Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63850.246$

Sigaraya Niçin Başlanır (1)

14 Şubat 2019, Perşembe 09:09

İnce kıyılmış tütün yapraklarından elde edilen sigara, uzun zamandır dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Mü­keyyifat denen keyif verici maddelerdendir. Bağımlılık yapar ve başlayan kolay kolay boşlayamaz. İnsan vücuduna en büyük zararları veren çok kötü bir alışkanlıktır. Hal böyle olduğu, tıbbî ve teknolojik ilerlemeler sayesinde son zaman­larda za­rarları ayan-beyan ortaya çıktığı ve insanlar üzerinde yaptığı tahribat aynelyakîn (gözle görüldüğü) halde;  sigaraya neye başlanır? Bu ahtapotun tuzağına neye düşülür? Kişiler kendi kendilerini neye tehlikeye atarlar? Bu soruların cevap­larından bazıları:

 

Büyükleri taklit: Taklit yeteneği sadece insanlara mahsus değil, bütün canlılara aittir. Her canlı kendinden bü­yükleri, önceki nesilleri, onların tavır ve davranışlarını taklit eder. Örf adet ve gelenekler böyle oluşur. “Su girdiği kaba göre şekil alır” derler. İnsanlarda bulundukları çevreye göre yetişir ve gelişir. Dolayısıyla büyükler nelerle fazlaca meşgul ise, o çevrede yetişen çocuklar da onları aynen benimserler. Böylece iyi veya kötü davranışlar sonraki nesillere sirayet eder, miras kalır. İstisnalar çıkabilir ama tiryaki ailelerin ço­cukları tiryaki, içkicilerinki sarhoş, hırsızlarınki de genelde hırsız olmaktadır.

 

Ön alışkanlık: Buna pasif içicilikte denir. Her gün ya­nında içilen yüzlerce sigara dumanını soluyan çocuk ve genç­lerde belli bir oranda bu bağımlılık başlar, alt yapı oluşur, buluğ çağının coşkunlukları da gelince, al sana yeni bir tir­yaki. Avrupa sanayi devrimini yapabilmek için kadınlı er­kekli ça­lışmıştır. Eskiden kreşler ve bakıcılık mesleği de şim­diki kadar yaygın değildi.

 

 Çocuk doğuran ve çalışmak mec­buriyetinde olan anneler, sabah işe giderken çocuklarının beşiklerine afyon (haşhaş) takarlar, çocuk akşama kadar onu solur ve sessiz sedasız uyurmuş. İlim adamları diyor ki; Av­rupalıların içki ve uyuşturucuya bu kadar müptela olmala­rında bu ve benzeri davranışların da büyük tesiri vardır, daha çocuk kundakta iken bağımlı hale gelmektedir. Yanında si­gara içilen çocukta da böyle bir ön alışkanlık başlar.

 

Arkadaşlar arasında kendini kanıtlamak: Gençlikte psikolojik dürtüler çok farklı olur. Hiçbir genç emsallerinden geri kalmak istemez, hatta onları fersah fersah geçmek, özel­likle de karşı cinsin gözünde büyümek, onları kendine hayran bırakmak ister. Bunu da çok değişik tavırlarla sergileyebilir. Sigara ve içki kullanmak bunlardan bazılarıdır. Bu çağdaki gençlere “delikanlı” denir. Yani kanının deli gibi olduğu, istikrar ve itminana kavuşmadığı, yorulup durulmadığı, coş­kun sular gibi akıp cevelan ettiği dönem demektir. Bu çağda genç­lere sahip çıkılması, bu dönemi kazasız-belasız atlatma­larının sağlanması gerekir.

 

Yeterince büyüdüğünü ve olgunlaştığını gösterme id­diası: Çocuklar bir an önce büyümek ve büyüklerin katego­ri­sine dâhil olmak isterler. Bunun için büyüklerden gördükle­rini taklit ederler ve büyüdüklerini ispata çalışırlar. Bazıları sigara içmeye, hatta içkiye kumara el atmaya, bazıları babası­nın jileti ile tıraş olmaya, bazıları babasının arabasını aşırıp kullanmaya kalkar. Bu davranışlar etrafa yeterince büyüdü­ğünü ilân etme­nin tezahürleridir.

 

Özellikle ergenlik döneminde gruptan kopmamak, gu­rup içinde kendini ispata çalışmak veya üstünlük sağla­mak: Bu dönemde çocuklar veya gençler için birinci öncelik arkadaş gurubudur. Ekmekten sudan fazla arkadaşa muhtaç­tır­lar. Bunu bizzat şahsımda yaşamışımdır. Köyümde oyun arka­daşlarımın ailelerinin çiftleri, hayvanları, ekin ve har­manları var, bizim yoktu. Dolayısıyla onlar dağa taşa dağılıp gidince köyde yalnız başıma kalır, arkadaş için yanar kavru­lurdum. İşte bu yalnızlığa düşmemek için gruba adapte ol­mak, onların adet ve alışkanlıklarını benimseyip, dışlanma­mak için de bazı kötülüklere düşülebilir. Atalarımız; “kişi akranından azar” demişler. Peygamberimiz de; “kişi arkada­şının dini üzerine­dir”(1) buyurur.

 

Gamlı, kasavetli olduğu zamanlarda kendine bir arka­daş bulma duygusu, üzüntü ve yalnızlığını giderme psikolo­jisi: Yapılan inceleme ve araştırmalar şunu göster­miştir ki; arkadaş grubu olmayan, yalnızlığa mahkûm olan gençler hatta ergenler daha fazla suç işlemekte, stres ve       sı­kıntıya girmekte, zararlı alışkanlıklara müptela olmaktadırlar. Çünkü “yalnızlık Allah’a mahsus” derler. Günümüzdeki sosyal hayat da, insan­ları özellikle gençleri masa başına, ek­ran karşısına, apartman odasına mahkûm etmektedir. Dolayı­sıyla insanlar sigara ve türevlerini bir arkadaş telâkki edebil­mektedirler.

Dipnot:

1- EbûDâvud, edep 19 (4833).

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.