Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    62799.054$

“ÜZÜMÜ YE BAĞINI SORMA” “BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR” DİYE DİYE GALİBA HIRSIZ MİLLET OLDUK

01 Kasım 2022, Salı 00:00

Dün güne dahası pazartesi gününe yeni bir haftaya ne kadar da enerjik ve heyecanlı başlamıştık.

Öylesine dolu dolu gündemlerimiz vardı ki.

Kendi kendimize “Bu kadar programı nasıl yetiştireceğiz?” diye düşünüyorduk.

Düşünüyorduk ama sizlerden gelen fotoğraflar bilgiler ile bir anda Müslüman Türk milleti adına dünyamız yıkılıveriyordu.

Bende bir gariplik mi vardı?

Geçtiğimiz hafta içerisinde Aydınlar Ocağı’nda Sayın Doktor Mustafa Güçlü’nün davetlisi olarak KONYASPOR-İDMANYURDU birleşmesini, birleşmenin öncesini sonrası yaşadıklarımla dilim döndükçe anlatmaya çalışmıştım.

Program bitince bizi dinleyen değerli büyüklerim tek tek tebrik ediyorlardı.

O arada yanımıza yaklaşan Yusuf İnanç abimiz ile benim için çok değerli olan büyüklerimden Mustafa Çelepçi abide geldiler.

Beni tebrik ettiler.

Mustafa abi kulağıma eğildi ve “Bu kadar acı ve gerçekçi konuşma.

Ben hala ümit var olmak istiyorum” deyiverdi.

Acı gerçekleri dile getirmek gerçekten kötü bir şey(!).

Bunun farkındayım.

Çirkinlikleri, kötülükleri, siyah kareleri, dile getirmek yazmak hiç kimsenin hoşuna gitmiyor.

Özelliklede siyasiler ile şehri yöneten bürokratların

Bu yüzden de belki insanlar bizimle samimi olamıyorlar.

Çünkü eskiden her doğru her yerde söylenmez diyorlardı ama şimdi geldiğimiz noktada doğruların hiçbir ortamda söylenmemeli noktasına geldik.

Peki bunları kim söylemeli?

Kim dile getirmeli?

Hakaret etmeden yasaları çiğnemeden bindiğimiz Belediye otobüsünün içini, yürüdüğümüz kaldırımın caddenin durumunu kimseye söylememeli miyiz?

Bizde üç maymunu mu oynamalıyız?

O zaman biz kendimize niye gazeteci(!) diyoruz?

Niye burada her gün sadece yerel yazmaya çalışıyoruz?

Bunca okurumuz insanımız bize niye güveniyor?

Biz nerede hata yapıyoruz?

Bu mesleğin vebali yok mu?

Tamam, okurumuza karşı sorumluluklarımız var.

Bize ulaşan insanlara karşı yükümlülüklerimiz var.

Ya mesleğin vebali(!)

…………..

Bakın sabahın köründe bir okurumuzdan gelen fotoğraflara bakar mısınız?

Ve okurumuz bakın bu fotoğraf karelerinin altına ne diyordu

“Abicim bu milletin hali ne olacak?

Geçici atık toplama kutularını bile kilidini kırmışlar.

Bizi bu hale kim getirdi?

Burası kültür parkın karşısındaki otoparkın altındaki yer”

………………

Allah aşkına kilidini kırarak çaldıklarımıza bir bakar mısınız?

Bu açlıktan mıdır?

Bu yokluktan mıdır?

Yoksa bu çalmanın yasal ve mubah olduğu zihniyetinin en alt durumu mudur?

Kuldan utanma yok.

Allah’tan korkma yok.

Eeeee.

Biz nasıl bu hale geldik?

Neden?

Niye?

Biraz aykırı olduğu için sevilmeyen bir Mustafa abim var.

Geçen gün bize şunu göndermişti

“JAPON ATASÖZÜ

Senin değilse alma

Doğru değilse yapma

Gerçek değilse söyleme

Bilmiyorsan sus”

…………

BİZİM ATASÖZLERİMİZ

Bal tutan parmağını yalar

Devletin malı deniz yemeyen domuz

Komşuda pişer biz e de düşer

Üzümü ye bağını sorma”

…………………

Ben hala atalarımızın bizi bu hale getirdiğine inanmıyorum,

İnanmak da istemiyorum

……………..

BİZİM OKURUMUZ UNUTMAZ

Geçen sene 11 Ekim’de Kültür Müdürlüğünün yeni binanın kapısının kırık olduğunu fotoğraflayıp bize gönderen (Bizde bu durumu bu sütunlarda yazmışız) okurumuz dün yine aynı kapının fotoğraflını bize gönderiyordu


Ve “Tamir etmemişler, çiçekle kapatmışlar”

……………

Bizim okurlarımızda tıpkı bizim gibi.

Taktılar mı takıyorlar.

Ama haksızlar mı?

SORUMLULUK SAHİBİ

VATANDAŞIN KADERİ

HEP CEZALANDIRILMAK!

Mail yolu ile tanıştığımız bir okurumuz bakın AF konusunda bizi nasıl destekliyordu;

“Uğur bey,

Cumhuriyet Bayramımızı tebrik ederek bir konudaki fikrimi ifade edeceğim.

Konu ne;

AF,

Biz devlet olarak bu af kelimesini gündemimizden düşürmediğimiz zaman biz hiç bir zaman nizam içinde hayatımızı millet olarak düzene sokamayız

Her türlü ceza, vergi, eğitim, ticari v.b hayatlarımızı kurallar içinde yönetemeyiz.

Nasıl olarak AF AF AF çıkacak takma kafanı öderiz yaparız geçeriz

Bunu devlet olarak bizler vatandaşlar olarak artık yaşamımızdan yönetimimizden çıkarmalıyız

Çıkmadığı müddetçe sıkıntılarımız devam eder

AF gündeminde olmayan her türlü sorumluluğunu zamanında yerine getiren vatandaşlarımızın suçu nedir?

Bu vatandaşlarımızı enayi yerine koyuyoruz hiç yakışmıyor ayıp ediyoruz

İnşallah AF kelimesini millet olarak dilimizden düşürmeliyiz

Bir konuda daha bir gözlemimi ifade edeceğim

Konya olarak biliyoruz Meram Tıp fakültesinin yol park bahçe sorunları var

Hiç değilse dışarıya konulan kanepelerin üzerine yağmurluk, güneşlik yapılabilir hasta yakınları biraz olsun sıcaktan yağmurdan korunmuş olur

Fakülte yönetimi mahalli idare bu konuyu en kısa zamanda sonuca ulaştırır.

Köşenizde yer vereceğinizi umar kolaylıklar dilerim

Allaha emanet olun

Selam dua ile

Muammer Yıldız”

…………

“BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ

MİLLİ BAYRAMLARDA

NİYE MESAJ ATMAZLAR?”

Yeni emekli olan bir bürokrat abimiz aradı.

Çocuğu İstanbul’da olduğu için İstanbul kart almış.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda da kendisine Ekrem İmamoğlu’ndan Bayram kutlaması gelmiş.

Bu abimiz bizi aradı ve özetle şöyle diyordu;

“Bizim Belediye Başkanlarımız Milli Bayramlara karşılar mı?

Dini Bayramlarda kandillerde sağ olsunlar hep kutlama mesajı atıyorlar,

Peki Milli Bayramlarda niye mesaj atmıyorlar.

Acaba Milli Bayramı kutlamak bizim güzel başkanlarımızın ağrına mı gidiyor?”

Dedikten sonra dün yapılan bir program için atılan mesajı da etiketliyordu.

………………

Bence bizim Bakanlarımız Milli Bayramlara karşı değiller.

Eğer gerçekten böyle bir durumum varsa bayramda mesaj atmayı unutmuşlardır dişünüyorum.

SAHİBATA’DA Kİ BU TEMEL

KONYA’NIN KADER ÇİZGİSİDİR

Dün Meram Belediyesi’nin Sahibata Mahallesindeki Şükran Kentsel Dönüşümünün 2. Etabının temel atma töreni vardı.

Bu temel öyle belediyelerimizin her hafta attıkları temelden çok farklı bir temel idi.

Buraya ikinci gelişimdi.

İlk tanıtım programına da kulakları çınlasın Fatma Toru Hanımefendinin daveti ile gelmiştim.

Taaa o zamanlardan buraya el atmak akıl alacak bir iş değildi.

Cesaret ister.

Hatta mangal gibi bir yürek isterdi.

Ve o gün tanıtımı yapılan alanda dünde temel atılıyordu.

Şükran mahallesi biz görürüz görmeyiz ama Konya’nın kader projelerinden birisidir.

Şükran mahallesi demek sadece bizim bildiğimiz bir mahalle demek değildir.

Türbe önünden Larende’ye, Zafer’den Alaaddin Tepesinden Anıt’a kadar gidecek olan dev ve hayal dahi edilemeyecek bir projedir.

Bu akıl almaz projenin görünmeyen mimarları da var.

Mesela bu noktada Bakan Murat Kurum’un gücü asla unutulmamalı.

Uğur İbrahim Altay’ın ufku vizyonu unutulmamalı.

Mustafa Kavuş’un projeye sahiplenmesi ve ısrarla inatla sürdürmesi unutulmamalı.

Ve tabii ki AK Partinin Ankara Konya ayakları Hasan Angı ve teşkilatların bir bütünlük içerisinde hareket etmeleri yeni yüzyılda Konya’nın kaderini şeklini değiştirecektir.

Bu tarihi proje için kim parmağını oynattı ise Allah ondan razı olsun diyoruz.

Ben bu projeyi daha burada çok yazarım haberiniz olsun.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Eşit davranarak değil, hakkını vererek ”adil” olunur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?         

İnsanların arkasından söylemeden bildiklerimizi ya da bildiğimizi sandıklarımızı yüzlerine söyleyebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Fahrettin
    01-11-2022 22:05

    Şükran mahallesinde yaptığı proje ile bir vizyon ortaya koyan Fatma hanımın verdiği emekleri takdirle karşılıyorum.Şehrimize değer katan böylesine büyük ve zor projelerin mimarı olan isimleri bu şehir unutmaz.

  • yorum avatar
    Ertunç
    01-11-2022 12:07

    Fatma Toru oranın temelini atmıştı ama canları sağolsun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.