Konya
04 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2393.5
  • BIST
    10276.88
  • BTC
    63607.626$

Sınav Sistemi, Eğitimi Teslim mi Alıyor?

17 Kasım 2022, Perşembe 00:00

Eğitimin genel amacı, yetişmekte olan çocukların ve gençlerin, topluma sağlıklı ve verimli bir biçimde uyum sağlamalarına yardım etmektir. Bu uyumun gerçekleştirilebilmesi için, bireylerin ilgi ve yetenekleri, eğitim yoluyla son sınırına kadar geliştirilir ve davranışları eğitimin amaçları doğrultusunda değiştirilir.

 Eğitimin, bireylere bilgi ve beceri kazandırmanın yanında, toplumun yaşamasını ve kalkınmasını devam ettirebilecek ölçüde ve nitelikte değer üretmek, mevcut değerlerin yaşatılmasını sağlamak, eski ve yeni değerleri bağdaştırmak gibi işlevleri de vardır.

Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ise Türk Milli Eğitiminin genel amacı,

Türk Milletinin bütün fertlerini,

“Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek” şeklinde açıklanmıştır.

Eğitimin öncelikli amacı ne olmalı?

Bu soruya farklı kişilerden farklı cevaplar alabilirsiniz. Ancak eğitimin, Türk Milli Eğitimin amaçları ve toplumun şu anki durumu da göz önüne alındığında eğitimin en önemli amacı bireylerde iyi bir “KARAKTER GELİŞTİRMEK” olmalı.

Özellikle günümüz dünyasında etik olmayan davranışlardaki artış ve ahlaki yozlaşmayı ele aldığımızda toplumun işleyişi için karakter eğitiminin hayati bir zorunluluk olduğunu söyleyebiliriz.

Savaşlar, zorunlu göçler, açlık, cinayetler, hırsızlık, şiddet, istismar, eşitsizlik, aldatma, çevre tahribatı, inanç çatışmaları, yetersiz eğitim ve daha pek çok problemin kaynağı genelde insan, özelde insanların sahip olduğu karakterle ilgilidir. “Onurlu insanın üzerine titrediği tek şey karakterdir” der Konfüçyüs.

Nesilleri iyi vatandaşlar olarak yetiştirmek ülkelerin eğitim hedeflerinin başında gelir. Akademik eğitimin önemi tartışma götürmez bir gerçek olsa da iyi vatandaş yetiştirmenin önemi toplumların devamı için zorunluluktur.

Almanya’da bir lise müdürünün, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine gönderdiği söylenen şu mektubuna bir göz atalım:
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Sizlerden isteğim şudur:
Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.
Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.
Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”

İyi karakter özelliklerine sahip olmadan elde edilen ve kullanılan bilgi değersiz olabileceği gibi insanlık için tehlikeli de olabilir.

Ülkemizi bölmek ve devletimizi ortadan kaldırmak için darbe yapan FETÖ’de, bu ülkenin en iyi şekilde yetiştirdiği öğretmenler, polisler, doktorlar, öğretim elemanları, askerler, askeri ve sivil yargı mensupları yer almıştı.

Eğitimin özü mü kayboldu?

Sınav yarışları yüzünden eğitimin asıl vermesi gerekenleri ikinci, hatta beşinci plana itiyoruz. Sınava ve etüt merkezlerine dayalı ezberci test sistemi, mini minnacık öğrencileri bile yarış atı gibi yarıştırıyoruz.

İlkokula giden öğrencilerimizin önüne daha 1. Sınıftan itibaren testleri koyuyoruz. Öğrencilerin hayatı; testle tost arasında gidip geliyor.

Daha küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza hedef koyuyoruz.

Ne olacaksın? Sorusuna çocuklar; doktor, öğretmen, polis, avukat, mühendis olacağım diye cevap veriyor. İşin daha doğrusu biz bu şekilde cevap verdirmeyi öğretiyoruz.

“İyi karakterli bir insan olacağım” diyen bir çocuk daha görmedim.

Oysa zorunlu temel eğitimin öncelikli amacı, iyi yarış atları yetiştirmek değil, önce insan yetiştirmektir.

İnsanlar, hayatları boyunca öğrendiklerinin yüzde 70’ini ve edindikleri temel davranışların çok önemli bir bölümünü, okul öncesi eğitim dönemi ve temel eğitimde alıyorlar. 

Eğitimde ölçmenin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Sınavı, imtihan/sıkıntı anlamında değil, bir ölçme süreci ve aracı olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu bakımdan eğitim ve sınav aslında birbirinden ayrılmaz iki parça ama birisi amaç birisi araç niteliğindedir. Amaç olan eğitimdir yani eğitim için sınav yapılır, eğitimi düzeltmek için sınav yapılır, eğitimde ne yapıp-ettiğimiz belirlemek için sınav yapılır.

Yani sınav bir nevi tahlil yapıyor, tahlil sonuçları gibi. Tahlil sonuçlarından bir tam sağlık beklemememiz lazım. Sağlıklı olmak demek, yani başlangıçtan itibaren, bütün sağlık kurallarına dikkat etmek anlamına geliyorsa, eğitimde de sınavlarla ilgili algılamamız sorunların tespiti ile ilgili olmalı.

Sınavlarda düşük not alan bir öğrenci, çok yüksek not alan bir öğrenciye göre karakter gelişimi açısından daha iyi bir noktada olabilir.

Bugünkü yazımızı da güzel bir sözle bitirelim.

Eğitim, meyvenin kendisi değil, bilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivendir. -Bernard Shaw

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.