Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63098.151$

Türklerle Haçlılar Dost Olamazlar

25 Haziran 2021, Cuma 09:03

Kelile ve Dimneisimli çok güzel bir eseri olan Hintli Filo­zof Beydaba şöyle der: "Anayı babayı kader tayin eder. Fakat dost seçilir."

İlmin milleti olmaz. Bizim Peygamberimiz buna işaret için: "İlim Çin’de bile olsabu­lup alınız. İlim müminin yitik malı­dır. Nerde bu­lursa alsın..."(1)  buyurur. Biz Batının il­mine,  irfanına, fennine ve tekni­ğine karşı değiliz. Bün­yemize adapte ederek bun­ların hepsini alalım ama,  onların dostluğuna güve­nerek ayaklarına gidip teslim olmayalım. Çünkü onların zihin altında bu tarihi kin ve adavet olduğu müddetçe onların bize dost olması, mümkün görünmüyor. Tarihten ve günümüzden verdiğimiz çarpıcı misaller her halde bu tezin doğruluğunu is­pata yeterdir. Zaten onlara göre dost; menfaat demektir. Onların mabudu para, mabedi bankalarıdır.

Şöyle bir hikâye anlatılır. Yılanın biri bir insana gelip der ki; “Bir viranede büyük bir define tespit ettim. Ben her gün oradan ağzımda sana bir altın getireyim. Sende bana bir tas süt ver.” Adam oynaya zıplaya kabul eder ve kısa bir süre içinde zengin olur. Fakat bir gün bir yere gitmesi icap eder. Hırs bu ya,  altınlardan da olmak istemez. Yerine yılanın da okeyini alarak oğlunu görevlendirir. Fakat çocuk yılanın o ürperti veren yü­zünü görünce heyecanlanır ve elindeki süt kabını düşürüp yıla­nın kuyruğunu acıtır. Yılan da can acısıyla çocuğu sokup öldü­rür. Adam dönüşte durumu öğrenir, üzülür ama harisliği baskın çıkar ve yılana; “Olan olmuş üzüldüm ama, dostluğumuzun bozulma­sını da istemem. Anlaşmamız aynen devam etsin” de­yince yılan şu manidar cevabı verir: “Sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı olduğu müddetçe biz artık dost olama­yız.”

Bunu söylerken de Avrupalıların tamamı kötü, fanatik, radi­kal, bağnaz… Hepsiyle kötü olalım, topu tüfeği elimizden hiç düşürmeyelim, devamlı onlarla savaş halinde olalım… mana­sına değil. Elbette her milletin iyileri de vardır, kötüleri de. Ço­ğunluk hangi tarafta ise o, onlara sıfat olur iyi veya kötü. Cum­huriyet tarihimizin meşhur gazetecilerinden, üstelik Selanik menşeli gazeteci Ahmet Emin Yalman bile bunu itiraf ediyor ve; “Avrupalılar fert olarak iyidirler ama devlet olarak Türk ve Müslüman düşmanıdırlar, haindirler…”(2) demektedir.

Gerçek­ten onların içinde de çok iyi insanlar vardır ama, devlet politi­kaları söz konusu olduğu zaman aynen Yalman’ın dediği gibi­dirler. William M. Pickthall şöyle demiştir: “Biz İngiliz milleti iyi niyetli fertlerden oluşmuşuzdur ama bütün olarak dost olma­yan bir milletiz”.

Türkleri gerçek manada seven, onları bir öcü gibi görme­yen ve haklı davalarındaki hakları savunan Pier Loti, Claude Farrere… gibi birkaç isim zikredilebilir. Bunlarda bir elin par­makları adedini geçmez.

Halil Halid gençliğinde jön Türklerdendir. Avrupa’nın hay­ranı ve hastası, bunun yanında müthiş bir Abdülhamid düşmanı­dır. Avrupalıların maşası olarak kullanıldığı, devlet ve padişah aleyhine birçok faaliyetlerde bulunduğu için takibata uğramış, yakalanacağını anlayınca İngiltere’ye kaçmıştır. Bir müddet orada kalmış, Avrupa’nın diğer devletlerinden birçoğunu da do­laşmış ve Haçlıları gerçek yüzleri ile tanıyınca, ayakları suya değmiş, onların hiçte kendilerine okutulan ve tanıtılan insanlar olmadıklarını öğrenmiş ve onlarla mücadele etmeye başlamıştır.

Onların iki yüzlülüklerini, sömürgelerde uyguladıkları in­sanlık dışı faaliyetlerini, dünya politikalarını, acımasız ve mer­hametsizliklerini… tenkit etmiş, Müthiş bir Türk düşmanı olan İngiltere Başbakanı Gladston ile kıyasıya mücadele etmiş, ona mektuplar yazıp, mitinglerde sorular sorup zor durumlarda bı­rakmış, bu hususta kitaplar yazıp, makaleler yayımlamış bir kişidir. Bu aklı başına sonradan gelen kişi, Avrupalılarla olması gereken tavrımızı şöyle belirtmiş:

“Bizim Avrupa’ya karşı vaziyetimiz, ateşe karşı vaziyeti­miz gibi olmalı, icap eden harareti almalıyız (çok uzak olursak üşü­rüz), ama içine de girmemeliyiz çünkü yanarız”  

Dipnotlar:

1- Câmiüssağîr, Hadis No: 1110; Feyzü’l Kâdir, c. 1, s. 542.

2- A. Emin Yalman, a. g. e. c. 1, s. 505.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.