşin daha ilgincini ifade edeyim size

HEKİMLERE YÖNELİK SGK NI BİR TEBLİĞİ YOK ŞU İLACI YAZABİLİRSİN ŞU İLACI YAZAMAZSIN DİYE.

Bizler eczanede ödenmeyince haberdar oluyoruz.

SGK tarafından ödenecek reçeteye neyi yazıp neyi yazamayacağımızı eczaneden öğreniyoruz. 

Birde hasta ile karşı karşıya geliyoruz

Adam eczaneye gidiyor.

İlacı alamıyor.

Geri gelip bir hışımla doktora kızıyor “NİYE YAZDIN ÖDENMEYEN İLACI“ diye.

Haklı mı bence de haklı vatandaş

SGK bize bunu neden tebliğ edemiyor?

SGK nın “Pratisyen yazarsa ödemem“ dahiliyeci yazarsa ödemem, kardiyolog yazarsa öderim” dediği ilacı yazma yetkisini.

Bize yani hekimlere ilaç yazma tedavi düzenleme yetkisini veren “Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun” hepimize eşit olarak vermiş.

Ama SGK ödemem diyor.

Çözüm önerim çok basit.

SGK ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL GÜNÜ YAZILAN REÇETELER ÖDENİR DİYECEK.

Zaten sistemde hastanın elinde kaç ilaç var görebiliyor.

Hasta bunu kolaya kaçmak için acile yazdırdı ise ödemeyecek.

SGK nın da arkasına saklandığı (RİSKLİ İLAÇ UZAMAN YAZSIN) mantığını da sağlamış olur.

Pandemide 6 ay 1 yıl ilaç kullanım raporlarının süresini uzatarak, hatta hekim reçete etmeden direk eczaneden ilaçları vererek bu riski aldılar.   

……………..

Bu millet tanka tüfeğe uçağa göğsünü açarken korkmaz.

Sesi çıkmaz.

Üzülmez.

Ama şu tavanlarda çatılarda gezdiğimiz sağlıktan şu aşağılarda sürünüyoruz yaaa.

Bu iş yine kaldı Reisin talimatına.

Değilse anlaşılan biz yine 70- lerde ki gibi 80 lerde ki gibi alçak sürünmeye devam edeceğiz.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bir kibrit ormanı bir kibir ameli yakar

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yeni ve hızla çoğalan bin bin sürücüleri de trafik kuralına uydukları zaman daha iyi ADAM oluruz

 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Vatandaş
    17-07-2022 11:45

    Havalanları ve YHT Gar girişlerinde cihazlarla güvenlik kontrolü yapılırken, Anahat - Bölgesel ve Banliyö tren Gar'ları ile Şehirlerarası otobüs terminalleri-Otogar'larda cihazlarla güvenlik kontrolü neden yapılmaz? YHT ve UÇAK ile seyahat eden insanlar diğer insanlardan daha fazla mı değerlidir? AVM girişlerinde cihazlarla güvenlik kontrolü yapılırken, Form Pasajı, İdmanyurdu Çarşısı, Saray Çarşısı, Kırmızı Çarşı, Bedesten vb. girişlerinde cihazlarla güvenlik kontrolü neden yapılmaz? AVM lerden alışveriş yapan insanlar daha fazla mı değerlidir? Havaalanları dışında İstihdam yaratmanın ötesine geçmeyen cihazlı veya cihazsız güvenlik kontrollerinin bir faydası olduğuna inanmıyorum. Hastanelerde doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet hareketlerinin mevcut güvenlik uygulamalarına ek olarak cihazlı güvenlik kontrolleriyle önüne geçilmesini hedefleyen idarecilerin (Bakan dahil) bu eylemlerinin, güvenlik cihaz satıcılarını zengin etmek ve birilerine daha köşe döndürmeye çalışmaktan öteye gitmeyeceğine inanıyor ve kınıyorum.

  • yorum avatar
    Ertunç
    16-07-2022 19:34

    Sevgili Uğur abiSenin büyük Uğur abi ile hukukun var sanırım. Verdiğimiz vergilerden İstanbul’da Saray sergileri yapılıyor bit şey diyemiyoruz ama her aileye kişi başı aylık birer ton bedava hemşeri suyu versede millet hem rahat rahat tadili etkanına göre abdest alsa hemde otobüste tramvayda milletin burnunun direği sızlamasa. Buna vergi mükellefi olarak rızam vardır. Sevabıda varsın giysin iki Uğur un olsun. Kültür merkezini şarkıcılara bedavadan az pahalı ama elektrik parasından ucuz kiralamaktan daha çok sevaplı bir iş. Saygılar…

  • yorum avatar
    ferdi beğen
    16-07-2022 11:31

    bu ülke 2 büyük fırsatı kaçırdı.bunları alnının akıyla yapsa bu gün çok farklı bir yerde olabilirdi.İlki sulandırılan ergenekon davalarıdır ki devlet içerisindeki mafya yapılanmasını ve uzantılarını temizleme fırsatıydı.ama herkesi sepete atıp davaları içinden çıkılmaz hale getirdiler.sonrası fetö denen devleti ele geçirme projesiydi.buda sulandırıldı ve bedelini çaycıya çorbacıya ödettiler.fetönün piramidinin en tepesi yurtdışına kaçtı diğerleri paranın gücüyle aklandı suçun bedeli ise altda kalana çıktı.birde siyasiler varki onlar terfi etti daha iyi yerlere getirildi.işin özü ülkemiz çok daha demokratik çok daha refah seviyesi yüksek bir ülke olma fırsatını böylece kaçırdı.devlet bu iki örgütle hesaplaşsa ve bünyesini temizlese idi eminim çok daha iyi noktalara gelecektik.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.