Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63827.657$

Kültürel Yozlaşma (1)

08 Ocak 2021, Cuma 09:26

Allah’a hamd, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e salât ederim.

Zamanın getirdikleri ve götürdükleri gibi genel ifade bizi yanıltır. Zaman içerisinde olması gerekenleri kaybettiğinizde yozlaşma ve değer kaybını anlayabilirsiniz.

Kültür¸ bir ülkeye has bilgi birikimi ve anlayışlardır. Yaşayış tarzıdır. Bir toplumu tanıyabilmemize ön ayak olan önemli unsurlardır. Kültür¸ ahlâkî ve millî değerlerimize sahip çıkmamızı sağlayan bir unsurdur. Gün geçtikçe kültürümüzde bir yozlaşma olduğunu görüyoruz.

Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde oluşturulan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları  oluşturmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütününe kültür denir. İşte bu değerlerin ve araçların kaybedilmesi ya da bunların yerine bunlara aykırı yabancı unsurların katılması süreci kültürel yozlaşma olarak adlandırılır.

Sosyolojik olarak, kültür; bizi saran, geçmişte yaşayan insanlardan öğrendiğimiz toplumsal mirastır. Bu mirasın kaybedilmesi yozlaşmaya neden olur.

 Bir milletin kültürel değerlerini kaybetmesi, aslından uzaklaşmasıdır. İnsanların kendi kültürlerini hiçe sayarak başka kültürlerden etkilenme durumuna denir.

 

Yozlaşma; (Dejenerasyon) ahlak başta olmak üzere dil, din, kültür, ticaret, siyaset, tarih, aile ve namus kavramını,  ulvî değerlerden uzak, maddi güç ve egoist şekilde hiçbir kural tanımadan yaşamaktır. Bu anlayış aynı zamanda sürekli ben ukalalığını yücelten bir yapıdır. Özetlenen yozlaşma, her toplumda önce din ve millet kültürünün içerisini sulandırılarak başlarken, diğer alanlara yayılmasıdır.  

Kendimize has dilimiz, musikimiz, mimarimiz, resmimiz, plastik sanatlarımız, folklorümüz ve etnografyamız vardır. Bunların hepsine şu veya bu oranda sinmiş, ruh ve mana kazandırmış bir dinimiz vardır.

Kültürel yozlaşma sonucu bugün gençlerimiz maalesef büyük çapta renksiz, ruhsuz, şiirsiz bir dünyada yaşamaktadırlar. Gönüller Sultanı Yunus emre 7 asır önce maddenin şekil verdiği, mananın hayata hakim olmadığı bir dünyada yaşayan insanların ızdırabını bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı mısrası ile ifade etmiştir. Gerçekten bütün lükse, konfora, medeniyetin nimetlerine rağmen insanlık gönül darlığı içerisindedir.

Kültürel yozlaşma beraberinde tabii olarak kültürün ve ahlâkın harap olmasını getirir.

Şiddet, müstehcenlik, karamsarlık aşılama, özenti yaratma, yanıltıcı reklamlarla tüketimi arttırma, yazılı kültürden uzaklaştırma, gibi mahzurları olan yayınlar üzülerek belirteyim ki çoğunluktadır. Çizgi filmlere varıncaya kadar şiddet, yıkma, dökme, ortadan kaldırmanın ağırlıkta olduğu yapımlar gençlere 24 saat sunuluyor. Halbuki sürekli bir empoze sonucu yanlış da olsa bunlara toplumun alıştırıldığı göz ardı ediliyor. Bu durumu çok güzel izah eden bir fıkra vardır:

Şehirden Anadolu’nun ücra bir köyüne gelin gider. Gelin Hanım, köye varınca mayıs-gübre- kokusundan müthiş rahatsız olur. Her tarafta tezek yığınları vardır. Kayınpederine evlerinin etrafındaki hayvan pisliklerini niye temizlemediklerini, mevcut pis kokuya nasıl dayandıklarını sorar. Kayınpederi der ki:

Kızım biz evimizin etrafındakileri uzaklaştırsak bile 15 metre öteden bu sefer,  komşu…’nin evinin etrafındakilerin kokusu gelir. Burası köy yeridir. Bundan kurtulmak çok zordur.

Hamarat gelin her şeye rağmen kolları sıvar evlerinin etrafındaki bütün mayısı, tezekleri uzaklaştırır. Bir ay sonra koku namına bir şey kalmaz(!). Kayınpederine;

Gördünüz mü koku diye bir şey kalmadı(!), deyince kayınpederi;

Kızım aslında koku aynen devam ediyor ama kokuya senin burnun alıştı, der.

Maalesef toplumumuzun bir çok çirkinliğe ve yanlışlığa tabir yerinde ise empoze ve yoğun telkin sonucu adeta burnu alıştırılıyor.

Farz olan “Emr-i bi’l ma’rûf, Nehy-i ani’l münker” yerine getirilmeli değil miydi.

İslam’ın öngördüğü beş temel hedef ise, dini, aklı, nefsi, nesli ve malı korumaktan oluşmaktadır. Bunlara halel gelmesi toplumu temelinden sarsar.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.