Konya
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2393.5
  • BIST
    10276.88
  • BTC
    63318.431$

Yüreğimiz 7.7’le Sarsıldı

07 Şubat 2023, Salı 00:07

Kahramanmaraş Pazarcık'ta saat 4.17'de 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 7 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem yaklaşık 30 saniye sürdü. Deprem; Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Malatya ve Hatay'da da yıkıma neden oldu.

Üzerinde yaşadığımız yerkabuğu ya da diğer adıyla litosfer, dış biçimini ve iç yapısını sürekli olarak değiştiren canlı bir varlık gibidir. Hızlı veya yavaş olarak gelişen hareketleri içinde besler. Bizler, günlük yaşamımızda bu hareketliliğin ve değişikliğin büyük bir bölümünden haberdar olamayız.

Kıta oluşturan hareketler olarak tanımlanan sürekli ve yavaş hareketlerin büyüklüğü yılda I-10 mm kadardır. Yüzbinlerce, milyonlarca yıl sürmektedir. Ancak insanlar tarafından dehşetle duyulan ve saniyelerle ölçülecek süreler içinde gelişen hızlı yerkabuğu hareketleri vardır ki bunları da deprem olarak adlandırıyoruz. Yani yeryüzünde duyulan ve kökeni doğal nedenler olan yer sarsıntılarına deprem veya zelzele denir.

Depremin büyüklüğü ise kırılan yüzeyin büyüklüğünü, ve dolayısıyla ortaya çıkan enerjinin düzeyini belirten bir ölçüdür. Örneğin M=2.0 büyüklüğünde bir deprem, yeryüzünün derinliklerinde yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğünde bir kırığın meydana geldiğini gösterir. Büyüklük bir birim artarsa, yani 3.0 büyüklüğünde bir deprem oluşmuş ise, yaklaşık 10 futbol sahasına eşit bir alanın kırılmış olduğu anlaşılır.

Türkiye, yıllardır birçok depremle karşı karşıya geldi. Bu depremlerden kimileri yıkıcı olmazken, kimileri can ve mal kayıplarına sebep oldu.

Türkiye'deki en büyük deprem, 26-27 Aralık 1939 tarihinde, 7.9 büyüklüğünde Erzincan’da gerçekleşti. 52 saniye süren depremin ardından 32.962 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 100.000 kişi de yaralandı. Oluşan deprem neticesinde 116.720 bina yıkıldı. Dünyanın büyük depremleri arasında sayılan bu deprem Türkiye'nin en ciddi deprem felaketlerinden birisi olarak tarihe geçti.

Kocaeli Gölcük'te 17 Ağustos 1999'da meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremde 17 bin 840 kişi öldü, 43 bin 953 kişi yaralandı. Gölcük depremi yaklaşık 45 saniye sürdü ve Türkiye'nin deprem geçmişinde "en uzun deprem" olarak biliniyor.

Düzce'de 12 Kasım 1999'da 7,2 büyüklüğündeki deprem 30 saniye sürdü. Birçok ilde etkili olan deprem, Ukrayna'dan bile hissedildi. Söz konusu depremde 894 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 679 kişi yaralandı ve binlerce kişi evsiz kaldı.

Van'ın Tabanlı ilçesi merkezli 23 Ekim 2011'de 7,2 büyüklüğündeki deprem 25 saniye sürdü ve 601 kişi öldü.Son yıllarda meydana gelen sarsıntılar arasında yer alan 2020'deki Elazığ depreminde 44 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. 30 Ekim 2020'de İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 6,6 büyüklüğündeki depremde 117 kişi yaşamını yitirdi, 1034 kişi yaralandı.

Son olarak Kahramanmaraş Pazarcık'ta saat 4.17'de 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 7 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem yaklaşık 30 saniye sürdü. Deprem; Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Malatya ve Hatay'da da yıkıma neden oldu.

Her gün unutulan gerçek: Türkiye deprem ülkesi

Deprem Bölgeleri Haritası’na göre, yurdumuzun %92’sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98’i ve barajlarımızın %93’ünün deprem bölgesinde bulunduğu biliniyor.

Son 58 yıl içerisinde depremlerden, 58.202 vatandaşımız hayatını kaybetti, 122.096 kişi yaralanmış ve yaklaşık olarak 411.465 bina yıkılmış veya ağır hasar gördü. Sonuç olarak denilebilir ki, depremlerden her yıl ortalama 1.003 vatandaşımız ölüyor ve 7.094 bina yıkılıyor.

Ülkemiz dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerinde yer alıyor. Ülkemizin, karmaşık jeolojik yapısı ve jeodinamik konumundan dolayı çok sayıda aktif fay bulunuyor.

Türkiye Diri Fay Haritası ’na göre ülkeyi boydan boya kat eden Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu, Marmara ve Ege bölgeleri ile ülkemizde deprem riski en yüksek olan alanlar.

Eğitim, eğitim, eğitim …

Doğal afetler hakkında farkındalık oluşturmak, doğal afetler öncesinde alınabilecek önlemler ve doğal afetlerin ardından yapılması gerekenler hakkında bilgi sahibi olmak için ise afete hazırlık ve müdahale eğitimi oldukça önemli.

Türkiye’nin kaçınılmaz bir gereceği olan 'deprem tehdidi' varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bu tehdit karşısında ise alınması gereken önemlerin en başında güvenli bina yapımı yer alıyor.

Depremleri önlemek olanak dışıdır. Ancak günümüzde bilinçli ve etkili yöntemler ile deprem hasarlarının azaltılması mümkün olmakta, depremler ile yaşamak zorunda olan ülkelerde bu doğrultuda büyük çabalar gösterildiği ve başarılı sonuçlar alındığı biliniyor.

Depremlerden gerekli dersleri çıkarmalı, yasa ve yönetmeliklerin yaptırım ve uygulama koşullarına hep birlikte uymalıyız. Arazide dere yataklarını, heyelan alanlarını korumalı, buralara bina yapılmasını engellemeliyiz.

 Kentsel dönüşümü en iyi şekilde değerlendirip güvensiz ve düzensiz yapı stoklarından kurtulmalıyız. Aksi halde meydana gelen afetler yalnızca hatıralarda kalan tarihsel vakalardan ibaret olur. Denetimi iyi yapılmış, yapının her aşaması mühendislik hizmeti almış, sağlam binaları yaşam yuvalarımız olarak seçelim.

İnsanı deprem değil, insan eli ile yapılmış çürük binalar öldürür.

Geçmiş olsun Türkiye’m

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.