Suyu olan değirmene döksün…

Bir köyde yazın kuraklık olma ihtimali var.

Her köylüde de 5’er ton su…

Şimdi köylü ne yapacak,

Değirmenin durması pahasına suyunu saklamalı mı kuraklık korkusuyla?

Yoksa değirmene dökerek, değirmenin dönmesini mi sağlamalı?

Konya Vergi Dairesi Başkanı Musa Kazım Ünver ile Konya Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdürü Emrah Yalçın dün ziyaretimize geldi…

7143 Sayılı Vergi ve Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin kanun hakkında bilgiler paylaştılar bizimle…

Gündemden konuştuk, ülkenin halinden, dövizin durumundan, döviz bürolarındaki kalabalıktan, sarraflardan konuştuk…

Yukarıdaki kıssadan hisseyi paylaştı bizimle…

‘İnsanlar 5 tonda olsa, 5 litrede olsa suyunu değirmene dökmeli’ dedi…

Evet ekonomiyi canlandırmak, ülkemiz üzerinde oynanan oyunu bozmak istiyorsak, ülkemize sahip çıkmaz, devletimize sahip çıkmak istiyorsak ‘3 lira, 5 lira’ demeden ekonomi değirmenine dökülmeli…

Şu an çok farkında değiliz ama yavaş yavaş sistem tıkanmaya başlıyor…

Türkiye’nin devleri dediğimiz firmalar bir bir sistem kapatmaya, 1 ay-1 buçuk ay üretime ara vermeye başlıyor…

Firmalar satışı durdurdu…

Elinde ürünü olan ‘satarsam, sattığım parayla aynısını tekrar yerine koyamam’ diyor…

Çalışanlara yıllık izinler toplu şekilde verilmeye başlandı…

Tamamı için söylemiyorum ama bazı firmalarda maalesef durum bu…

Felaket çığırtkanlığı yapmayacağım…

Çünkü biz Türk toplumu olarak neleri atlattık, ne savaşlardan galip geldik…

Şu an evet ekonomik bir savaş var fakat bu savaşı da her zaman olduğu gibi birlik içerisinde atlatacağız…

Ama durumu fırsata çevirmeye çalışanlarda olacak içimizde…

Şu anda çok hissetmesek de birer birer zamlı fiyatlarla karşılaşmaya başladık çarşıda pazarda…

Her şeyi geçtim, suya zam geldi, şişelenmiş hazır suya...

Ayçiçek yağından, makarnasına, A4 kağıdına kadar zamlı tarifeler uygulanmaya başlandı…

Tamam bir çok üründe yurt dışı bağlantı olabilir ama su yaa su su…

3 tarafı denizlerle çevrili olan memleketimde suyu damı dolarla şişeliyoruz…

MHP Lideri Devlet Bahçesi sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu;

‘Dolara mahkûm değiliz. Dolarla doğmadık, olmayınca da ölmeyiz. Zalimlerin dövizi tetikleyen mekanizmaları, finans ve ekonomik enstrümanları varsa, bizim de kırılmayacak mukavemetimiz, kopmayacak ve kapanmayacak milli ruh ve şuurumuz vardır’ diye…

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise ‘kısasa kısas’ diyerek ABD’nin elektronik ürünlerine ‘boykot’ uygulanacağını söyledi…

‘Buradan iş dünyamıza sesleniyorum. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. Amerika'nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız’ dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Amerika şu an farkında değil, Trump muhtemelen Recep Tayyip Erdoğan’ı tam anlamıyla çözemedi…

Tavır koyarak, tepki göstererek kısacası zorla hiç bir şey yaptırtamazsınız Recep Tayyip Erdoğan’a…

‘Bu dünyanın tek kelek keseni benim’ dersen biri çıkar ‘höst’ der işte…

Boykot kararı yerinde bir karar…

Cumhurbaşkanımızın da dediği daha çok üreteceğiz…

Ama eğer üreteceksek aynı kalitede üretmeliyiz…

Biz maalesef kaliteye değil, paraya odaklı üretim yapıyoruz…

Yani müşteriye kaliteli ürün değil, ucuz ürün sunmayı tercih ediyoruz.

Bu da kalitesizliği, taklidi, markalaşamamayı beraberinde getiriyor.

Bir ürünü boykot edeceksek o ürüne muadil başka ürünleri tercih etmek yerine o ürüne rakip ürünler üretebilmeliyiz…

Ve bu üretilen yerli mallarını tercih etmeliyiz…

Ama dediğim gibi kalite önemli…

‘ülkemizin yerli üretim telefonu varken biz napalım elin elmasını’ diyebilmeliyiz…

En güzel çikolatayı, en iyi tişörtü, montu, ayakkabıyı biz yapmalıyız...

Zaten yapıyoruz, iyisini yapalım işte…

Daha az kar ederek, kalitesinden ödün vermeden ürünler üretip, markalaşırız o zaman…

İşte o vakit dünyanın çivisini yeniden çakarız…