Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63098.151$

VAHŞETLER BİTMİYOR

22 Aralık 2018, Cumartesi 08:27

Her gün yeni bir vahşet haberleri ile irkiliyoruz. İnsanlığımızdan utanıp yerin dibine giriyoruz. Bunlara sebep olanlara bir şey yapıyor muyuz bundan emin değilim. Adil davranıp adaletli cezalar alıyorlar mı derseniz benim kendi şahsımın fikri hayır. Tabi adalet neye hükmetmiş neyi uygun görmüş oralara diyecek sözüm yok. Sonuçta ülkemizde Adalet Mülkün Temelidir…

Daha birkaç gün önce ülkemizi ayağa kaldıran vicdanları hoplatan bir psikopatın masum bir canlı olan papağana (Bahtiyar ) yaptığı eziyetler yetmezmiş gibi birde kayda alıp yayınlamasının ardından kısa bir süre geçmişti ki tekrar bir vahşet haberi ortaya çıktı. Çıkan bu haber papağanın hayatını kaybettiği günden bir gün sonra yani sadece sayılı saatlerin ardından patlak verdi.

Bu vahşet Antalya da yaşandı. Bir ve üç yaşında ki iki erkek çocuğun annesi yirmi yaşında ki bir kadın tüm vicdansızlığı sergileyen. Öğrenilen bilgilere göre otuz yaşında olan eşi kadını terk edip Muş’a gitmiş. Bu durumu kabullenemeyen psikopat kadın iki küçük çocuğa şiddet uygulamış aynı zamanda bu şiddet anlarını da cep telefonu ile kaydetmiş. Çocuklara sürekli vuran ve aynı zamanda eşine seslenen kadın, senden intikamımı böyle alırım, bak çocukların nasıl ağlıyor, ne yemek yediler ne altlarını temizledim,bak ben gelince nasıl korkuyorlar, bunları ben değil babanız size yapıyor,görüyor musun bunları benimle iyi geçineceksin yoksa intikamımı böyle alırım, seni tehdit ediyorum seni öldürürüm gibi cümleler de söylüyor. Olay kadının bu görüntüleri eşine ve ailesine göndermesiyle ortaya çıkıyor. Irakta bulunan dede görüntüleri polislere izletiyor, emniyet güçleri de bu görüntüleri ihbar kabul ederek harekete geçiyor. Polislerin evde bulamadığı kadının ve çocukların hastanede olduğu bilgisine ulaşılarak hastanede göz altına alınan kadın ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılıyor. İki küçük kardeş ise kadının elinden alınarak sevgi evlerine yerleştiriliyor. Şuan çocuklar güvende olsalar da bu tramvayı nasıl atlatacaklar ya da hayatları nasıl şekillenecek bir belirsizlik içindeler. Asıl mesele bu kadın adaletin karşısına ne zaman çıkacak ve aldığı ceza ne olacak. Gerçekten adalet yerini bulacak mı. Umarım adaletli bir adalet ile yargılanır ve en ağır cezayı alır.

Bir anne evlatlarının kokusuna ömrünü verirken, ufacık yaralarını öpüp koklayıp iyi ederken bu kadın ne şimdi. Bu da mı anne? Annelik sadece doğumdan ibaret mi? Bu soruların çok basit bir cevabı var aslın da. Bu kadın anne değil. Bu kadın bebeğin gelişimi için bedeni kullanılmış, beynine ambargolar koyularak gelişmemiş, bedensel olarak insanlığın içine bürünmüş olsa da ruhen hayvan dediğimiz o güzelim canlılar kadar bile olamamış bir embesil. Hakaret etmek istemiyorum ama hakaret etmeden de bu canlıyı tarif edemiyorum. Bir anne böyle olamaz, olmalı, olmaya da hakkı yok.

Anneler cennet kokar, anneler hep güler, anneler kızsa da dövse de bağrına basar öper, koklar, anneler çocuğu iyi olduğu zaman iyi olur, anneler çocukları yemek yiyince şükür tokuz der,anneler önce çocuklarını giydirir önce çocuklarını uyutur, önce çocukları önceleri olur. Anneler çocukları için var olu, olmayanı var güçleriyle oldurmanın yolunu bulur. Anneler karşılıksız, katışıksız olursa anne olur. Annelik kanguru gibi kesesinde bir çocuğu dokuz ay taşımakla değil ölünceye kadar yüreğine basmakla olur. Her doğum yapan anne değildir ama her doğan çocuktur.Her çocuğun anne sevgisi ile büyümesi en büyük duam, en büyük duama ise en büyük aminimdir. Çocuksuz annelik olur ama annesiz çocukluk asla, çocuklar annesiz kalmasın annesi olmayanlara anne yokluğu yaşatılmasın. İnsanlık bununla başlasın insanlığa, vicdanlı olmaya, var olmaya…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.