Konya
01 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2392.0
  • BIST
    10045.74
  • BTC
    57572.59$

RAMAZAN VE VERGİ

15 Nisan 2023, Cumartesi 00:02

Yardımlaşmanın, paylaşmanın ve infakın arttığı bu ayda mükellefler tarafından en çok merak edilenlerin başında yine “Ramazan Kolileri, Yardım Paketleri ve İftar Yemekleri” gelmektedir.

Firmaların kendi personeline veya yardıma muhtaç diğer kişilere doğrudan ya da yardım kuruluşları aracılığıyla “temel gıda, yiyecek, içecek ve temizlik vb.” ürünlerin bağışlanması, manevi huzuru ve toplumsal yardımlaşmayı artırmakta olsa da, mükellefler tarafından bir takım vergisel kurallara da dikkat edilmesini gerekmektedir. Kendi personeline ve ihtiyaç sahibi üçüncü kişilere yapılan yardım ve bağışlar ile düzenlenen iftar yemekleri sebebiyle mükelleflerce katlanılan giderlerin, vergi mevzuatı karşısındaki durumunu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Ramazan Paketleri ve Yardım Kolileri İçerisinde temel gıda, yiyecek, içecek ve temizlik malzemelerini ihtiva eden ramazan paketleri ve yardım kolilerinin işverenler tarafından istihdam edilen işçilere maddi anlamda destek olmak amacıyla hediye edilmesi, yardımlaşma ve paylaşma duygusunu geliştirerek personelin firmaya olan bağını da güçlendirmektedir. İşverenler, yaptıkları bu yardımları tutar ve miktar sınırlaması olmaksızın kazançlarının tespiti sırasında gider olarak dikkate alabilirler. Tabi ki vergisini ödemek kaydıyla…

Nasıl mı derseniz? Şöyle izah etmeye çalışalım. Gelir Vergisi Kanunu uyarınca işverenler tarafından personele sağlanan her türlü nakdi ve ayni menfaat, ücret olarak kabul edilmektedir. Temel ihtiyaç malzemelerini içeren ramazan kolileri ve yardım paketleri de personele verilen ayni ücret olarak nitelendirildiği için gelir vergisi ve damga vergisi gündeme gelmektedir.

Bir örnek üzerinden konuyu incelersek; içinde gıda, yiyecek, içecek, temizlik vb. ürünler bulunan ve bedeli 1.000 TL + 180 TL KDV olan bir ramazan kolisi düşünelim. İşveren tarafından satın alınarak personeline verilen bu ramazan kolisi satın alınırken yüklenilen 180 TL KDV, genel kurallar gereği öncelikle indirim konusu yapılacaktır. Satın alınan ramazan paketi için ödenen KDV dahil toplam 1.180 TL ise işçiye verilen “net ücret” kabul edilecek ve bu tutar üzerinden -ücretlinin içinde bulunulan aydaki vergi matrahı dikkate alınarak- gelir vergisi ve damga vergisi hesaplanacaktır. Ayrıca, işçiye teslim edilen ramazan kolisine ilişkin olarak satın alındığı dönemde indirim konusu yapılan 180 TL KDV ise ramazan kolisinin işçiye teslim edildiği dönemde “İlave Edilecek KDV” hesabına alınarak beyan edilecektir.

Ücretler üzerinden hesaplanan damga vergisi oranı “binde 7,59” olup gelir vergisi oranını da %15 olarak kabul ettiğimizde; işçiye sağlanan brüt ücret 1.400,74 TL olarak bulunacaktır. [(1.180 TL) / 1 - (0,15 + 0,00759)] Brüt ücret ile net ücret arasındaki vergi ise işverenler tarafından beyan edilerek ödenecektir.

Personel Haricindeki Kişilere Yardım Edilmesi Ramazan paketlerinin personel haricindeki ihtiyaç sahibi üçüncü kişilere doğrudan verilmesi halinde; ödenen KDV hariç ramazan kolisi bedelleri “Kanunen Kabul Edilmeyen Gider” niteliğindedir. Ayrıca bu kişilere teslim edilen yardım paketlerine ilişkin yüklenilen KDV’ler öncelikle indirim konusu yapılacak sonrasında ise dağıtıldığı dönemde ilave edilecek KDV olarak beyan edilecektir

Üçüncü kişilere verilen ramazan kolilerinin “gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflar” aracılığıyla dolaylı olarak verilmesi halinde ise; ilgili yardım kolilerinin maliyet bedelleri gider olarak dikkate alınabilecektir. İlgili paketlerin belirtilen kurumlara teslimi KDV’den istisna olduğu için düzenlenecek faturalarda KDV hariç maliyet bedeline yer verilecek ve “ihtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” Şeklinde not düşülecektir. Bu şekilde teslim edilen yardım kolileri sebebiyle yüklenilen KDV ise indirim konusu yapılabilecek ve başkaca bir düzeltme işlemine gerek kalmayacaktır.

İftar Yemekleri Çokça merak edilen konulardan birisi de firmaların düzenledikleri moral artırıcı, personel ve ailelerini kaynaştırıcı, iş ilişkisinde bulunulan diğer paydaşlarla toplantı ve yakınlaşma amaçlı tertip edilen iftar yemekleri sebebiyle katlanılan bedellerin gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı konusudur. Hemen belirtelim ki işverenler tarafından personeline işyerinde ve işyerinin müştemilatında verilecek yemeğin iftar yemeği olarak verilmesi halinde işverenlerce katlanılan harcamalar, herhangi bir tutar sınırlaması olmaksızın gider yazılabilmekte olup personele verilecek yemeğin iftar organizasyonu adı altında iftar saatinde verilmesi, işin gerçek mahiyetini değiştirmeyecektir. Bu sebeple işverenler tarafından sadece personelin davetli olduğu iftar yemekleri sebebiyle katlanılan tutarlar doğrudan gider olarak dikkate alınabilecektir. Ayrıca, bu kapsamda verilen iftar yemeklerinin, işyerinde veya işyerinin müştemilatında verilmesi kaydıyla dışarıdan temin edilmesi de mümkündür.

Yardıma muhtaç üçüncü kişilere ya da firma sahibinin veya personelin aile üyelerine verilen iftar yemekleri sebebiyle yapılan harcamalar ise gider olarak dikkate alınamayacaktır.

İş Ortaklarıyla İftarda Buluşulması Firmaların birlikte iş yaptığı ve paydaş olarak nitelendirdiği şube, bayi ya da ticari ilişkide bulunduğu bir başka firma yetkilileri ile iftar yemeğinde bir araya gelmesi halinde bu durumun iş toplantısı gibi düşünülerek yapılan harcamaların gider olarak dikkate alınabilmesi mümkün olsa da; ilgili durumun gerçek mahiyetinin ispat edilebilir olmasına ve firmanın yürüttüğü faaliyetin genişliği ile uygun düşmesine özen gösterilmesi, ilerleyen süreçte mükelleflerin muhatap olabileceği vergi incelemelerindeki olası eleştiri ve tenkitler için oldukça önem arz etmektedir

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.